Katilimin öldürülüşü...

180 8 2
                                    

Belkide her insan kendi katilidir. Kendisini sevmeyerek,ya da fazla severek. Bazen fazla sevdiğimizde de insanlar gider. Gitmelerini istemesek bile... Belki de gitmelerini istiyoruzdur. Sadece yaratacakları acılardan korkuyoruzdur. Acılardan korkmalı mıyız?
Bize yaşatılan acılardan. Bizde açılan yaraların acısından. Ya yaralarımızla alay ederlerse. Yaralarınızla alay eden her kimse yaralanmamış olan,yara nedir bilmeyen öylesine yaşayan ruhtur.

İnsanları insanlar öldürür,silahlar değil. Bu devirde sözler işliyor cinayetleri,katiller değil.

Acı duyabiliyorsan canlısın. Başkalarının acılarını duyabiliyorsan,insansın.
~Tolstoy

Ne kadar tuhaf di mi?
Suçlu olan kişiyi gösterirken 1 parmağın onu, 3 parmağın seni gösterir...

Bazı insanlar için illa ilaç içilmez,bilek kesilmez ya da insan kendini asmaz... Bazı intiharlarda insanın yaşama sevincini öldürür, umudunu keser, hayallerini asar ve kimsenin bundan haberi olmaz...

Gözlerimi açtığımda Erim ve Buğra sırıtarak başımızda bekliyorlardı. Neden sırıttıklarını ilk başta anlamamıştım. Gözlerimi onlardan alıp Ege'ye baktığımda dizimde uyumuş,bende yerde yatıyordum. Erim ve Buğranın neden sırıttığı ortaya çıkmıştı. Erim ve Buğranın gıcık eden sırıtışına aldırış etmeden  yavaşça yerden doğrularak kalktım. Ege'nin omzuna dokunup:
"Ege hadi kalk."
"5 dakika daha." okul için uyanmak istemeyen küçük bir çocuk gibiydi.
Masumdu. Masum bakıyordu.

Ege'yi dizimden alıp koltuğa yatırmak için Erim ve ben Ege'yi kaldırdık,koltuğa yatırdık,üstüne battaniye örttüm. Yanından ayrıldım,banyoya geçtim,elimi yüzümü yıkadım,dişimi fırçaladım,saçlarımı tarayıp,son bir kez ayna da kendime baktım ve salona geçtim. Koltuğun başına eğildim. Ege'yi uyandırmayı tekrar denedim. Gözlerini yavaş yavaş açtı
"Gözlerim acıyor." dediğinde kalbimde olmaması gereken bir sızı fark ettim. Gözümü kapatmışım o an farkında bile değildim. Ege'nin kokusunu içime çekince fark ettim.

Kokusu,unutulmayacak hatta yaşanabilecek güzellikteydi.
Korkuyordum ya kokusunu kaybedersem.

Gözlerimi açtım.
"Ege,gözlerin için damla getiririm birazdan ama ilk önce kahvaltını yap."
"Tamam,olur."  dedi gözlerini ovuşturarak kalkttı,mutfağa geçti,bende peşinden gittim. Yerlerimiz aynıydı. Ege benim yanımda Erim ve Buğra da yan yana oturuyordu. Erim müzik sohbeti,bir kaç espri yaptıktan sonra Buğra:
"Ege ve Alya siz niye hiç konuşmuyorsunuz."
Erim:
"Buğra bu da soru mu? Onlar dün gece yeterince konuşmuşlardır."
Erim ve Buğra kısa süreli ama büyük bir kahkaha attıktan sonra konuşmam gerektiğini fark ettim.
"Ege'ye dün için özür diledim. Sonrasında da dizimde uyudu."
Erim:
"Sende Ege'nin yanında."
Ege, Erimin dediğinden sonra hafif sırıttı. Hoşuna gittiği fazlası ile belliydi.
"Ege hoşuna mı gitti bu durum?"
"Fazlası ile." yüzüme hala sırıtarak bakıyordu.
"Bu arada yüzün kızarınca çok tatlı oluyorsun."
"Tatlı mı?" bu seferde verdiğim tepkiye gülmüşlerdi.
Aldırış etmeden kahvaltımı yapmaya devam etmek istiyordum ama her baktığımda ya kahkaha atıyorlardı ya da sırıtıyorlardı.
"Ege senin gözün acıyor mu?"
"Hayır."
Kahvaltı bittikten sonra Erimler masayı toplarken,bende evi topladım. Evi toplama işimiz bittikten sonra biz salona geçerken Erim yaptığı kahveleri salona getirdi. Koltuklara oturduk. Buğra benim yanıma,Erim ile de Ege yan yana oturdu.  Ege,Erim gelene kadar yere dalgın dalgın bakıyordu.
Gece Erim ve Buğra yattıktan sonra bu konuyu açmayı düşündüm. Bağdaş kurdum, Erimin getirdiği kahveyi yudumluyordum bir andan da Erimin sohbetini dinliyordum. Kitaplar hakkında konuşuyorlardı.
"Kitap;insanı insan yapan. Sözler arasında düşündüren,çoğu zaman akla fikre mantığa karşı olan. Güldüren,aşık ettiren, ağlatan. İnsanlarda böyledir ilk önce güldürürler,aşık ettirirler sonra ise ağlatırlar." dediğimde içimden bir sesin böyle düşündüğünü düşünüyordum. Fakat yanılmışım. İçimden değil dışarıdan söylemiştim.
Erim:
"Vay be! Bizim Alyaya bak sen."
"Ney!"
"Az önce düşündüklerini içinden değil dışından söyledin."
"Önemli değil."
Buğra bir kaç kız muhabbeti konuştu,Erim sap olmanın krallık olmasından bahsetti. Buğra ile aşk hakkında sohbet ettiler.
Erim:
"Aşk nedir biliyor musun?"
Buğra:
"Hayır, bilmiyorum." dediğinde alay eden bir ses tonu ile konuşmuştu.

Seri Katil 18 NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin