17 | Sevgi

2.5K 205 138
                                    

Burnuma dolan lezzetli koku bedenimin uyanıp aç karnımı doyurmam için çırpınmasına sebep oluyordu. Yumuşacık yatak beni içine hapsetmiş gibi hissetsemde yavaş yavaş ayılmamdan dolayı beynime dolan senaryo gözlerimin hızlıca açılmasını sağladı. Zihnime düşen anılarla tek tek yüzleşirken çoktan yanaklarım ateş olmuş ve yanmaya başlamıştı.

Dün o anın gazıyla neler yapmıştım aklımı kaçıracaktım.

Aşırı utanıyordum ama zerre pişman değildim. Belki uyuyakalmasaydım daha ilerisi için bile delirebilirdim. Saatler önce yaşadığım şeyleri düşünmek bile tekrar arzuyla dolmama sebep oluyordu. Şu an yatakta altımda sadece iç çamaşırımla duruyordum. Hyunjin yanımda değildi muhtemelen bu güzel kokunun gelmesini o sağlıyordu.

Hasta haliyle aşağı inmiş yemek yapıyor olduğu gerçeği ile yüzleşince istemsizce kaşlarımın çatıldı. Hızlıca oturduğum yataktan kalkıp kenardaki şortu altıma geçirdim. Tişörtün nerede olduğunu bilmediğim için etrafa bakınırken gözüm aynadaki yansımama takıldı. Göğüs ucum kızarmıştı ve çevresinde birkaç iz vardı. Köprücük kemiğimde ise hafif bir morluk ve derin olmayan diş izleri kendini belli ediyordu.

Parmaklarım izlerin üstünde gezinirken nefesimi istemsizce tutmuştum. Hyunjin cidden baş döndürücüydü. Jisung'un demek istediği şeyi şimdi daha iyi anlıyordum sanırım. Cinsel anlamda henüz onun bahsettiği kadar büyük şeyler yaşamamış olsamda bu ufacık şey bile benim için oldukça heyecan vericiydi ve ayaklarımı yerden kesiyordu. Dudaklarıma yayılmış sırıtışı kesip kenarda gördüğüm ve dün Hyunjin'in üzerindeki tişörtü giyindim.

Saçımı karıştırıp kendi haline bıraktıktan sonra odadan çıktım. İnanılmaz aç hissediyordum ama Hyunjin'e bu halde aşağı indiği için kızacaktım. Mutfaktan gelen doğrama sesleriyle sessizce kapıya yaklaştım. Hyunjin altına yalnızca şortla duruyordu. Çıplak sırtında minik izler bırakma fikri zihnime düşerken başımı hızlıca iki yana salladım. Yalnızca bir kez yakınlaşmıştık ama kendimi inanılmaz ihtiyaç dolu hissediyordum. Bu kadar bastırılmışlık bir anda patlamış gibiydi ama sakin olmalıydım, bunun bilincindeydim.

"Bakıyorum doktorunun lafını dinlemeyecek kadar cesaretlisin. Yürek mi yedin alfa?"

Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruyla birlikte başını bana çevirip çapkınca göz kırptı. Dudakları mutlulukla iki yana kıvrılırken yüzünde muzip bir ifade vardı.

"Hayır omega, yüreğin değil ama bizzat doktorumun tadına baktım."

Söylediği şeyler utanmamı sağlarken çoktan ona doğru birkaç adım atıp kollarımı beline sardım. Kafamı kaldırıp yüzüne bakamasamda ona sırnaşacak kadar uysaldım. Bugün ekstra bir söz dinlemeye meyilli hissediyordum.

" Ne pişiriyorsun? Çok acıktım. "

Dudaklarımı büzerek konuşup kafamı kaldırdım ve gözlerimizi buluşturdum. Bedenim bedenine yaslıydı. Yemeği boş vermiş yüzümü izliyordu. Ellerini belime değdirerek kalçama indirdi ve bacaklarımdan kavrayarak beni hızlıca kucağına aldı. Ellerim belinden ayrılmış omuzlarına tutunmuştum.

Az önce bana tepeden bakan o iken şu an bendim.

" Seni doyurmamı ister misin?"

Net çıkan sesi ve derin bakışlarına karşılık sesim çıkmazken başımla sallayıp onayladım. Gözlerimi kapatıp dudaklarıma konduralacak öpücüğü beklerken nefesimi de sabırsızca tuttum. Birkaç adım atıp beni sert bir yere bıraktı ve tamamen bedenlerimizi ayrıldı. Gözlerimi açıp ne olduğuna baktığımda beni sandalyeye oturttuğunu ve önüme büyük bir tabakta yemek koyduğunu görmüştüm.

A moment of silence | Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin