4

272 25 20
                                    

En son eşyaları yerleştirmeyi bitirdiğimde saat kaçtı bilmiyorum. Babam beni bu gece eve götürmek istemişti ama ben istememiştim. Sabah kendi evimde uyandım. Küçük bir odam vardı. Öncekine nazaran daha sadeydi. Odadan çıkınca beni salonla birleşen mutfak karşılıyordu. Salondan bir odaya daha açılan kapı vardı. Orası da benim odam kadardı. Orayı bir nevi ofis olarak kullanıyordum. Gerek tasarım gerekse ders çalışmak için kullanacaktım.

Sabah iki üç bir şey atıştırdım. Tabii anne evi olmayınca kahvaltı hazırlayacak kimse yoktu. Kısa bir duş aldıktan sonra saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Hafif bir makyaf ve bir kaç takıyla hazırdım. Üstüme kahverengi dizlerimde bir elbide ve yakın tonlarda bir ayakkabı giymiştim. Koluma taktığım beyaz çantayla gayet şık görünüyordum.

Henüz şirkete geçmek için erken olduğundan motorla biraz dolaştım. Şirin bir kafeden kahvemi aldım ve bir banka geçerek yudumlamaya başladım.

İş yerine geçtiğimde yine Carlos ile aynı masada tasarımlara bakıyorduk. Kafamı kaldırmamla gözgöze gelmemiz bir oldu. "Noldu bir sorun mu var?"  elimden kağıtları alıp kenara koydu ve masanın bir ucundan bana daha da yaklaştı. "Evet bir sorun var," sandalyenin tekerleklerini sürükleyerek yanıma yanaştı "hemde çok büyük bir sorun."

"A-anlamadım tasarımlarda olumsuz bir şey göremedim." kağıtları tekrar elime aldığımda alıp kenara koydu. "Sorun benim Marinette," bana daha da yaklaştı. Yaklaştı...ve yaklaştı "Sana aşık oldum."

Atik bir hamleyle geri çekildim. "S-sen ne diyorsun!?" kendimi ittirip sandalyeden kalktım "Noldu? Sorun ne?" o da benimle birlikte ayağı kalktı ve elimi tuttu. "Üzgünüm Carlos ama ben sana arkadaşlıktan öte bir duygu hissetmiyorum" elimi ondan çektim ve öylece yere baktım. Şu an burdan gitmem gerekiyordu. Ama bu lanet bacaklar bana yemin etmiş gibi kımıldamıyordu.

"Tabi," dedi kapıya yürürken. "seni anlıyorum." onu üzmediğim adına mutlu olacağım sırada anahtarın kilidini çevirdi. Ve onu cebine attı.
"Napıyorsun ya!?!?" anahtarı ondan almaya çalıştım "Ya versene manyak herif!!"

Bu lafımla çenesini kasarak bana dimdik bakmaya başladı. Üstüme geliyordu ve ben delicesine korkuyordum. Adımlarım geri geri giderken az önceki oturduğumuz sandalyelere çarptım ve onları tek tek önüne attım ama o tek bir el darbesiyle kibar olmayan tutuşlarıyla bir yana attı.

Adımlarım en son sandalyelerin arkasında kalan kanepeye ulaştı. Benim dengemi kaybetmeme jalmadan beni omuzlarımdan itti ve üstüme çıktı. Çenemi tuttu ona bakmamı istedi. " Kimse," sıktığı dişlerinin arasından konuşmaya başladı "ama kimse bana karşı gelemez!"

Elimle otu ittirirken tek eliyle ellerimi tutup yukarda sabitledi. "B-bbırak!"
Bir yandan ağlıyor bir yandanda karşı koymaya çalışıyordum. Ses geçirmez cam ve duvarların arasındaydık. Bir kişi bile bizi duymazdı.
Aklımı okumuşcasına konuştu.

"Sana burda sahip olsam," elini eteğimin altından bacaklarıma değdirdi "kimsenin ruhu duymaz." şu an yüzündeki sırıtıştan ne kadar eğlendiğini anlıyordum. Şu an kesinlikle bir mucize olmalıydı.

Bölüm biraz kısa kusura bakmayın ya<333

GECELERİN AŞKI [Ladynoir] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin