8. Bölüm -Şişe çevirmece Part 1-

26 1 1
                                    

Partlara ayırmamın sebebi bölümün uzun olması. Şimdilik yarısını koydum kalan kısmını yarına kadar tamamlayabilirsem koyacağım. iyi okumalar :*


Yarım saat boyunca hiç ara vermeden yastık savaşı yapmıştık ve yorulmuştuk. Arın bu süre içinde hiç mesaj atmamıştı. Biz ise dinlenmek için film açıp izlemeye başlamlıştık. Korku filmiydi ve korkmaktan çok midemi bulandırmıştı. Filmi öylesine izlerken sıkıldığımı belli etmek için ofladım. Canın dikkatini çekemediğimi anladığım sırada telefonum titreşti. Bir yeni mesaj.


Kim: Arın

Geri döndüm. Evdeyim. Eğlenceni böldüğüm için kusura bakma. Görüşürüz.


Bu kadar çabuk mu dönmüştü? Eğlenceni böldüğüm için kusura bakma. Bu nedemekti şimdi? Yoksa Can'la bizi..


"Burda korkuyor olman gerekirdi."


Can'ın sesini duyduğumda gözlerimi telefondan kaldırıp ona baktım. Ama tamamen refleksti. Aklım hala yazdığı mesajdaydı. Kim bilir ne düşünmüştür hakkımda.


"Bir şey mi oldu Ece? Endişeli gibisin."


"Ha? Ah evet şey.. Birşey yok sadece midem bulandı bu film çok saçma."

Inandırıcı olsun diye yüzümü buruşturdum. Bu hareketimle büyük bir kahkaha patlattı.


"Seni sekiz yaşımdan beri tanıyorum Ece. Davranışlarımız neredeyse aynı. Ne zaman yalan söylediğini anlarım." Filmi durdurdu ve yüz yüze olabileceğimiz bir şekilde oturdu.


"Dinliyorum?"


"Çok gerizekalısın. Yaptığın mallık yüzünden arkadaşıma rezil oldum. Bizi çok yanlış anladı."


"Zaten amacım buydu güzelim. Hem yanlış anlayıp anlamadığını umursadığına göre bu sıradan biri değil ha?" Ne demek istiyordu?


"Sıradan değil tabii ki. O benim en iyi arkadaşım ve lisede bana tek iyi davranan o. Bilirsin.."


"Farklı biriymişsin gibi konuşmaya başlama. Sakın." Evet konu değiştirmekte üstüne yok.


"Öyle birşey demek istemedim."


"Tamam."


"Benim kendimi farklı görmem konusunda ne kadar kızdığını biliyorum. Ama demek istediğim sende farklıydın. Beni en iyi sen anlarsın. Onlar egolarını tatmin etmek için bizi kullanırlar. Ama Arın böyle biri değil işte."


"Evet kızıyorum çünkü Kansersin diy3 bu onlardan farklı olduğun anlamına gelmez. Biz farklı değiliz. Ne hissettiğini anlıyorum ama bunları aş artık. Sen. Onlardan. Farklı. Değilsin."


Gözlerimi devirip yataktan kalktım. Beni anlayabilen tek kişi beni anlamıyordu. Ah evet ne kadar güzel. Banyonun yolunu tuttuğumda Arın'a hala mesaj atmadığım aklıma geldi. Durumu açıklamam gerekiyordu. Ceplerimi yokladığımda telefonumun cebinde olmadığını farkettim ve birkaç küfür mırıldanıp tekrar odama yöneldim. Kapıdan girdiğim sırada Arın elindeki telefonumu yatağa bıraktı ve trip attığını belli edercesine gözlerini başka yere dikti. Arkasından dil uzatıp telefonumu aldım ve tekrar banyoya yürüdüm. Ne yapıyordu ki benim telefonumla? Muhtemelen saate bakmıştı. Kilidi açıp atmayı unuttuğum mesajı yazmaya başladım. Ne yazacağımı bile bilmiyordum üstelik.


Kime: Arın

Hala eğleniyoruz. Can hastaneden çocukluk arkadaşım. Birkaç salaklık yaptı onun kusuruna bakma. Bize katılmak ister misin?


Ve gönder. Rastgele yazmış olmama rağmen güzel kurtarmıştım. Kendimle gurur duydum ve ellerimi yıkadım. Ellerimi kuruladıktan sonra telefonumu cebime koyup banyodan çıktım. Ve mesaj geldi. Ne kadar hızlı.


Kim: Arın

Bölmeyeyim?


Ya yeterki sen böl. Ne diyorum ben?


Kime: Arın

Saçmalıyorsun. Hadi çabuk ol.


Odaya girdiğimde "Trip atmayı kes yakışıklı. Misafirimiz var." Dedim ve etrafı toplamaya başladım.


"Egomu tatmin ediyosun. Sende olmasan varya." Dedi sırıtarak. "Kim?"


"Bu günler için varım." dedim ve sırıttım. Sonra sorusuna cevap verdim. "Arın."


Yine Sırıttı. "Vay. Demek en yakın arkadaşımın hoşlandığı çocukla tanışacağım. Yanlız gözüm tutmazsa bu iş yatar güzelim." Dedi göz kırparak. Sırıtışı bir an bile eksilmemişti. Aksine daha da genişlemişti.


"Ondan hoşlanmıyorum!" Diyerek kızdığımda ellerini önüne koyup 'bişey demedim' dercesine dudak büzdü. Sonra yeniden sırıttı.



Çekmeceden peruğumu çıkardım. Ellerimle düğümlenmiş yerlerini çözdüm ve kafama geçirdim. Bunların kaşındırmasından nefret ediyordum. Üzerimde ki pijamalardan kurtulmak için dolabımdan siyah bir pantolon siyah kısakollu t-shirt çıkardım.

Can'a bakarak "Üzerimi giyineceğim." Dedim. Üzerimi süzdükten sonra başıyla onaylayıp odadan çıktı.


♧♧♧



"Hadi ama mızıkçılık yapıyorsun."


"Hayır yapmıyorum. Başka birşey iste. Bu dediğini asla yapmayacağım." Dedim ve surat astım. Evet gerçekten surat asıyordum. Arın geleli bir buçuk saat olmuştu. Ilk basta film izleyecektik ama sonra vazgeçip şişe çevirmece oynamaya başladık. Hangi aptalın fikriydi? Tabiiki de benim. Şişenin ucu Can'a gelmişti. Diğer kısmı ise bana. Bir mallık yapıp cesaret demiştim ve o da ayrı bi mallık yapıp benden peruğumu çıkarmamı istemişti. Arın'ın yanında! Ben ise şuan mızıkçılık yapıyordum. Ama haklıydım. Arın her ne kadar sorun etmese de onun yanında çıkaramazdım.


Benim durumumu anlamış olacak ki şişeyi tuttu. "Boşverelim bence hadi şişeyi çeviriyorum."


"Hay ağzını öpiyim Arın!"


Ve evet. Sesli düşünmüştüm.

Son Nokta.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin