↬ 8. kısım: büyü adamı kederle veda ediyor

47 9 8
                                    

༻✦༺  ༻✧༺ ༻✦༺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

༻✦༺  ༻✧༺ ༻✦༺

Junghwan, bilinci yavaş yavaş yerine geldiğinde dudaklarının arasında sıcak bir şey hissetti. Gözlerini tamamen açıp net görmeye başladığında oturur pozisyonda olduğunu fark etti. Denize bakan kumların üstünde siyah bir masanın siyah bir sandalyesine oturtulmuştu. Karşısında gürültülü dalgalarla arasına giren üç kafaya sorgulayarak baktı. Kafalardan küçük ve tüylü olanı miyavladı, Turuncu'nun ta kendisiydi bu.

"Sihir aşkına! Aramıza hoşgeldin evladım." Sonunda rahatlayan sesin sahibi elindeki çaydanlığı masaya bırakıp gözlerini açan Junghwan'ın hemen yanındaki sandalyeye oturan Doyoung'un annesiydi.

"Ufaklık, nasıl hissediyorsun?" Doyoung, genç çocuğun tepesinde dikilmiş vücudunu kontrol ediyordu.

"Bayım..." Junghwan karşısındaki adamla göz göze geldi. İkisi de derin bir soluk verdi, bu rahatlamanın sebebi çok fazlaydı. Kendi dünyalarına, kapısı tuğladan duvara dönüşen çay dükkanına, birbirleri olmadan asla dönemeyeceklerini düşünüyorlardı.

"Ben... Garip." Junghwan ensesini ovuşturdu, oturuşunu düzeltti. Gerçekten garipti, ensesindeki gürültü yerinde yoktu. Sanki son birkaç saati stres içerisinde geçmemiş gibiydi.

"Ne oldu?" Doyoung, Junghwan'a doğru eğildi. Ufaklık hala iyi hissetmiyor muydu?

Junghwan, şaşkınlıktan gülümsedi. Bu gülümsemeye ilk defa tanıklık eden, tanıştığı ilk saniyeden itibaren onun gülümsemekten çoktan korkmasına sebep olan Doyoung'un kafası karıştı. Genç çocuğun tedirginlikten başka tıpkı şu anki gibi başka yüz ifadelerine tanıklık etme şansı olup olamayacağını düşündü.

"Sadece daha iyi hissediyorum."

"Elbette öyle hissedersin çocuğum." Doyoung'un annesi üstündeki laneti kaldırdığı çocuğun ellerini avuçlarının arasına aldı. "Damarlarında büyü akan bizler gibi insanlara dokunamadığın her saniye Cehennem Gürültüsü avuçlarındaki tüm sihri kendine alıyordu."

"Ne? Ah, ensem? Duyduğum ses bir lanet miydi?"

Gülümsemesini kaybeden Junghwan'ı görmek Doyoung'un endişelendirdi. Korkmuş olan çocuğun başını okşadı. "Artık üzerinde olan bir lanet değil, endişe etmene gerek yok."

Junghwan, öfke ve kırgınlıkla başını okşayan kişiye baktı."Peki beni bu sefer lanetleyen kim?" Doyoung elini geri çekti, bakışlarını ve adımlarını denize çevirdi. Junghwan ve uykudaki diğer insanlara yaptığı lanetin pişmanlığını ve annesinin bir ton azarını unutmak için kafasındaki soruları denizin dalgalarıyla karıştırmaya başladı.

uyuyan güzelin iğnesi aranıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin