izmirli ve mardinli (texting)

21. bölüm

Alaz = sena bana sakın doğru olmadığını söyle

Siz= neyin olduğunu öğrenebilirsem söylerim alaz

Alaz = sena şaka mısınız siz kızım evlenmek ne

Siz= valla emir sağ olsun

Alaz= bi de sağ olsun diyor ya

Alaz= kızım siz daha birbirinizi iki gün önce gördünüz, kavga ettiniz ne ara evlenmek kararı aldınız da evlendiniz

Siz= çok ani oldu farkındayım ama evlenmek için illa yılların geçmesine gerek yok  alaz

Alaz= dedi bunu iki gün önce tanıdığı insanla hemen nikah kıyan zeki kız

Siz=  bu tepkin niye anlamıyorum biz mutluyuz bu yetmez mi alaz

Alaz= yeter be amına koyayım yeter mutluysanız yeter

Alaz= ama keşke mantıklı bir şekilde evlenseydiniz aileleriniz zorluk çıkartacağını inşallah düşünmüşsünüzdür.

Siz = biliyorum zor olucak bizim için ama başarıcaz onlar da bize saygı duyacaklar zamanla

Siz= emin ol bizde böyle olmasını istemezdik ama zaman geçtikçe biz dağılıyorduk alaz.
En iyisi buydu bizim için

Alaz = vay be kız kardeşim ve kardeşim evlendi ya

Alaz = kız senin soyadın karahan mı oldu artık "sena karahan" güzel oldu he

Alaz= bak her şey düzene girince allı şallı bir düğün yapalım. Zaten nikah da yoktuk bari bunu görelim

Siz= evet bundan sonra ayağınızı denk alın he soyadım ile sizi bitiririm jdjjdjd

Alaz = tamam hanımağam siz üzülmeyin

Siz= neyse ben kocamın yanına gidiyorum alazcığım . Düğün meselesi de ailelerin onayın aldığımız zaman gerçekleşebilir

Alaz = ay görmemişin bir kocası olmuş bu da başımıza. Hadi git madem kocanın yanına selam söyle.

***
Alazla olan konuşmamı sonlandırıp yatak odasına girdim.
Emirle evliliğimizin ikinci günüydü bugün. Iki gün boyunca emirle bolca sohbet ederek geçirdik. Birbirimizi tanıyarak, hayallerimizden bahsederek. Akşam istanbula dönüp ilk önce babamla konuşacak daha sonra da mardine emir'in ailesi ile konuşmaya gitmeyi planladık. Bizim için asıl zor zamanlar şimdi başlıyordu işte.

Emir'e doğru yavaş adımlarla yaklaşıp, saçlarını okşamaya başladım. Değer görüyordum ,seviliyordum. Özlem duyduğum bütün duyguları hissettiriyordu emir bana.

'Emir uyanıcak mısın artık, öğlen oldu kalk artık '

'Uyandırılmaktan nefret eden ben eğer her sabah sen uyandıracaksan beni Uyandırılmaya razıyım ben'

Kahvaltımızı yapıp emirle birilikte mutfağı topladık. İzmirden götürmem gereken eşyalar olduğu için emir'in yardımı ile valiz hazırladık.
Geri kalan zamanımızda ise evde film izleyerek  günümüzü geçirmiş olduk.

Akşam üzeri olduğunda hafiften hava kararmaya ve karnım guruldamaya başladı.

'Emir hazır mısın,  çıkalım hadi ben çok acıktım'

'Ben hazırım hadi in aşağıya gidip güzelce karnımızı doyuralım '

'Sonra da başlasın bizim evlilik savaşımız'

'Niye öyle diyorsun güzelim '

'Neden olacak acaba emir. Ailelerimiz evlendiğimizi öğrenince alnımızdan öpcek değil ya'

'Bende onu beklemiyorum ama iyi düşünelim. Iki gün kızar üçüncü gün mecburen kabullenmek zorundalar '

'O zaman   kendimizi ,sevgimizi,aşkımızı, evliliğimizi ne olursa olsun kabul ettirmeye var mısın kocacığım'