Jennie Kim oldukça lüks siyah arabasında havaalanına gidiyordu. Üzerine giydiği siyah takım elbisesi havasına hava katmıştı. Stresliydi. Birçok davada Park ailesinden yardım almıştı ama hiçbir zaman beraber çalışmamışlardı. Bu dava onları zorlayacaktı.
Parmaklarıyla sardığı direksiyonu hızlıca sağa kırdı ve otoparka çekti. Ardından neredeyse her gün yaptığı gibi birkaç saniyede park edip çıktı.
Roséanne Park ilk davasını 23 yaşında çözmüştü. Kendi annesinin davasını. Marketten gelince annesini banyoda ölü bulmuştu. O sıralarda üniversiteyi bitirmiş ve yeni dedektif olmuştu. İlk davası da annesinin davası olunca soğuk bir giriş yapmıştı mesleğine. Öldüren kişi de babası olunca zerre güveni kalmamıştı kimseye.
Lalisa Manoban ise 24 yaşında çözdü ilk davasını. Azılı bir katil kendi kız kardeşini öldürünce mesleğine daha da bağlanmış ve en kısa sürede cinayetleri çizmeye başlamıştı. Kendisi İspanya'da göreve başladığında suç oranları %74 düşüş yaşadı. Ama ailesinden kalan tek kişiyi de toprağa gömünce kazandığı her başarının hiçbir anlamı olmadı.
Arabadan inip düzeltti kıyafetini Jennie. Ardından sakin ama bir o kadar da acele adımlarla kendisini bekleyen misafirlerin yanına gitti.
-Hoş geldiniz efendim... Güney Kore sizi burada görmekten onur duydu.
Üç genç kadın birbirlerine baş selamı verip konuşmaya başladı. Jennie çekici İngilizce konuşması ile Dedektif çifti hemen etkilemişti. Ayakta kısa bir sohbet ettikten sonra dedektifleri kendi arabasına götürdü Jennie. Ardından kalacakları otele doğru sohbet eşliğinde yola koyuldular.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Şuan sorguya alınacak kişi kim?
Siyah tayt üzerine giydiği siyah crop ve üstüne aldığı deri ceketi ile bir dedektiften çok cinayet işlemeye gidecekmiş gibi gözüküyordu Lalisa. Kahverengi kare masaya yaslanmış elindeki dosyası inceliyor ve konuşuyordu:
-Evet. Şuan yukarıda bizi bekliyor. İsterseniz çıkalım.
-Tabi.
Roséanne'nin kibar sesiyle gülümsedi Jennie. Lalisa'nın aksine onun üzerinde az da olsa beyazlık vardı. O da içine giydiği İnce ve kısa tişörttü:
-Kurbanın kuzeni kendisi. Ölmeden önce onunla da görüşmüş. Aslında öldürülmeden önce.
-Demek kuzen... Umarım işe yarar bilgiler verir bize.
-Eminim verecektir. Araştırmalarıma bakılırsa Jisoo ile oldukça yakınlar. Erkek arkadaşını, okul arkadaşlarını, çevresini, ailesini her şeyini iyi tanıyor.
-Her neyse. Yukarı çıkınca öğreneceğiz zaten.
-Lalisa haklı. Sorgu işlerini bir an önce bitirelim. Ne kadar geç sorguya alınırlarsa yalan söyleme şansları o kadar yükselir.
