9. Bölüm

21 7 12
                                    

《Nasılsınız Ay'larım?

Bölümü geç yazdığım için herkesten özür diliyorum. Beni mazur görüp bölümüm keyifle okumanızı dilerim.

İyi okumalaaaaar...🌙》

GÜÇ

Soğuk gecede karanlığın en derin sularında yüzüyordum. Gece soğuktu. Bende soğuktum. Kalbim kadar, ruhum kadar, hayallerim kadar, duygularım kadar soğuktum. Uçurum, beni üşütmeye yemin etmiş gibi rüzgarını hayatın gerçekleri gibi suratıma çarpıyordu. Ama bilmiyordu ki ne kadar soğuk olursam olayım içimdeki yangını södürecek bir rüzgar yoktu. Benim Rüzgar'ım ölmüştü. Tam aksine rüzgar içimdeki kıvılcımı ateşe döndürüyordu.

Kendimi yaktığım gibi yanımdakileri de yakıyordum ve külleri bana zevk verenlerin arasına giren şeylerdendi...

🌙

"Gece zaten benim. Sadece ben gecenin değilim."

İlk böyle başlamıştı. Peki sonumuz ne olcaktı? Bizim bir sonumuz olamaz. Belki Özgür ölür ama Ay asla.

Ay unutulmazdı, vazgeçilmezdi. Özgür'ü öldürende Ay'dı. Ay o yüzden kendinden nefret ediyordu. Ay, iki masum kişiyi öldürmüştü.

Özgür ve Rüzgar.

***

"Seni seviyorum Özgür." sesi şefkat doluydu.

"Bende. Sakın bırakma beni." ben ise o kadar huzurluyum ki. Benliğimi unutuyordum.

"Ölmediğim sürece seni asla bırakmıyacağım." dedi kulağuiıma fısıldayarak.

"Sen asla ölme."

"Sen öldürmediğin sürece beni kimse öldürmez."

İkimizde gülerken Rüzgar'ın karnına dirseğimi geçirdim.

***

Gözlerim bulanıyor. Eski anılar gözümün önüne geldikçe başım dönüyor. Uçurum kenarında daha fazla kalmak istemedim ve ayağa kalktım. Son kez gece ve rüzgara baktım ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Botlarım ne kadar bana bir numara büyük gelsede bunu umursamadan yürümeye başladım. Motoruma binerken bir anda gözüme bir ışık vurdu. Etrafım aydınlanırken üç siyah araba arka arkaya durdu. Ben hiç birşey anlamazken kaşlarımı çatıp gözlerimi arabaya diktim.

Kapı yavaşça açıldı ve içinden gecenin esir olduğu gözler görüldü.

Ne işi var bunun burada?

Gece Çakır fazla kaşınıyordu ve ben sivri pençelerimle onu kaşımak için bekliyordum. Onu gördüğüm an kaşlarım çatılırken sert bakışlarımı gözlerinden çekmedim.

Arabadan indiği an bana doğru gelmeye başladı. Karşımda dururken kendinden emin tavrını gösterip gözlerini bana dikti.

"Ne o intihar mı etmeye geldin?"

"Evet. Sensizlik bana koyuyor artık daha fazla yaşıyamam."

Bu espriyi yapan bendim ama gülen taraf o ve adamları oldu. Aslında bu gülmekte değildi sadece kendini üstün görenlerin gülebileceği bir sırıtıştı.

"Senin ne işin var burada?"diyerek gülenlerin yarıda kestim.

"Yoldan geçerken uğrayayım dedim."

"Gece beni daha fazla sinir etme siktir git."

"Küfür etme."otoriter bir sesle.

Bu adamın hakaret ve küfürlere karşı ne sorunu vardı? Sıkıntılı bir nefes verip başımı iki yana salladım. Geldiğinde indiğim motoruma bir adım atarak geri bindim. Çalıştırırken konuşmaya başladı.

Gece'nin ÖzgürlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin