Başlıksız Hikaye Bölümü

92 4 2
                                    

Yağmur çiseliyordu, boğuk hava bunaltmışti anlaşılan insanları. Sanki terkedilmiş gibiydi sokaklar. Bu şehrin insanları pek böyle değildi halbuki; sahillerde diskolarda barlarda eğlenen gençlerin sesleri her gün gece yarılarına kadar kimseyi uyutmazdı . Ancak iklimlerde insanlar gibi değişmeye ve sertlesmeye başlamıştı. Aldatılmış bir kadın gibi hergün ağlıyordu gökyüzü. Mavi bulutlar siyah olmuş yasa boğulmuşlardı.

Sokakta ondan başka kimse yoktu, eskitme taşlari saya saya gitmesinin tek sebebi soğuğun suratına çivi etkisiyle çarpmasıydı. Bir an önce evine gitmek istediği her halinden belliydi.

iki sokak arkadan geldiği anlaşılan bir köpeğin havlamasiyla irkildi. Mahallenin gaddar bakkalı yine bi köpeği dövüyordu anlaşılan . Sesin geldiği yere yöneldi. Sonuçta kendisininde bir köpeği vardı ve evden kaçmış olabilirdi.

Dar sokaklardan bakkala doğru ilerlerken gün içinde olanları düşündü. 5 yıl önce keşfettiği ve ucunun nereye çıktığını bilmediği tünellerden ilk kez sesler duymuştu. Korkmus ve arkasına bile bakmadan ordan çıkmıştı. Bu da yetmemiş gibi güneş yerini siyah pamuklara benzeyen bulutlara bırakmıştı. Hava soğumuş etrafta kimse kalmamıştı. Bu görüntü ona sanki dünyada kalan tek insanmış hissini uyandırmış bir anlıkta olsa içine bir ürperti getirmişti . Eymen tüm olanları düşünürken bakkalın önünde olduğu yerde dona kaldı. Tam karşısındaydı. Coni'nin tasmasını elinde tutuyor, çimen yeşili gözlerinden ateş fışkırıyor ve bakkalla kavga ediyordu.
"Harmony"
İstemsizce çıkmıştı bu isim ağzından. Aynı anda gözgöze geldiler. İkisi de olduğu yerde bekliyor ve ses tellerini yırtarcasına bağıran bakkal sanki hiç orda yokmuş gibi aldırış etmeden bekliyorlardı . Bu ani şoku üzerinden ilk atan harmony oldu.
"Eymen. Şey Coni burdaydı ve neyse görüyorsun zaten. Sanırım artık onu alsan iyi olucak"
Beyninin içindeki maymunlarla istişare ederken Harmony'nin sesiyle kendine geldi.
"Teşekkür ederim. Bu yaramazla artık başa çıkamıyorum. Herneyse hava soğuk istersen eve bırakabilirim seni tabi diğer erkek arkadaşlarından birine sözün yoksa?"
Bu son kelimelerden sonra çimen gözlerini öfkeyle Eymen'e çevirdi. İçinden ona okkalı bir tokat atmak ve sesi kısılana kadar bağırmak geldi . Ama bunu yaptığında 6 yaşındaki bi çocuktan ne farkı kalırdı ki? Havaya baktı harmony, kararmak üzereydi bunu bir bahane olarak kullanabilir ve yanından olağan hızıyla uzaklasabilirdi. İçinde kalbinin en iç noktasındaki ses ona orda, Eymen'in yanında kalması gerektiğini söylesede bu son sözü gururuna yediremedi. Derin bir nefes aldı ve:
"Hava karariyor artık gidiyorum daha sonra sohbetimize devam ederiz. Tanrı seni korusun iyi akşamlar." dedi ve Eymen'e cevap hakkı tanımadan hızlı adımlarla ordan uzaklaştı.
"Allaha emanet ol Harmony teşekkür ederim" diye bağırdı Eymen arkasından.

Coni'nin tasmasını İstemsizce çektiğinin farkında değildi belki ama bişeyi artık anlamıştı. Harmony'i unutamamış, beynindeki maymunlara laf gecirememişti. Peki ama madem onu hala eskisi gibi seviyordu neden ona bu kadar sitem yüklü bir cümle kurmuştu. Belkide maymunlari içerde savaşıyorlardı. Eymen bunları düşünürken yağmur bastırmış ve iki dakika içinde sırılsıklam olmuştu. Hızla cebinden anahtarları çıkardı kapıyı açmasıyla Coni'nin içeri girip hırlamaya başlaması bir oldu. Üstünü çıkarıp dalgın bir şekilde mutfağa yöneldi. Coni'nin tasına yemeğini koydu. Keyfi yoktu. İçindeki maymunlar ona acı cektirmeye başladığından beri iştahı kesilmişti. Televizyonu açtı, haber kanallarına göz gezdirirken telefon çaldı.

İlk başta arayanın Hermony olduğunu sandı, aslında neden öyle sandığını bile bilmiyordu. Ama arayanın o olmadığını "alo" sesinden anladı.

"Alo,Eymen Demirağ ile mi görüşüyorum?"
Sıradan bir üniversite öğrencisini akşamın bu saatinde kim arayabilirdiki?
"Buyrun benim kimsiniz? " sesi kendinden emin çıkmıştı.
"Ben polis teşkilatından Orhan Çalışkan. Saat geç oldu yarın sizi sahilde kıyı kafede saat iki otuzda bekliyo olucam. Umarım gelirsiniz. Teşekkür ederim hayırlı aksamlar"
"Hayırlı aksamlar"

Telefonu kapatirken şaşırmıştı. İçindeki maymunlar bile susmuşlar sanki bi işaret bekliyorlardı.

Gözlerini televizyona çevirdi. Tam o sırada ezan sesini işitti kulaklarının en iç noktasına kadar. Huzur dolmuştu şimdi içi. Ezanı dinledi, 3 dakikalığınada olsa içi rahatlamıştı. Ezan dan sonra abdest aldı. Namaz icon seccadesini kıbleye çevirdi

"Allahu Ekber"

Normalde namazlarını camide kilardi. Ama bugün maymunlar onu rahat birakmamışlardı.
Secdeden kalktı selam verdi, hiç duraksamadan ellerini semaya yükseltti. Her dua edişinde annesi ve babasını karşısında gibi hissediyor ve anlık bir titremeyle irkiliyordu. Gözyaşlarını tutamadı, maymunlari bile ağlayan gökyüzü gibi ona eşlik ediyorlardı.

Uzun uzun düşündü Eymen ; Harmony ve yaptıklarını, annesi ve babasının cinayete kurban gidişlerini,, tünele duyduğu sesleri, bugün arayan Orhan denen adamı. Sahi kimdi o adam?? Hiç görmediği tanımadığı bir adama nasıl güvenip gidebilirdi? Ya babasını ve annesini öldürenler bu seferde onun peşine düşmüşlerse?
Tüm bu olanları düşünürken yatağına çoktan yatmıştı. Maymunlarinda uykuya geçtiklerini anlayabiliyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çamda bizim kozalaktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin