"Merhaba, ne yapıyorsun?" Dedi yabancı bir ses. Bu sesin sahibi hastaneye yeni gelen delilerden biriydi. Ama onlara göre daha akıllı durması onunla ilgilenmeme sebep olmuştu ve birkaç gündür sürekli onu gözlemliyordum. Sanırım bundan dolayı benimle konuşma başlatacak cesaret bulmuştu.
"Oh, müzik dinliyorum. Sen?"
"Ben hiçbir şey yapamıyorum. Yanına oturabilir miyim?" Dedi ve olumlu manada kafamı salladım. Sanırım o da beni diğerlerinden daha aklı başında bulmuştu. Diğerlerinden daha sakindim, yani çoğu zaman.
"Ne dinliyorsun?"
"Listen before i go, Billie Eilish."
"Oh, demek depresif takılıyorsun." Dedi ama yanıt vermedim.
"Neden buradasın?"
"Şizofreni." Dedim ve yüzü garip bir hal adı.
"Sen neden buradasın?"
"Bipolarsın falan diyorlar da boş, ben aslında madde bağımlılığından dolayı biraz... Anlarsın ya." Dedi.
"Adınızı öğrenebilir miyim?"
"Kozume Kenma."
"Ben de Kuroo Tetsurou. Memnun oldum."
"Ben de, Kuroo."
Dedim ve birlikte yağan karı izlemeye koyulduk. Güzeldi, hem de çok. Kar tanesi olmak isterdim. Eriyip gitmek, yok olmak isterdim.
"Hey kenma, neden böyle söylüyorsun? Yoksa ayrılmak mı istiyorsun benden?"
Yine o ses, yine korku ve aynı mide bulantısı. Ellerimin titremesine hakim olamamak en korkunç olanıydı. Kuroo'nun yanımda olması kötü olmuştu. Kimsenin beni böyle görmesini istemiyordum. İnsanlarla konuşmama sebebim de buydu.
Ama olmadı, kendimi durduramadım. Ne kafamdaki ses, ne de titremem durdu. Korkuyordum.
"Yeter..." Ağlamaya başladığım an her şeyin koptuğunu hissettim. Kuroo titrediğimi görünce hemen omuzlarımdan tuttu.
"Ne oluyor? Kenma, iyi misin?" Sorduğu sorular kafamda yankılanırken yapabildiğim tek şey kulaklarımı kapatıp hıçkırarak ağlamaktı. Kuroo titremelerimi hafifletebileceğini düşünerek bana sıkıca sarılmıştı.
"Neler oluyor, Kenma? İlaçlarını içmedin mi sen?"
Dedi yanımıza gelen görevli. Haklıydı, ilaçlarımı içmemiştim çünkü hiçbir boka yaramıyorlardı."Noldu birden anlamadım." Dedi Kuroo görevliye.
"İlaçlarını içmedi kesin yine, sürtük." Dedi. Evet, bana yine sürtük demişti. Görevli beni Kuroo'dan almaya çalışırken Kuroo sonda söylediği kısık sesli kelimeyi duymuştu. Bana 'sürtük' dendiğini duymuştu. Bana eskisi gibi bakamayacaktı. Bana sırtını dönecekti, her arkadaşımın yaptığı gibi.
"Pardon, kim sürtük?"
"Anlamadım?"
"Kime sürtük diyorsun sen?"
"Sen karışma, daha geleli kaç gün oluyor ki? Yerinde otur."
"Kenma'yı ya bırakırsın ya da burada senin ağzını burnunu kırarım." Dedi Kuroo. Görevli sinirlenmesine karşın beni sertçe Kuroo'nun üzerine itti.
Ağlamam geçmişti ama Kuroo yanımdan ayrılmıyordu.
"Neden bana sürtük dediklerini merak ediyorsun değil mi?"
"Hayır, beni ilgilendirmiyor. Sadece asılsız olmasına sinirlendim."
"Kuroo... Hiçbir şey asılsız değildir."
(●__●)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
listen before i go/kuroken
Hayran KurguBeni görmek ister misin? Acele etsen iyi olur. Yakında ayrılıyorum. Tw: tecavuz, madde bagimliligi!