9

225 29 43
                                    

Sanırım önceki oy sınırı çok fazlaydı. 40 izlenmeye 20 oy iyi diyordum ama biraz hızlı başladım sanırım. Pekala bu bölüme 10 oy 20 yorum.

Bu arada bu yıl gerçekten sıkı çalışmam gerekiyor ve ben şu anda bile ders çalışıyorum. Arada bölümü zor  yetiştirdim geç kaldığım için kusura bakmayın.

Yazım hatam varsa affola.

🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺

Evdeydim, gelirgelmez yatağa attım kendimi. Kafam çok dolu. Bağırmak istiyorum bazen. Kendimi kaybediyorum. Bunlar çok ağır, dayanamıyorum. Kara kediye anlatsam belki başta inanır ama ilerde ispatlayamazsam delirdiğimi düşünür. Korkar, gider benden.

Bir an önce kafamdaki planı harekete geçirmeliydim. En azından aklım hala bunu yapmak için yerindeydi. İstediğim şey şuydu ;başımın üstünde bir kamera. Evet, neden olmasın. Yaptığım kedi kulaklı tacın içine kameraları yerleştirdim. Bir önde ve bir arkada olmak üzere iki tane. Bu geceki devriyede her şey açıklığa kavuşacaktı...

Biraz uyumam gerek,her şey çok yordu beni. İki günde yaşlandım galiba. Yüzüm kırıştı mı ki. Kedim beni böyle de sever mi? Yoksa! Yoksa, ya başka bir kız gelirse.

Aklıma geken düşünceyle doğrudum. "Hah gözleri benden daha mavi, dudakları parlak ve dolgun, beli iplikten ince, bacakları boyumdan uzun, saçları parlak ve daha önemlisi parıl parıl bir cilt. TERKEDİLDİİİİİĞĞĞM!"

"Marinette noluyo sakin ol."

"Ka-kara kedi beni te-terk edeceeğğk."

"Marinette bu da nerden çıktı? Unutma ki o, bu hayatı bile terk eder ama seni terk etmez!"

"Etmez mi!" Göz yaşlarımı sildim, burbumu çektim.

"Etmez." tıkkı yanağıma sarıldı. Bazen düşünnüyorum da beni nasıl bu kadar iyi idare ediyor? Cidden zorlayıcı olabiliyorum.

Bir süre sonra uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda ayıltıcı bir kahve ile güne başladım. Bugünün biraz sakin geçmesini istiyordum. En azından akşama kadar.

Bilgisayarımın başına geçtim, gelen mailleri kontrol ettim. Bir kaç dijital tasarımlara baktım. Arada kalktım kafamı dağıtmak istedim biraz. Film izledim. Yemek yedim ama daha akşam bile olmadı.

Biraz temizlik yapmaya karar verdim. Vakit geçirmek istiyordum. Oturma odamı ve mutfağı dip köşe temizledim. Yerler süpürüldü, silindi, tozlar alındı, avizeler yıkandı. En son yatak odam kaldı. Süpürgeyi oraya taşırken kapı çaldı.

Süpürgeyi olduğu yere bırakıp kapı deliğinden baktığımda sarı kafa ve bir çift yeşil göz gördüm.

"Naber mari..... nette." sona doğru yüzünde anlamaz bir ifade oluştu. Sanırım beni bakımlı görmeye alışkın. Tabii özel olarak ona bakımlı görünürdüm ama şimdi önemli değil. İsterse beni çamaşır sulu bir tişört ve kısa geliyor diye kesilip şort olmuş bir eşofmanla da görebilir.

" Hoşgeldin."

"Hoşbuldum da yanlış zamanda mı geldim."

"Temizlik yapıyodum ama gelmen iyi oldu mola vermeye bahanem olur." kapıyı sonuna kadar açıp ona geçmesi için yer verdim.

"Ee ne içersin?"
"Karnım çok dolu hiç bir şey içemem."

"Peki sen bilirsin."

Havadan sudan konuştuk önce. Görüşmeyeli ne yaptın falan filan klasik muhabbetler. "Mari."

"Hm."

"Babam senin tasarımlarına baktı dün."
Gözlerimi kırpıştırdım ve heyecam içinde koltuğun ucuna geldim.

