Burnuma dolan lezzetli koku ile kıpırdandım yerimde.
Uyumadan önce sonuna kadar ışık gelmesin diye kapattığım perdeler ardına kadar açıktı ve cam hafifçe aralanmıştı. Mutfaktan gelmeye devam koku ve patır kütür sesler de tek bir şeyin habercisiydi.
Biricik arkadaşım aynı zamanda komşum olan Jisung evime girmişti.
Her zamanki gibi.
Tüm nöbet saatlerimi bilir ona göre sabah evde olduğum günler gelir bana kahvaltı hazırladı. Zaten kendisi şefti ve inanılmaz lezzetli yemekler yapardı hatta büyük ölçüde beni o beslerdi.
Dinlenmiş bedenimi yataktan kaldırdım ve kısaca birkaç esneme hareketi yaptım. Hobi olarak dans ettiğim için esnek bir vücudum vardı. Uzun saatler çalışsam bile dayanıklılığımı koruyabilir olmam muhtemelen zorlu dans geçmişimden kaynaklıydı. Yavaşça odadan çıkıp mutfağa doğru baktım. Tıpkı tahmin ettiğim gibi bir görüntü vardı. Jisung kulaklıklarını takmış sallana sallana bir şeyler hazırlıyordu.
Tuvalete gidip hızlıca elimi yüzümü yıkadım ve az önceki hızıma ters olacak şekilde yavaşça mutfağa ilerleyip Jisung'a arkadan yaklaştım.
Beni fark etmeden sebzeleri yıkayan bedenin yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Ani hareketimle şaşkınca bana bakmış, gözlerini büyütmüş ve dudaklarını aralanmıştı.
"Napıyorsun be korkuttun beni"
Muzipçe suratına bakıp omuz silktim.
"Perdeyi sonuna kadar açıp uyanmama sebep olduğun için hak ettin bunu."
Söylediklerimle kaşlarını çatmış ve elindeki salatalığı bana uzatırken laf dalaşına girmeye hazır bir hale bürünmüştü.
"Sana yiyecek bir şey hazırlıyorum farkındaysan. Açlıktan öleceksin bu gidişle. İyice zayıflamışsın Minho. Geberteceğim bir gün seni şu ihmalkarlığın yüzünden."
Kıkırdayıp yavaşça sırnaştım arkasını dönmüş işine devam eden bedene.
"Sen bana kıyamazsın sungiee~" tatlı tatlı konuşup çenemi omzuna koymuş ne yaptığına bakıyordum.
"Sırnaşma da git benim evden yumurta getir." yandan bir bakış atmış ve beni kendinden uzaklaştırmak için kıpırdanmıştı. Kollarımı sardığım bedeninden çekerken omzuna bir ısırık bırakmıştım sinsice.
"Yaa Minho cidden geberteceğim seni"
O arkamdan bağırırken ben hızlıca onun anahtarını alıp karşı daireye geçmiştim.
Benim evimin aynı düzeni olan dairede mutfağa girmiş ve 3 tane yumurtayı almıştım. Gözümün önünden anılar geçip giderken aklımda takılı kalan şey her seferinde aynıydı.
Buraya ilk taşındığım hafta Jisung ile tanışmıştık ama korkunç bir tanışmaydı. Kızgınlık döneminde olduğunu düşünmüştüm çünkü odalarımız yan yanaydı ve her akşam hastaneden geldiğimde duvarın diğer tarafından sürekli inleme sesi geliyordu. Gün içinde de hiç görmediğim içinde kızgınlık geçirdiği bir haftada olduğunu düşünmüştüm ve o gece artık dayanamayıp kendime bu dönemlerde biraz acımı dindiren çaylardan yapıp götürmek istemiştim.
Kapıyı çaldığımda gördüğüm görüntü ise büyük bir şok olmuştu benim için. İçeriden baya enine boyuna Jisung'un iki katı bir alfa ve arkasında bayık bakışları ile ayakta zor duran Jisung çıkmıştı. Tabii elimde çay ile kapıda kalakalmış hızlıca bir şeyler saçmalayıp evime kaçmıştım.
Cidden o kadar utanmıştım ki ne söylediğimi bile hatırlamıyordum. Jisung'a sorduğumda seks sarhoşuydum ne söylediğin umrumda bile değildi o an diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A moment of silence | Hyunho
أدب الهواة| Omegaverse | Hyunjin'in nefesi önce ensemde oyalandı ardından mühür yerime yavaşça burnunu sürttü. Öyle belirsiz bir histi ki bir an yanlış mı hissettim diye sorgulamıştım. Yavaşça aynı yere dudaklarını bastırınca irkildim. İşte bu hareket tüm bed...