Umarım keyifli bir bölüm olurrr. Yazım hatam var ise kusura bakmayın.
Olduğum yerde durmuş odama girişini izliyordum. Kaçmalı mıydım? Kafamdaki düşüncelerle ne olur ne olmaz diye geri geri yürümeye başladım. Masamın üzerinde duran saksıya aldım ve arkama gizledim.
"Selam nab-"
"Kimsin be?!"
"Hey hey sakin ol leydim." Ellerini kaldırmış teslim olur gibi bir hali vardı. Bana bir adım attığında geri çekildim. Arkamdaki vazoyu daha iyi kavradım, şu anda ona vurmak için bir bahane arıyordum ve tek bir hareketi bu bahane için yeterliydi.
"Ayrıca arkanda bir vazo olduğunu biliyorum. Bence kimse yakalanmadan onu geri yerine koy." Konuştuğunda yüzümü ona kaldırdım. Nasıl gördü ki?
"Hayır,sen bir açıklama yapana kadar bu bende kalacak." Vazoyu arkamdan alım önüme getirdim ve sıkı sıkı kavradım.
"Bunun için burdayım zaten leydim , sana bir açıklama yapmak için."
"BANA LEYDİM DEME!" diye cırladığımda kıkırtısını işittim. Bakalım bu elindekini bir yerlerine sokunca da gülebilecek miydi?
"Ahh hiç değişmiyorsun leydim. Ama geleceği düzeltmeliyiz." Gelecek ne alaka?
"Ben 5 yıl sonrasından geliyorum böceğim," bana doğru adımladı bu sefer kaçmadım. Tam önümde durduğunda ona bakabilmek için kafamı kaldırmak zorunda kaldım. " Hani şu gördüğün halüsinasyonlar var ya onların hepsi uzun bir süre devam edecek ve en sonunda da bir felakete yol açacaklar."
" Nasıl bir felaket, neyden bahsediyorsun sen?"
"Bana daha öncesinden söylemeliydin leydim. Delirdiğini düşünüyorsun öyle değil mi?" Bu kadar bilmişlik canımı sıkmaya başladı. Açık konuşmuyordu benimle, kendi başıma çözmemi falan mı bekliyordu?
Gözlerimden anlamadığımı anlamış olacak ki tekrardan konuşmaya başladı. " Bu gördüğün halüsinasyonları bana hiçbir zaman söylemedin ve gitgide daha kötü bir hal aldılar."
Boynumun ağrıması sebebiyle geri çıktım ve ona daha dar bir açıyla baktım. "Sana şu anda ne olduğunu anlatamam, zaman dengelerini bozmamak için. Sana sadece bir uyarıda bulunabilirim. O gördüğün şeyler gerçekten halüsinasyon mu, yoksa sana halüsinasyon gibi mi görünmeye çalışıyorlar?"
Gözlerini benden ayırıp duvarımdaki posterlere baktı. "Sana yapmak istedikleri şeyi yapmalarına izin verme leydim." Bunu söylwdikten sonra ağzından alaycı bir gülüş döküldü. Bu tavrının nedenini öğrenmek için duvarıma baktığımda Kara Kedi posterlerini gördüğünü anladım.
"Ama cidden bir şey anlamıyorum." İlgimi tekrar ona yönelttim. Kafasını döndürüp bana baktı.
"Aniden odama geliyorsun, 5 yıl sonrasından geldiğini ve o dünyanın felaket olduğunu söylüyorsun, gördüğüm halüsinasyonlardan bahsediyorsun, -kendince- açık olduğun tavsiyeler veriyorsun. Sence de çok mantıksız değil mi?"
Uzun soluklu cümlemin ardından nefeslendim. Odamda tur atmaktan vazgeçip bana doğru geldi. Yüzüme doğru eğildi ve konuşmaya başladı.
"Yani odana geldiğinde sihirli bir küpe bulman ve bu küpeleri deli gibi isteyen deli bir adamla savaşmak mantıksız değil ama bu mantıksız öyle mi?" Elimdeki vazoya uzandığında geri çekildim ve ona vurmak için tehdit edercesine yukarı kaldırdım.
"Sakin ol sadece bana güvendiğini düşünüp elinden almaya çalışıyordum."
" Tamam diyelim ki bu dediğin her şey gerçek. Gelecek felaket falan filan. Bunu düzeltmek için ne yapmam gerektiğini söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECELERİN AŞKI [Ladynoir]
Teen FictionKahraman olmalarından bu zamana kadar 1 yılı geride bırakmış olan Kara Kedi ve Uğur Böceği'nin aşk ve kendi özel hayatlarında olan karmaşıklıklar onları nasıl etkileyecek acaba.