↬ 7. kısım: beyaz şapkanın sahibi çay içmeyi seviyor

55 7 7
                                    

༻✦༺  ༻✧༺ ༻✦༺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

༻✦༺  ༻✧༺ ༻✦༺

Çığlık... Junghwan kapıyı açıp Turuncu ile birlikte büyü alanı tarafından yutulduğunda duyduğu tek ses bir çığlıktı. Kendi çığlığıydı. Gözlerini sımsıkı yummuş boğazı yırtılırcasına çığlık atıyordu.


Junghwan ilk defa bu büyüklükte bir sihir alanına girmiyordu. Geçen ay Haruto ve Jeongwoo ile birlikte gittikleri sihir insanlarının antibüyü insanlarının karnavallarından kopyaladıkları eğlence araçlarına binebilmek için ilk defa sihir alanına girmişti. Karnaval sadece sihir insanları içindi, sihir alanına girmek antibüyü insanlarına zarar verirdi. Haruto ve Jeongwoo, bir büyü bireyi olduğunu öğrenip kasabasından ayrılalı sadece iki ay olan Junghwan'a sakin olmasını söylediklerinde Junghwan onlara güvenememişti. Canının acıyacağından korkmuştu. Ama sandığı şey gerçekleşmemişti, sihir alanına girmek korkutucu ya da acı verici değildi. O gün, karnavaldaki her dakikası kahkaha atarak geçmişti.

Sonuçta Junghwan, ebeveynleri onu bir gece kendi sihir alanında boğulurken bulduğundan beri bir sihir insanıydı, inanmak istese de istemese de.

Tabi, tüm sihir alanları sırf o da bir sihir insanı diye Junghwan'a zarar vermeyecek değildi. Sihir insanları istese sihir alanlarıyla birbirlerine zarar verebilirlerdi. Öyle olmasa açgözlü insanlık hiyerarşiyi başka nasıl sağlayabilirdi ki? Bir sihir insanı sadece bir amacı varsa büyü alanı açabilirdi. Bu amaç karnavaldaki gibi her zaman zararsız olmazdı. Amacı birine zarar vermek ise amacını gerçekleştirirdi.

Fakat Junghwan ve Turuncu'nun etkisi altına girdiği büyü alanının amacı belli değildi. Vücutlarına değen sarı sihir tozları bazen cehennem ateşi gibi yanarak onlara zarar verirken bazen pamuk gibi vücutları üzerinden süzülüp geçiyordu.

Ha, evet So Junghwan her saniye çığlık atıyordu. So Junghwan'ın çığlık atma sebebi daha çok büyü alanının ayağını yerden kesip yükseklik korkusunu en uçta yaşamasına sebep olmasıydı. Kum fırtınasını andıran büyü bazen bir hortum şeklini alarak Junghwan ve Turuncu'yu havalandırarak bir o yana bir bu yana savuruyordu. Ayağı yerden kesildiği her anda Junghwan kemiklerinin paramparça olduğunu sanıyordu. Sanki büyü derisinin içinden geçiyor, kemiklerini teker teker kırıyor, kemiklerinin özene bezene baktığı organlarının yerlerini değiştiriyordu.


Saniyeler, dakikalar ya da saatlerce büyü alanının içinde hapsoldular. Büyü etkisini azaltmaya başladığında kafasını en hızlı çalıştıran Turuncu oldu. Eh, sonuçta gençken 'Büyülü Yaratıklar Yarışması'nı üst üste kazanan onurlu bir yaratıktı. Kim demiş hayvan görünümlü bir yaratık olması, onun insanlardan daha zeki olduğunu kanıtlamazdı? İkinci sahibi demiş olabilirdi. O küstah kızıl kafa,  sahibiçesine hiç çekmemişti.

uyuyan güzelin iğnesi aranıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin