-
Son birkaç kilometre vardı , Minhonun korkusunu yüreğine yayılıyordu. Onu görecekti belki , istemiyordu. O lanet yüzünü bir daha görmek istemiyordu. Eğer Chan onu Hwang ile aynı ortama sokarsa hepsine sırtını dönebilirdi. Chan da bunun farkındaydı ancak ne kadar ay geçerse geçsin asla vazgeçmemişti , Minhonun bile kabullendiği sonları kabul edemeyen bir aptaldı Chan. Minhonun laflarına inat yapmıştı , Hwangı çağırmıştı."Ormanda kaybedeceksin bizi yaşlı adam." Eve yaklaşmalarına rağmen Chan bir türlü yolu bulamamıştı , üstüne bir de yıllarca orada yaşamıştı , zaten gergin olan Minho için bu da tuz biber olmuştu. Sigarasını çıkardı ve dudaklarına yerleştirdi. "Hey , arabamda sigara içme!" Minho kafasını çevirdi , sigarasını yaktı ve Chana doğru üfledi "Araban umrumda mı sence , şu bodrum katını bulmaya baksana sen bunak?" Chan laf edercesine ağzını açtı ancak Minhonun rahatsız edici bakışlarının lafı ağzına tıkmasıyla yola geri döndü , evde yeterince gerginlik çıkacaktı fazlasına gerek yoktu. Böylece oldukça sessiz bir şekilde yolcuklarını yaptılar.
Eve vardıklarında Minhonun anıları depreşmeye başlamıştı , Hwangın aklına gelmesiyle eli sigara paketine gitti , bir tane çıkaracağı sırada Chan elini omzuna attı "Tüm hayatımız burada geçti değil mi? Ne güzel anılar biriktirdik!" Minho gülerek sigarasını bıraktı "Ah tabi! Hwangın sevgilimle sevişmesi hala dün gibi aklımda." Minho , Chanın kolundan kurtuldu ve ilerleyerek kapıyı açtı. Daha fazla düşünmek istemiyordu. Bir de üstüne suratını görse ne komik olurdu değil mi?
Kapıyı açmasıyla ter , sigara ve alkol kokusunun sıcaklığı suratına vurdu ve ardından önlemez bir karmaşanın sesleri. "Minho?" "MINHO MU BU?" üstüne atlayan iki vücutla gülümsedi , böyle mi hissettiriyordu özlenmek? Uzun zamandır hissetmemişti bu duyguyu. Bir yandan hoşuna gitmişti belki.
Kafasını çevirmesiyle uzun zaman sonra yüzüne kondurduğu gülümsemesi sönmüştü.
Komik olmamıştı.
Buradaydı , Hwang buradaydı çoktandır toprağa karışması gereken o vücut , karşısında duruyordu. Arsızca gülümseyen o aptal ağzı , pis zihniyeti , hepsi buradaydı. Utanmadan gülümsüyordu hâlâ , birinin canına sebep olmamışçasına gülümsüyordu. İğrendi Minho , bu aptal surattan iğrendi. Ve o boktan sesi kulaklarında yankılandı ;
"Uzun zaman oldu , Minho..."- 05.02.22
Normal bir gündü herkes için , her zamanki gibi gezmişler , dolaşmışlar ve biraz takılmışlardı. Kış aylarında yapılabilecek her şeyi yapmışlardı , bir kayak merkezi açmayı bile konuşmuşlardı tabi paraları gün yüzüne çıkınca bu hayal de yerle bir olmuştu.
Chanın bodrumuna dönmüşlerdi sonunda , biraz aptal gibilerdi. Canları sıkılmıştı , biraz eğlenmekten sorun çıkmazdı değil mi? Bu nedenle Chanı gönderdiler , sonuçta o yaşlıydı ve biraz içki almasında sıkıntı yoktu. Hepsi onsekizli yaşlarına gelmişlerdi , bazılarıysa gelmek üzereydi.Yalnızca eğlenmek istemişlerdi , eğlenmek, eğlenmek , eğlenmek...
Eğlenmek ne demekti?
Eğlenmek birine zarar vermek miydi? Eğlenmek kalp kırmak mıydı?
