I- First Step

130 15 21
                                    

Without me

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Without me

I- First Step

"Bir dahaki sefere beyaz şekeri getirmeyi unutma Hanji!"

Han Jisung iki ay on beş gün iki saat on sekiz dakika önce girdiği polis merkezine tekrar girerken gözlerini beş saat önce durmuş duvar saatinden çekti. Kolunu çekiştirip duran tanışık olduğu polise ters bir şekilde gözlerini değdirip geri çekti.

"Hey Jungho,"

"Hayır avukatın falan gelmeyecek, yürü hadi." polis sıkkınca onu sürüklemeye devam ediyordu.

"Onu demiyorum," mırıltılı sözleri polisin kafasını patlatırken o sırıtıyordu.

"Telefon kullanma hakkını da yok."

Jisung sahte bir kızgınlıkla kelepçe takılı kollarını polisten kurtardı "Hadi ama, saatiniz durmuş onu söyleyecektim." gevşekçe sırıtmaya başladı. Polis iç çekip kemer askısına taktığı anahtarlardan nezarethaneninkini bulup anahtarı deliğe sokmaya çalıştı bu sırada Han Jisung nezarethane arkadaşına arkadan el sallıyordu. Polis bir süre uğraştıktan sonra demirlikleri açıp Han'ı içeri tıkmıştı. "Koca göbeğinden küçük çükünü bile göremezken açmana şaşmalı Jungho!" Polis görevlisi ona sessiz bir küfür savurup arkasını döndü. Onun bu hallerine artık alışmıştı.

Nezarethanedeki adam Jisung'a bıyık altı gülerken yanına oturmasını bekledi. Adam, bu suç listesi kabarık gencin bu sefer neden burada olduğunu merak ediyordu. "Bu sefer hangi bokun içine düştün Hanji?" Han kıkırdarken kendisinden büyük adama döndü yüzünü. Adamın çekik gözleri kısılmıştı, kırışıklıkları yüzünü kat kat sararken yine de sanki ömrünün yarısını bu dört duvar arasında geçirmemiş gibi gülüyordu. Hanji elini onun bacağına vurdu yavaşça "Ah bu sefer uzun durmam Ajusshi."

En az iki gün diye düşündü Jisung.

Sarışın arkadaşının onu buradan çıkarması için en kısa iki güne ihtiyacı olduğunu biliyordu. Çantayı sahibine vermesi sonrasında sahte bir kimlik bulup onu buradan çıkarmalıydı.

Neyse ki o sarışına güveniyordu.

Başını duvara yaslarken biraz dinlenmesi gerektiğini hissetti. Oldukça yorulmuştu. Hayatı bir koşturmacanın üzerine kurulmuştu. Esasında Hanji kendi hayatından kaçıyordu.

Fakat bir gün yakalanacağını-içten içe- elbette ki biliyordu.

Çok sürmedi daha gözlerini yeni kapatmışken hücreye giren adım sesleriyle görüş açısını kapıya çevirdi. Odağına giren Jungho demirlerin kilidini açarken mutlu gibiydi. "Bugün şanslı günündesin çıkış iznin az önce geldi." demişti şaşkınca. Poliste en az Hanji ve onun yanında oturan Ajusshi kadar şaşkındı.

HITMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin