EN SEVDİĞİM KİTAPLARINDAN BİRİNİN FİNALİNE HOŞ GELDİNİZ
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki en baştan beri yaptığınız yorumlar, oylar, destekleriniz, takip edişiniz ve saçma sapan yazdığım cümleleri okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️. Gerçekten seviyorum sizi 😚😚
Şimdi öncelikle tahmin kutusu. Sizce cinayeti kim/kimler işledi?
Bulan kişiye sevgi dolu💋💋 Bulmayana da 💋💋
O zaman "THE SMELL OF THE DEATH" adlı kitabımın son bölümü için iyi okumalar dilerim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beyazlar içinde bir melek gibi gözüken genç spiker, gayet mutlu bir yüz ifadesiyle haberini sunuyordu. İlk vereceği haber her ne kadar üzüntülü bir şey de olsa, anlaşılan sonucu iyi bir şekilde bitmişti:
-Biliyorsunuz ki üniversiteye hazırlanan Ulusal birincimiz Kim Jisoo yaklaşık olarak 13 gün önce öldürülmüştü. Davayı çözmesi için Başbakanlıktan özel görev alan gururumuz Jennie Kim kendisine yardımcı olmaları için Amerikan dedektifler Roséanne Park ve Lalisa Manobal'ı Kore'ye davet etti. 10 günün sonunda katilin kim olduğu ortaya çıkarken suçlular ceza evine gönderildi.
Elindeki dikdörtgen notlardan en üsttekini arkaya attı ve tekrar gülümseyerek konuşmaya başladı:
-Katil dün gece Min Seo-Young'un sorgusunun ardından ortaya çıktı. Kim Jennie haber kanalımıza sorgu kayıtlarını yolladı dün gece. Bizde şimdi size o kayıtları sunacağız. İyi seyirler.
[Açılan Videoda Min Seo-Young'un sorgusunun bir kesit vardır. Her şeyi itiraf etmektedir.]
-O gece partiden erken çıktık çünkü Bay Lee ona anlattığımız Jisoo'yu öldürme planından emin olmak istedi. O da Jisoo'yla ilgili bazı planlar yapmıştı. Çünkü ailesi onun en büyük düşmanıydı. Eğer yapabilseydi bizden önce onu öldürme planı yapmıştı. Ama erkek arkadaşı her zaman her cehennemde onun yanındaydı. Bu yüzden olmadı. Miya, ben ve Bay Lee arabaya binip Taehyung'un evine gittik. Ben dışarıdan baktım. Jisoo yerde kanlar içinde yatıyordu. Önce öldü sandım. Ama sonra Taehyung'un sesi geldi. Biri ile konuşuyordu ve Jisoo'nun ölmediğini söylüyordu. Bende hızlı adımlarla açık olan kapıdan içeri girdim ve Jisoo'yu alıp oradan çıkardım. Arabada nabzını kontrol ettim. Yaşıyordu. Ama çok fazla dayak yediği belliydi. Boş bir araziye gittik ve onu arabadan çıkardım. Yere koydum ve Bay Lee ile konuşmaya başladık. Miya konuşmanın ortasında daha fazla burada duramayacağını ve gitmek istediğini söyledi. Biz de ona izin verdik. Ama yürüyerek gidiyordu. Biraz kafasını dinleyecekmiş. Biz yalnız kalınca Bay Lee bana bir tabanca uzattı. İşi bitirmem için. Ben tabancayı elime aldım ama yapamadım. Sonra o Jisoo'ya eğilip pis pis bakmaya başladı. Onu evine götürüp işi orada bitireceğini söyledi. Ben inanmamıştım. Niyeti kötüydü belliydi. Jisoo'ya bir elini uzattı ve önce boynunu okşadı. Sonra eli göğsüne kaymaya başlayınca dayanamadım ve onu çekip koluna ateş ettim. Acıdan bağrımaya başlamıştı. Ben fazla alkol etkisinde olduğum için baya sinirlenmiştim. Silahı iki elimle kavradım ve ona ateş etmek için hazırlandım. Ama o yaralı eliyle Jisoo'yu çekti ve kendine siper etti. Sıktığım iki kurşun da Jisoo'ya isabet etti ve birden kan kustu. Tabanca elimden düştü. Ben olayın şokunu atlatamadan Bay Lee kaçmaya başladı. Siktiğimin Şerefsizi. Beni orada bıraktı ve kaçtı. Ben ise hiçbir şey yapamadım. Ayağa kalktım ve Jisoo'nun yanına gittim. Ama o sırada karşıdan bir araba geldiğini gördüm. Tabancayı elime aldım ve hızlıca oradan uzaklaştım. Sonra da her şeyi unutmaya çalıştım ama olmadı... Özür dilerim...