Eğlenmek boktan kararlar verip bunlardan pişman olmak mıydı?Yoksa Hwang haklı mıydı ,
Eğlenmek birileri savunmasız durumdayken ondan yararlanmak mıydı? Böyle mi yapmıştı Hwang? Yararlanmış mıydı? Yoksa Jisung mu seçmişti bunu? Eğer isteseydi ağlar mıydı Minhoya? Jisung sevmiş miydi Minhoyu? Sevmek , sevmek , sevmek...Peki ya sevmek ne demekti?
Sevmek yalnızca aptalca bir istek miydi?
Sevmek sevişmek miydi?
Sevmek bir kişiyi becerip ardından ortadan kaybolmak mıydı?Hwang sevmiş miydi Jisungu? Evet, belki sevmişti. Cinsel yolla gösterilen bir sevgi , sevgi miydi cidden? Cidden sevilmişler miydi daha önce? Belki sorguluyorlardı , henüz sorgularken doğru muydu böyle adımlar atmak? Fazla büyük hatalar mıydı bunlar?
Birileri eğlenmişti değil mi? Evet , Hwang eğlenmişti , peki ya Jisung? Jisung keyif almış mıydı? Kime ait olduğunu bile bilmediği eller vücudunu turlarken mutlu muydu Jisung? Unutmak istemişti o gece , Minhoya fısıldamıştı. Unutmak istiyorum demişti , unutmak istiyorum o ellerin vücudumu ezberlediğini , onun suratını , onu , hepsini unutmak istiyorum demişti.
Ve kafasını kaldırıp dolu gözleriyle Minhoya bakmıştı , gerçekleşeceğini bilmediği dileğini dilemişti son kez ;
Seni de unutmak istiyorum , bu hayatı unutmak istiyorum.-
"Gelmeyecek demiştin!" Masadaki son küllüğün kırılmasıyla saatlerdir sarsılan ev bir kez daha sarsılmıştı. Herkes bir olayın çıkmasını bekliyordu , ancak Minho hiçbir zaman ileri giden bir karakter olmamıştı. "Minho cidden.." Chan Minhoyu sakinleştirmek için koluna her sarıldığında Minho onu ittiriyordu , istemiyordu , kimsenin dokunuşu hissetmek istemiyordu. Her bir hisde daha da bağırıyordu. Minhonun asıl delirdiği şey ise , o orospu çocuğunun bir şey olmamış gibi sevgilisini kolunun altına almış oturup gülümsemesiydi , hepsi onun suçuyken nasıl mutlu olurdu böyle? Minho her gün binbir türlü acı çekerken bu şerefsiz kolunun altındaki küçük faresiyle sokakların sürtüğü mü olmuştu? Hak etmiyordu, bu piç yaşamayı hak etmiyordu.
Minho hızlı bir hareketle Hyunjinin üstüne atıldığında Minhonun kollarına yapışmıştı herkes. Hyunjin küçükçe gülmüş , ayaklanmıştı. Hyunjinin kalkmasıyla yüzündeki o acımış ifadesiyle faresi de ayaklanmıştı , asıl acınması gereken o iken bu gözlerle bakması daha da delirtmişti Minhoyu Hyunjin tek laf etmeden kalkıp giderken son kez arkasından bağırdı Minho ;
"BİR GÜN HWANG , SİKTİĞİMİN BİR GÜNÜNDE YAŞATTIĞIN HER BOKTAN DUYGUYU YAŞATACAĞIM SANA!"
Ve kapı hızlıca suratına kapandı Minhonun, gerçekleri kabul etmeyecekti Minho. Hayır Minho yapmamıştı , Hyunjin yapmıştı. Hyunjinin suçuydu Minho yalnızca sarhoştu , ancak bu piç ayıktı. Minho Chana anlatırken yanlarında kıs kıs gülüyordu , istiyordu o da. Çok sevdiği Jisunguna zarar gelmesini istiyordu , bu iki günahkarın şeytanıydı Hwang. Durdurabilirdi , ama yapmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blogger - Minsung
FanfictionBazı başlangıçlar , cidden başlangıç mıdır? Yoksa geç mi başlarız yarışmaya?