"Doğrusunu istersen senin tasarımınla birinin arasında kalmış ve ikinizi de kaybetmek istemiyor. O yüzden yüksek ihtimalle birlikte çalışacaksınız."

"Ow cidden mi? En son iş arkadaşımla iyi olaylar olmadı ve açıkçası biraz ön yargılıyım." Elim boynuma gitti, o iğrenç hissi tekrar hissetmek gerçekten çok can sıkıcıydı. Hala aklımda o günler ve belli ki spnsuza kadar benle kalıcak.

"Merak etme şirket çalışanlarını çok denetler,öyle bir şey olduğunu anlarlarsa direkt kovulur zaten." Hepsi ilk başta öyle der. Çalıştığım şirkette aynıydı. Umarım siz farklı olusunuz.

Ona güven verici şekilde başımı salladım.

"İyi ben kalkayım o zaman sen de işine devam et. Kalkmasının ardından bende ayaklandım. Kapının önüne dopru giderken takip ettim onu.

" Sen bilirsin bana pek zararın yok. "

" Akşama biraz işlerim varda." kahverengi tonlarındaki  saç, göz rengiyle uyumlu ve onu oldukça açan deri montu üstüne geçirdi ve hızlı adımlarla merdivenleri inip gözden kayboldu.

Hemencecik yatak odamı da hallettikten sonra terimden kurtulmak için duşa girdim. Hayatımda aldığım en hızlı duştu. Devriye ye daha dört saat vardı ama biraz dinlenmeliydim. Saçlarımı kuruttum üzerime yeni kıyafetler giydim. Alarmımı kurup biraz uyudum. Üç saatlik kısa bir uyku.

Uyandığımda yeni banyo yapmanın vermiş olduğu hafif baş ağrısı ile uyandım. Yarım saat içinde kendime geldim ve kpstümümle pencereden çıktım. Tacımı da unutmadım tabiki. İlerideki çatıya atladıktan sonra tacı kafama geçirirp kayır için düğmeye bastım.

"LEYDİİİİMMMM" Tam eiffel kulesine ayak basmıştım ki arkamdaki tatlı sesi işittim. Arkamı dönmemle beni belimden kaldırım havada döndürmesi bir oldu. Omuzlarından destek alıp dengemi korumaya çalışıyordum.

Kahkahalarla dönerken yere indirdi beni "Ne bu neşe? Az daha kuş olup uçacaktım." DIIT! Yanlış cevap, doğrusu melek olup uçacaktın. "

Ona kocaman bir  gülümseme bahşettim. Gözleri kafamdaki taca kaydı, kaşları havaya dikildi." Bu nedir? "

" Bugün kara kedi konsepti olsun dedim. Olmamış mı? "

" Olmuş prensesim."

"Ne?" Bana daha önce hiç böyle hitap etmemişti. Yani uğur böceği halime.

"N-ne?" gözlerini kırpıştırarak kendine geldi. Aralık olan ağzını kapattı. "Lady Noire'yi terar görmeliyiz. Kedi kulakları yakışıyor sana." (Burda bir kitaba gönderme yaptım eğer bölümü okursa o kendini bilir zaten ;))

"Zor bir ihtimal kedicik." elini tutmam için bana uzattı. Bakoşlarım önce eline sonra gözlerine düştü. Elini tuttum. Beni demirliklerin ucuna sürükledi. Kendimi ona bıraktım ama bir yandan da dikkatli oluyordum diğer kara kediye karşı. Demirlerin önünde ellerimi sıkıca kavradı. Gözleri gözlerimde, elleri ellerimde. Kalbi kalbimde...

Ve beni birden aşağı itti.

mi acaba?

🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺

BÖLÜM SONU
İtiraf etmeliyim sonunu yazarken değiştirdim yoksa başka şeyler planlıyordum.

Sizce ladynoir sahneleri mi daha fazla olsun yoksa aksiyon sahnelerimi? Bana bildirin lütfen. (Ladynoir sahneleri tabiki olacak - yetişkin içerik dahil-ben sadece hangi sahnelerden daha fazla görmek istersiniz merak ediyorum.)

GECELERİN AŞKI [Ladynoir] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin