9

634 44 4
                                    




Yeni bölümümüzle ben geldimm

İyi okumalar hepinize canlarımm ♥️


~~~


"Ah. Gel bakalım oğlum" kapıyı açan babam beni karşısında görünce gülümsemiş geri çekilerek içeri geçmem için yol açmıştı. Hızlıca içeriye girmiş salonda babamı beklemeye başlamıştım. Annemle babam beraber içeri gelince beklemeden konuya girmiştim. "Baba önemli bir konu konuşmalıyız. Abimlerde gelsin konuya girerim" ikisinin de kaşları çatılırken bana merakla bakmışlardı. "Ciddi bir sorun mu var oğlum?" Dışarıyı izleyen bakışlarımı babama çevirmiştim. "Evet. Ama abim gelince konuşacağız bunu" demiş bakışlarımı tekrar dışarıya çevirmiştim.

Abim ve eşi Jin hyungum da geldiğinde bu bekleme işini daha fazla uzatmamaya karar vermiştim. Zaten buradan çıktıktan sonra Jungkook'u bulmayı planlıyordum.

"Evet Taehyung anlat bakalım şu öndmli meseleyi"  babamda abimi onaylarcasına başını sallamıştı. "Konu Jungkook" hepsinin kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyorlardı. "Dün akşam bana geldi"

"Evine mi aldın onu?" Bir anda babamın sert sesini duymam ile bakışlarım hızla ona dönmüştü. "Davet ettim ama o gelmedi. Ama burada önemli olan konu bu değil baba. Jungkook haftaya tekrar Amerikaya dönmeyi planlıyor"

"İyi de bu iyi bir şey" lafımın tekrardan babam tarafından bölünmesi ile kaşlarımı çatarak ona baktım. "Hayır iyi bişey değil. Neden gidiyor biliyor musunuz?" Abim ile babam başını olumsuz anlamda sallarken ben konuşmama devam etmiştim. "Sizin yüzünüzden. Sadece onu koruyan bir iki adam var diye Jungkook tehlikeli aman yaklaşmayın gibi uyarıyı tüm ekip arkadaşlarımıza yaptığın için. Baba olayın daha ne olduğunu bile bilmiyorken onu böyle yargılaman hoş değil. Üstelik tüm ekip arkadaşlarımız onu görmezden geliyorlar. Sence bu yaptığın doğru mu baba? Hayır sana yakışıyor mu böyle bilip bilmeden biri hakkında böyle bir varsayımda bulunmak?" Tüm ciddiyetimle babama baktığımda başını yere eğmiş bir şekilde durduğunu görmüştüm. Abimin sesi soluğu çıkmıyordu. "Haklısın Taehyung. Çok haklısın gerçekten" babam ile bakışlarımız kesiştiğinde devamını beklercesine yüzüne baktım. "Bilip bilmeden onu yargılamam çok yanlıştı" başımı onu onaylar anlamda salladım. "Baba ben zaten onun tehlikeli bir iş yaptığını sanmıyorum. Hastaneden bu işi yapmak için çağrıldığı zaman çıkabiliyorsa devlet adına bişey olabilir. Yani bildiğim kadarıyla korede bu kadar üst düzey yetkileri olan bir çete felan yok"  evet gece boyunca koredeki örgütlerdir çetelerdir mafyalardır hepsini araştırmıştım. "Neyse gidiyorum artık ben. Abi sen de bizimkileri uyarırsın" evdekilerle daha fazla konuşmadan dışarı çıkmıştım. Jungkook'un evine gitmeyi düşünüyordum. Orada yoksa da abisinin yanına giderdim.

***

Evin bahçe kapısının önünde dikiliyordum. Önceki sefer kapılar zaten açıktı ama bu sefer kapalı olmasından dolayı eve rahatça giremezdim. O yüzden zile basmıştım. Jungkook'u sırf evinde yakalayabilmek için erkenden gelmiştim. Bir süre sonra kapının açıldığına dair bir 'tık' sesinin ardından büyük geniş bahçeye adım atmış ardımdan kapıyı kapatmıştım. Jungkook Kore'ye gelirken kesinlikle güzel mutlu bir düzen kurmak istiyordu. Üzgünce bir nefesi ciğerlerime çekmiştim. Evin dış kapısına ulaşıp tekrar zili çaldığımda kısa süre sonra sevimli biri tarafından açılmıştı.

Tanrım Jungkook şu an o kadar tatlıydı ki. Gözünü ovuşturarak bana bakıyordu. Dalgalı saçları iyice kabarmıştı. Yanaklarındaki ve dudaklarındaki kızarıklar gözünü yumruk yaptığı eli ile ovuşturması tatlılığına tatlılık katıyordu. Üstüne üstlük dağınık duran tişörtü ve kareli pijama altı ve tavşanlı pofidik terlikleriyle beni sevimliliğinden öldürecekti. Kalbim göğüs kafesime sığmıyordu resmen.

"Taehyung?" Uykudan yeni uyandığı için pürüzlü ve boğuk çıkmıştı. "Uykundan uyandırdığım için özür dilerim. İçeri geçebilir miyim?" Kapının önünden geriye doğru çekilmiş beni içeri buyur etmişti. Daha önce gelmiş olduğum evi şimdi inceleme fırsatı buluyordum da değişik bir havası vardı. Evin içi genel olarak siyahtı ama geniş ve güzel bir havası vardı evin.

Uykulu bir şekilde bana bakan Jungkook'a baktığımda konuşmuştu. "Taehyung konuşmak için geldiysen eğer benim gerçekten çok uykum var" Jungkook gerçekten de ayakta uyuyordu. Aklıma gelen fikir ile kalbim heyecan ile çarptı. "Konuşma yapmaya gelmedim ama şunu yapmayı çok istiyorum" kaşlarını çatmış anlamazca bana bakarken onu bileğinden yakalamış geniş ve pofuduk görünen koltuğa doğru adımlarken köşedeki battaniyeyi de almıştım. Geniş, gri ve rahat olan koltuğa uzanmış Jungkook'u da göğsüme çekmiştim. Kafasını kaldırıp yüzüme bakmaya çalışmasıyla ona izin vermemiş göğsüme bastırmıştım kafasını. "Böyle yatalım" daha fazla zorlamamış kendine rahat bir pozisyon bulana kadar kıpırdanmıştı. En sonunda kafasını boyun girintime koymasıyla içimde tarif edilemeyen bir his olmuştu. Yüzümdeki tebessüm ile battaniyeyi üstümüze örtmüş ardından yüzümü kabarık saçlara gömmüştüm. Ellerimle sardığım vücudun kasılmasıyla yüzümdeki tebessüm büyürken saçlarına öpücük kondurmam ile nefes almayı kesmişti Jungkook. Gülerek yanağımı saçlarına yaslamıştım. "Çok tatlısın Jungkook"  bir anda göğsüme yediğim yumuşak yumruk ile kahkaha atmıştım. Benden kaçmaya çalışan beden ile onu sıkıca sarmış kollarımın arasından çıkmasına izin vermemiştim. O da kaçamayacağını anlayınca direnmeyi kesmişti. Yüzümü tekrar dağınık saçlarına gömdüğüm zaman konuştum. "Jungkook. Ben de senden hoşlanıyorum. Biliyorum bir anda böyle bişey söyleyince bana inanmaman normal ama ben senden gerçekten hoşlanıyorum" bu sefer başını kaldırmaya çalıştığında izin vermiştim. Göz göze geldiğimizde bir kez daha kalbim erimişti. Kahve-kehribar gözleri dolmaya başladığında endişeyle yüzüne bakmıştım. "Bana şaka yapmıyorsun değil mi? Duygularımla oynamıyorsun değil mi?" Gözlerim panikle büyürken başımı olumsuz anlamda iki yana sallamıştım. "Hayır Jungkook gerçekten. Ağlama lütfen" göz yaşlarını silerken silerken ona kendimi nasıl kanıtlayacağımı biliyordum. "Seni sevdiğimi kanıtlayabilirim" merakla bana bakarken sordu "Nasıl?" Benim elime kıyasla küçük kalan beyaz elini avucuma almış kalbimin üstüne koymuştum. Ardından kiraz kırmızısı ufak dudaklara kendi kalın dudaklarımı bastırmıştım. Heyecandan kalbim hızlıca atmaya başlamıştı şimdi. Dudaklarımızı ayırdığımda iri gözlerini daha da irileştirmiş bir şekilde yüzüme bakmıştı. Onunda solukları benimkiler gibi hızlıydı. "Doğru söylüyorsun" tebessüm etmiş bana şaşkınca bakan Jungkook'un alnında da öpmüş tekrar boyun girintime yaslamıştım. "Doğru söylüyorum tabii. Ama artık uyuyalım değil mi?" Başıyla beni onaylamak ile yetinmişti. Tekrar boyun girintime gömüldüğünde oraya hafif bir öpücük kondurmuştu. İçim kıpır kıpır olurken Jungkook ile beraber birbirimize sarılarak güzelce uyumuştuk.

~~~


Otelde bana ilham perileri uğramış olabilir 😉🧚‍♀️

Namjoon'un  ekip arkadaşlarına Jungkook'a soğuk davranmasınlar diye uyguladığı tarife

Namjoon'un  ekip arkadaşlarına Jungkook'a soğuk davranmasınlar diye uyguladığı tarife

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Diğer bölüm görüşürüzz 👋

°Leo🦁

My Darling Is A Illegal Doctor| Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin