(Jeon Jeongguk)
Her şey tahmin edebileceğimden daha iyi gidiyordu. Rosé annemi çok sevmişti annem de onu. Birbirleriyle o kadar iyi anlaşmışlardı ki sanki ilk görüşmeleri değil gibiydi. Sanki annem onu kızı yerine koymuştu. Yanından ayrılırken Rosé'ye sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu fısıldamıştı. Haklıydı da. Rosé inanılmaz bir insandı. Etrafa neşe saçan, anlayışlı, dürüst bir insandı. Aklından geçenleri karşıdakini üzmeden ve kırmadan söyleyebilir, her sorunu çözüme ulaştırırdı.
Onunla geçirdiğim her vakit çok değerliydi. Sürekli bir şeyler araştıran kendine her gün yeni bilgiler ekleyen bir kadındı. Sesi çok güzeldi. dudaklarından dökülen herbir harf, kelime, ezgi bir perinin fısıltısını andırıyordu. Onun gibi bir kadınla birlikte olduğum için çok şanslıydım. Beni seçtiği için çok şanslıydım.
"Bu gece için teşekkür ederim sevgilim."
Başımı arabanın koltuğana yaslayıp ona dönmüş karanlık sokakta küçük aydınlıklar yaratan ışıkların güzel yüzüne yansımasını izlemiştim.
"Asıl ben teşekkür ederim Jeongguk. çok güzel bir geceydi."
Onunla her insan kolaylıkla anlaşabilirdi. Tatlı diliyle, enerjisiyle, sıradanlıktan uzak tavırlarıyla herkesi kendine çekiyordu. Onun olduğu ortamda er geç bütün gözler ona dönüyordu. Gülümsemesiyle, kahkahasıyla, mimikleriyle insanüstü bir varlık gibi gözüküyordu. Uzun sarı saçları, ara ara taktığı mavi lenslerin bile ışıltısını örtemediği kahve gözleri... Banzen ona yeniden aşık olduğumu hissediyordum. Her gün her gece her saniye yeni bir tarafıyla karşılaşıyor onu yeniden keşfediyordum. Bu hayatta başıma gelen en iyi şeydi.
"Sayende güzelim... Sayende çok güzeldi."
Bir saniye bile garip bir an yaşanmamıştı. O annemi tanımaya çalışmıştı annem de onu. Birbirlerinin numaralarını almış daha sonra hakkımda konuşmak için sözleşmişlerdi. Bu hayatta beni çok seven iki insan da mutluydu bu gece... En çok da ben.
"Annenle yeniden buluşmak için can atıyorum. Sen yanımızdayken pek rahat konuşamadık."
Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldığında onu takip etmiş elimi yanağına koyup okşamıştım. Bir insan... Bunca yıldır bir kez olsun bile "Keşke" dedirtmez miydi bir insana. "Keşke şöyle olsaydı" "Keşke bu hareketi yapmasa" ya da "Keşke tanımasaydım" dedirtmez miydi? Hem etrafımda dolanıyorken hem de yokluğuyla aşık ediyordu beni kendine. Ve bunu nasıl yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu.
"İyiki seni tanımışım. İyiki..."
Rosé yanağındaki elimi azıcık kaldırıp avuç içimi öpmüş kısık gözleriyle gözlerime bakmıştı. Şu an... Duyduğum huzur, sevgi, çekim... Daha önce hayatım yokmuş gibi hissettiriyordu. İnanamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Forgive Me | lizkook⁵
FanfictionBelki bir hataydı ama bu hatayı her seferinde tekrarlamaktan yorulmamıştım. Şimdi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ruhani hisler dört bir tarafımı sarıyor. Kaçmak istiyorum ama bir o kadar da kalmak. Ölüyorum, hissettiğim duygular gözlerimi kör edi...