''Evinin yolunu mu kaybettik ufaklık? Kıyamam''
Kıkırdamalarla ve itici ses tonuyla gözlerimi açtım. İtici ses tonunun sahibine baktığımda yüzümü buruşturdum. Nerden bulmuştu beni?
''Yine mi?'' diye iç geçirirken oturduğum yerde ayağa kalktım. Bu kızın ve arkadaşlarının benle ne sorunu vardı?
''Özür dilerim. Rahatsız mı ettik. Bizim kusurumuza bakma.'' Dedi sırıtarak. Lanet olası bi güzelliği vardı ve tek bir kusuru bile yoktu. Ya da dalga geçilebilecek en ufak bir noktası. Çoğu kızın ona baktığında intihar edesi bile gelirdi. Kötü bir kızdı ama kıskandıracak derecede bir güzelliği vardı.
''Ne istiyorsun? Ne yaptım sana?''
''Göz zevkimi bozuyorsun sadece. Ve sana her baktığımda ne kadar güzel olduğumun farkına varıyorum. Güzel olmamın nedenisin.''
''Güzel olmanın nedeni falan değilim.''
''Evet öylesin. Güzel olmamın nedeni çirkin olman. İnsanlar etrafında seni görüyorlar ve sonlarının senin gibi olacağını düşünüyorlar. Sonra arkandan ben geliyorum ve onlara bir hedef belirliyorum. Ve hedeflerinde benim kadar güzel olmak var. Şimdi anladın mı güzelim?''
''Sen.. Sen egoist bir kızdan başka bir şey değilsin. Güzel olmaya o kadar takmışsın ki iç görünüşün çirkinliğin dibine vurmuş. Böyle görünmeyi ben seçmedim. Ve hastalığım yüzünden bana çirkin olduğumu söyleyemezsin. Kanser olmak hakkında nohut kadar bir bilgiye sahip olsaydın şuan o egondan geriye sadece görünüşün kalırdı.'' Dedim ve boğazımı temizledim. Sonra işaret parmağımı ona doğrulttum ve acıtacak bir şekilde dürttüm.
''Senin kadar güzel olmayabilirim. Uzun ve bakımlı saçlara sahip olmayabilirim. Ve sağlıklı biri de olmayabilirim. Ama her gün halime şükrediyorum. Senin kadar kendini beğenmiş, egoist biri olmadığım için. Hem de her gün.'' dedim ve yanından uzaklaştım. Tek kelime edememişti ve sırıtışı yok olmuştu.
Okula girdim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. İlk günden bu kadar sorun iyiye işaret değildi. Sınıfın birkaç adım ötesinde arkası dönük bir şekilde birileriyle konuşan bir Arın takıldı gözüme. Yanına gidip haklı olduğunu söylemeliydim.
Yanına yaklaştığımda konuşan kişinin o olduğunu fark ettim. Susmasını bekledim. Birkaç saniye sonra cümlesini bitirip ellerini cebine koydu.
3 adım arkasında durup ''Haklıydın.'' Dedim. Dikkatini bana verip yüz yüze gelebileceğimiz şekilde döndü.
''Ne?'' dedi sırıtarak.
''Dediğimi duydun.''
''Ama anlamadım?''
''Haklıydın.''
''İlk seferinde anlamıştım aslında'' dedi iyice sırıtarak. Sanki mümkünmüş gibi.
''Pislik gibi davranmayı kes.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nokta.
Teen FictionBen kan kanseriyim. Kanserimi ilk sekiz yaşında fark ettiler. Özgürlüğüm ilk o zaman alındı ellerimden. Diğer kızlar gibi, hatta diğer çocuklar gibi koşamadım. Taşa takılıp Düşsem ‘’bir şey olmadı hadi kalk’’ demezler. Hastaneye götürürler. O küçücü...