Gece o garip olaylardan sonra uyuya kalmışım.Bir rüya olduğunu umarak uyandım.Çevreme baktım...Rüya değil.Her şey gerçek.Dolaba baktım ve saplanmış olan oku gördüm.Hemen camdan dışarı baktım.Aynı manzara...Ama küçük bir farklılık var.Etrafta yürüyen ateşler var.Şaşırdım ateşler çevre de geziniyor.Garip olan belirli bir yeri yakmıyor.Sadece etrafta dolaşıyor.Aniden alevler yok oldu.Yaşadığım ilginç olaylardan sadece biriydi.
Muma baktığımda sönmüş olduğunu gördüm.Işıklandırma için başka bir şey kullanmam gerekecek.Ama önce açlığımı gidermek zorundayım.Mutfağa gidip dolabı açtım.Bir hafta kadar yetecek yiyecek var ama büyük ihtimalle çoğu dolap çalışmadığı için bozulacak.O yüzden yiyecek başka bir şeyler bulmalıyım.
Dolaptaki malzemelerle kendime bir şeyler hazırlayıp yedim.Ardından odama gidip dolaba saplanmış olan oku çıkardım.Aslında bu okun nereden geldiğini çok merak ediyordum ama dışarı çıkmaya cesaretim yoktu.Ya bu oklardan başka biri bana isabet ederse ne olacak?
Mutfaktan aldığım bıçak ve elimdeki ok ile çıkış kapısının önüne gittim ve bekledim.15 dakika kadar kapının önünde bekledim.Ardından tüm cesaretimi toplayıp dışarı çıktım.Görünürde hiçbir şey yoktu.Aniden üzerime bir şey atladı arkamı döndüğümde çok büyük bir örümcek gördüm.Aniden korkup ani bir hareketle ona bıçak ile saldırıp ağaçların arasına saklandım.Örümcek beni takip etmeye başladı.Aklımda kaçmak vardı ama eğer kaçarsam büyük ihtimalle daha büyük bir tehlike içinde bulacaktım kendimi.Evimde en azından güvende oluyorum.Elimdaki bıçağın sapını sıkıp ağaçların arasından çıktım ve örümceğe saldırmaya başladım.Kısa bir süre sonra öldü.Küpten örümcek öldü.Ve öldüğü yerde 2 tane iplik parçası buldum.Alıp cebime koydum.Belki bu vahşi dünyada işime yarayabilir.
Örümceği öldürmek beni cesaretlendirdi ve ormanın içine doğru ilerlemeye başladım.Bu sabah gördüğüm ateşlere doğru ilerledim.Şanslıyım karşıma bana saldıracak hiçbir canlı çıkmadı.Küçük küpten bir tavuk,küpten bir inek ve siyah bir küpten koyun gördüm.Dünde küpten beyaz bir koyun görmüştüm.Sandığım kadar tehlike yokmuş.Ama hala elimde duran okun nereden geldiğini bilmiyordum.
Ateşin olduğu yere tahminen geldiğimi düşünüyordum.Burada bulabildiğim sadece birkaç kemik.Elime aldım.Biraz kemiklere bakıp işe yaramayacaklarını düşünerek atacaktım ama belki işe yarar ne olur ne olmaz alıp cebime koydum.Çevremi keşfetmeye başladım.Bu küplerden oluşmuş doğa gerçekten güzeldi.İnsanı rahatlatıyordu.Ayrıca şu ana kadar beni tehdit eden hiçbir şeyde bulamamıştım.Ama yinede eski dünyama dönmenin bir yolunu bulmalıyım.Bir insan asla yalnız yaşayamaz. Kesinlikle geri dönmenin bir yolunu bulmalıyım.
Bir ağacın gölgesine uzandım ve düşünmeye başladım.Geri dönmemin tek yolu büyük ihtimalle bilgisayarımı açmam olacak. Bilgisayarı açmak için elektrik üretmem gerek.Rüzgar enerjisini kullanarak üretebilirim.Yada su enerjisini.Ama benim bildiğim bunlar dönmenin gücüyle oluyor ve bir zımbırtı ile elektrik hapsediliyor.Bu zımbırtıyı yapmama imkan yok.Başka bir yol bulmalıyım...Kaynağı doğruca doğal bir elektrikten alsam...Ama nasıl?Bir ara patates ile bir saat çalıştırdıklarını görmüştüm.Ama bu enerji bilgisayarı çalıştırmaya yetmez...Bir yol bulmalıyım.Bir yol bulmalıyım..........
--------
***Bir okun saplanma sesi***
Garip bir ses ile uyandım.Ağacın yanında uyuya kalmışım.Yanımdaki ağaca baktığımda ağaca saplanmış bir ok gördüm.Okun geldiği yöne baktığımda gördüğüm şey.....Ama bu...Nasıl?...Bir iskelet.Küplerden bir iskelet.
Ne olduğunu anlayamayıp hemen koşmaya başladım.Evime doğru koşuyordum.İskelet ise arkamdan koşup bana ok atıyordu.Kaçabildiğim kadar hızlı kaçtım.Daha önce hiç bu kadar hızlı koştuğumu hatırlamıyordum.Ucunda can olunca...
Evimi gördüm ve hemen içeri girdim ve kapıyı kilitledim.İskelette geldi.Kapıyı açmaya çalışıyordu.Eve ok atıyordu.Korkudan ne olduğunu şaşırmıştım.Odama gittim.Cama baktığımda iskeletin oradan bana baktığını gördüm.Hemen kaçtım.Evde kalan son iki mumdan birini bulup yaktım.O mumun ışığında korkudan titreyerek bekledim.