6. Bölüm

18 5 9
                                    

Hellööööööö
Bu bölümde biraz değişiklik yapmak istedim. Umarım beğenirsiniz?
İyi okumlaaaar

HAYAL

*Gece Çakır'ın ağzından*

Herkesin bir hayali vardır. Öğretmen olmak, doktor olmak, avukat olmak, ünlü olmak. Ben hiçbirini istemedim. Benim tek hayalim vardı. Tablolar.

Herkes beni yaptığım tablolarla tanısın isterdim ama hiç bir zaman hayalim olamacağını da bilerek büyüdüm. Büyüdüm de diyemem zaten, büyümek zorunda kaldım.

Küçüklükten beri tek isteğim ressam olmaktı. Babam değil ressam olmak  tablolara bakmama bile izin vermezdi. Her zaman "Sen benim oğlumsun, benim oğlum resim falan yapamaz. Sen bizim soyumuzu ilerleteceksin, başa geçeceksin. Kız mızın sen? "

Ailemden hep uzak durdum. Hep içime kapanan o küçük çocuktum. Babam beni yurtdışında okutup özel okullarda eğitim aldırdı. Benim tek isteğim resimler, boyalardı ama beni başa geçmem için zorladı.

Annem bana hiç destek olmadı. Küçük yaşta babamla beni başbaşa bırakıp gitti. Ne aradı, ne sordu, ne de geldi. Dört yaşında terk edildim ben ve bir dahada beni terk etmelerine izin vermeden ben terk ettim herkesi.

Gece doğmuşum ben. O gün çok gök gürlemiş, çok şimşek çakmış, her yer toz duman olmuş, evler yıkılmış, çatılar uçmuş. Babannem o gün demiş "Büyüyünce de böyle olacak torunum. Her yeri inletecek."

Hep babam beni başa geçirme derdindeydi. Sırf başa geçmiyeyim diye şehir değiştirdim. Orada şirket kurdum, kumarhane yönettim, gazino açtım. Sırf babam beni memlekete çağırmasın diye, başa geçirmesin diye hayallerimden sıyrılıp bataklığa düştüm. İşleri bahane edip gitmiyordum.

Sonunda babam ölmüştü. Buna pek üzüldüğüm söylenemez ama sevindiğimde söylenemez. Babam öldü artık başa geçmemi ısrar edecek kimse yok. Babam öldü artık başta ben varım.

Babamı herkes amcam olarak bilir. Herkes beni Fırat Çakır'ın yeğeni olarak bilir. Babam beni hiç oğlu olarak görmedi. Bende onu hiç babam olarak görmedim.

Hep benden utandı. Hep beni suçladı.  Hayallerimi öldürdüm ama o yinede benden utandı. İstediği biri olamadım, utandı. Gurur duymadı hep utandı. 

Dedim ya hayaller vardı diye. Benim hiçbir hayalim gerçekleşmedi. Annem gelsin istedim, gelmedi. Mutlu olayım istenim, olmadım. Babam değişsin istedim, değişmedi. Huzurlu olayım istedim, olamadım. Resimler çizeyim dedim, fırçalar bana küstü. Çocukça ve masum hayallerdi bunlar. Ve artık büyüdüm, baştayım. Artık Fırat Çakır gurur duymak istesede duyamaz.

Konaktakilerden faklı büyüdüm ben. Hiç ailemin içinde olmazken bir o kadar da aile içindeydim.

Her şeye rağmen oturmuş sakince düşünüyordum. Elimdeki viski bardağını yudumlarken aklımı karıştıran sorular vardı. Çok uzak olmadığım konuları bunlar ama bir an da babamın yerine girmek zorunda kaldım. Ay tarafından öldürülen sevgili babam neden öldürüldü diye merak ediyordum.  Hemen işleri yolunan koyup ipleri elime almam lazım.

Bir sorun daha vardı. Özgür. Nasıl bir kadın anlamıyorum. Kadın desen değil, erkek desen değil çok garip bir tür. Hep bir hırs peşinde. Hep savaş halinde. Sorun yaratmayı seven birisi ama kendi yarattığı sorun hariç bir sorun çıktığında sinir oluyordu. Bunu az çok anlamıştım. Onu tanımam lazımdı. Babamla karşılaştığı kesindi ama onun yerini bilmem lazımdı. Tuhaf bir kadın. Çok sert, agrasif, sinirli, hiperaktif, asık suratlı, taş gibi, çok güzel.

Gece'nin ÖzgürlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin