Aklımda belli bir senaryo var. Zamanla göreceksiniz zaten. Vote ve yorum yok denilecek kadar az. Hatta yorum yok. Lütfen yorum yaparak düşüncelerinizi paylaşın. Benim için önemli. Olumsuz olsa bile. Ve vote yapın. Sadece bi rica? ^_^ iyi okumalarr :*
Önemli Notçuk: Şarkıyla beraber okuyun. Shontelle - Impossible
''Çok geç oldu. Eve gitmeliyiz.'' Dedi ve yarı uyur olan beni omzundan uzaklaştırırken. Telefonu çalmaya başladığında ayağa kalkıp beş metre uzağıma gidip aramayı cevapladı. Ben kendime gelmeye, bir yandan da peruğumu takmaya çalışıyordum. Biraz zahmetli bir işti ama yapmam gerekiyordu.
Tam anlamıyla kendime geldiğimde en az beş metre uzağımda olan Arın'ın yanına doğru yürümeye başladım. Yürüdükçe sesini duyabiliyordum. Pek anlaşılır değildi. Daha da yaklaştığımda kelimeleri net duyabilmiştim. Beni fark edip telefonu kapatmadan önce ''Param ne olacak peki?'' sorusunu duymuştum. Ne parası?
''Kimdi o?''
''Eski çalıştığım yer ya. İşten çıktığım halde elemana ihtiyaç duyuyorlarmış. Parayı konuşuyorduk.''
''Niye ben gelince kapattın?''
''Kapattım işte. Gidelim mi?''
--
''Bıraktığın için teşekkürler.''
Cevap vermek yerine sırıtarak göz kırptı. Evin kapısını anahtarla açıp girdikten sonra sessizce kapattım.
Saate baktığımda şaşırmıştım. 01:12. Nasıl bu zamana kadar dışarıda kalabildik? Kimseyi uyandırmamak için sessiz adımlarla odama ilerledim. Hiçbir zaman sessiz olamamıştım ve şuan olduğum için kendimi tebrik ediyordum.
Anahtarları komidinin üzerine bırakıp kendimi yatağa attım ve Arın'ın dediklerini düşünmeye başladım. 'Şimdi saklanmayı bırak ve batan güneşe bak. O hep umut olsun sana.' Onca katlandığım acı için güneş mi umut olacaktı bana? İşte bu saçmaydı. Peki peruk hakkında dedikleri? 'Bu peruk sadece ön yargıları gizliyor. Ve önyargısı olan insanlarla bir işin yok. Seni kabul eden, böyle etmek zorunda çünkü sen busun. Ve inan bana gördüğüm en güzel kızlardan birisin.' Demesi kolay tabii. Bir odaya girdiğinde tüm gözlerin sende olmasını ve senin hakkında konuşmalarının nasıl bir duygu olduğunu bilmezsin ki sen. Güzel olduğumu söylemişti. Ama bu da saçmalıktı. Hatta koca bir yalan. Ben güzel değildim. Kendisi de biliyordu bunu. Güzel değildim.
Tüm yaşananları bir kenara bırakıp uyumaya karar verdim. Sahilde onunomzunda uyumuş olabilirdim ama hala uykum vardı. Hatta o kadar çoktu ki kıyafetlerimi bile değiştirmeyecektim.
--
Yüzümü ıslatan ıslaklıkla uyandım. Gözlerim hala kapalıydı ve yastığım ıslaktı. Gözlerimi açarsam uykumu kaçıracaktım. Pikemi üzerime çekip ıslaklığa aldırmadan uyuyacaktım ki onunda ıslak olduğunu fark ederek gözlerimi açtım. Mavi pikem kırmızıya dönmüştü. Yastığıma baktığımda kılıfında kırmızı olduğunu gördüm. Hızla yataktan çıkıp boy aynamın önüne geçtim. Çenemde ve yanaklarımda kurumuş kan lekesi vardı. Hatta bağzıları kurumamıştı. Kıyafetlerimde çarşaflarla beraber kan olmuştu. Burnum kanamış olmalıydı ki bu iyiye işaret değildi. Yatağımdaki kanların hala kurumamış olması yeni kanadığının belirtisiydi. Yastık kılıfının her tarafı kan olmuştu. Her tarafı. Pikeninse sadece üst kısmı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nokta.
Teen FictionBen kan kanseriyim. Kanserimi ilk sekiz yaşında fark ettiler. Özgürlüğüm ilk o zaman alındı ellerimden. Diğer kızlar gibi, hatta diğer çocuklar gibi koşamadım. Taşa takılıp Düşsem ‘’bir şey olmadı hadi kalk’’ demezler. Hastaneye götürürler. O küçücü...