8

87 22 5
                                        

Doktor odaya geldi ve Kuroo'yu odadan çıkarttı. Hiçbir şey söylemedi. Lakin buna son vermem gerekiyordu. İğne vurdular ve yatmaya devam ettim. Sonra sıkıldım. Nevroz tepemde dikiliyordu. Onun sesinden ve siyah silüetinden nefret ediyordum.

"Sence de vakti gelmedi mi Kenma?"

"Haklısın Nevroz, geldi."

Kalem ve kağıt buldum. Sanırım en azından bunu hak ediyordu Kuroo. Başka kimseye borçlu hissetmiyordum çünkü. Kuroo'yu seviyordum, ama bunu istemiyordum.

Kuroo,

Bu mektubu sana yazıyorum. Başka kimse için değil. Sanırım önce bir özür, sonrasında ise teşekkür borçluyum. Burası iki insanın birbirini sevmesi için uygun bir yer değil, ben de bunun için uygun değilim. Nevroz her geçen gün beni daha çok darlıyorken yaşamanın anlamı olmadığı her seferinde daha çok yüzüme çarpıyordu.

Ben gitmeden önce beni dinle,
İyi değilim, çok dağınık hissediyorum. Önemli olan benim olduğumu söyleme. Beni bırak. Eğer bana ihtiyacın olursa... Beni görmek ister misin? acele etsen iyi olur. yakında ayrılıyorum. Üzgünüm, şimdi beni kurtaramazsın. Üzgünüm, nasıl olduğunu bilmiyorum. Üzgünüm, çıkış yolu yok, Kuroo. Sadece aşağıya doğru düşmeye devam ediyorum. Ve Sanırım yere çakılma vaktim geldi.

Seni içten bir şekilde öpmek isterdim, inanır mısın? Her neyse. Seni seviyorum, ama bunu istemiyorum. Çünkü korkuyorum.

-kenma

listen before i go/kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin