Bölüm 5: Oh Je'deki Ma Hwi Young

5 0 0
                                    



Oh Je'den:

   Hiç sizi asla sevmeyecek birine aşık oldunuz mu? Ben oldum. Nasıl başladı bilmiyorum. İlk karşılaştığımız, tanıştığımız ve ilk kez sohbet ettiğimiz zamanları hatırlıyorum gerçi ama bu bilmediğim his ne zaman başladı kestiremiyorum. Belki de ilk günden beri oradaydı ama ben çok sonra fark etmiştim. Ya da onu tanıdıkça, gördükçe mi bu hale gelmiştim? Zamanla daha çok, daha çok mu sevmiştim?

Liseye başladığım ilk gün gördüm onu. Okulun bahçesine girdiği andan itibaren tüm bakışları üzerine çekebilecek havalı biriydi. Benden birkaç santim uzun boyu ve geniş omuzlarıyla oldukça iyi görünen bir vücudu vardı. Onu şöyle bir süzdüğünüzde anlardınız ne kadar zengin olduğunu. Tamam, hepimiz aynı üniformayı giyiyorduk ama... bir şeyler farklıydı işte. Ona bakınca anlardınız. Üzerinde tek bir kusur yoktu. Ne kadar bakarsanız bakın görülecek tek bir kusur... kıyafetinde tek bir kırışıklık bile bulamazdınız. Sonra saçları... ortadan değil de hafif yandan ayırdığı, alnına dökülen simsiyah saçları... Her şey kusursuz olması için tasarlanmış gibiydi. O... kusursuz olmak için tasarlanmıştı.

Ve sonra sınıfa geçtim. Bir süre sonra kapıdan girdiğinde onun da benimle aynı sınıfta olduğunu anladım. Dersler başladığı zaman bazı hocalar kendimizi tanıtmamızı istediğinde büyük bir özgüvenle ayağa kalkışını izledim. Her seferinde o tok sesiyle şöyle dedi:

—Ben Ma Hwi Young.

Ve böylece ben hem adını hem de sesini hafızama kazımış oldum. Bu çocuğa bakınca özgüvenini hemen görebilirdiniz. Bu çocuk konuştuğunda özgüvenini duyabilirdiniz. Ve bu çocukla birazcık aynı ortamda dursanız özgüvenini hissedebilirdiniz. Onun hakkındaki ilk izlenimim bundan ibaretti. Bir de Soo Bin'le çocukluk arkadaşı olduklarını öğrendim. Bütün öğrenim hayatlarını birlikte geçirmişlerdi ve lisede de aynı okuldalardı. Hatta aynı sınıftalardı. Ve gerçekten yakın görünüyorlardı.

Aradan geçen kısa zamandan sonra sınıf öğretmenimiz bir başkan seçmenin işleri kolaylaştıracağını söylediğinde bu teklife uyduk ve bilin bakalım kimi seçtik? Tabi ki Ma Hwi Young'u. Duruşuyla ve tavırlarıyla herkesi yönlendirebilecek bir güce sahipti. Gerçekten de liderlik yapma konusunda eline kimse su dökemezdi. Elini attığı her işi kusursuz yapmaya çalışan bu çocuk, bunu başarıyordu da. En basit işleri bile savsakladığını görmedim ve açıkçası bundan etkilendiğimi kabul etmeliyim. Başkanlık yapmaya başladıktan sonra uygulama üzerinden bir sınıf grubu kurdu ve hepimizin katıldığından emin oldu. Derslerle, etkinliklerle, ödevlerle ilgili tüm duyuruları buradan yapmaya başladı. Hocaların işini de gerçekten kolaylaştırdı doğrusu. Ve en ilginç kısmı, sınıftaki herkesin saygısını kazandı. Öyle ki, o bir şeyin yapılmaması gerektiğini söylediğinde kimse yapmaya cesaret edemiyordu. Kısa sürede herkesi etkisi altına aldı ve sınıftakiler fark etmiyor olsalar da her şeyin sahibi oldu. Görüyordum bunu. Sınıf öğretmenimizden bile daha çok sözü geçiyordu. Ve sanırım bundan büyük bir keyif duyuyordu.

Zamanla ailesi hakkında bir şeyler de duydum tabi. Babasının ülkede bilinen ünlü bir iş adamı olduğunu duydum mesela. Sonra abisinin çok başarılı bir öğrenci olduğunu. Hatta ilk gün okula girerken yanında gördüğüm kişinin abisi olduğunu da öğrendim. Biz liseye yeni başlamışken abisi son sınıf öğrencisiydi. Onları pek yan yana görme fırsatım da olmadı gerçi. Abisi üniversiteye hazırlandığından çok ders çalışıyordu ve birlikte pek vakit geçirmiyorlardı. Sadece sabahları okula birlikte geliyorlardı. Hepsi bu. Ama şu kesindi ki onlar başarılı olmak için doğmuşlardı. Ne kadar çalıştıklarını görseydiniz demek istediğim şeyi anlardınız. Zaten o senenin sonunda abisi okul birincisi olarak mezun oldu ve üniversite sınavındaki sıralamasıyla birlikte çok iyi bir üniversiteye yerleşti. Ailesiyle ilgili bu bilgiler de bizim dönem arasında fısıltıyla dolaşan, kulaktan kulağa yayılan şeylerdi.

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin