Hatalarım varsa kusura bakmayın. Çok fazla dikkat edemedim.
Keyifli okumalar.
İnstagram: melekkas
Twitter: melekkas_ts
Fadime Hanım'ın Hanife'yle gönderdiği elbiselerden bir kaçına bakan Asiye hangisini giyeceğine karar veremiyordu. Bugün kızının nüfus kâğıdını çıkarmaya şehre gidecekleri için farklı giyinmek istiyordu. Onun entarileri eski olduğu için fazlasıyla solgun duruyorlardı. Gideceği yer resmi daire olduğundan insanların arasında eski kıyafetlerle durmak istemiyordu. Bu yüzden Fadime Hanım'ın gönderdiği elbiselerden koyu yeşil olanı alıp üzerine geçirdi. Kolları uzun, etek boyu dizlerinin biraz altında olan elbisesinin altına siyah çiçekli şalvarını giyip dizlerinin üzerine gelen gri yün çoraplarını giydi. Uzun çoraplar nedeniyle altında şalvarı yokmuş gibi duruyordu. Bir an ayıp olup olmayacağını düşündü. İnsanların arkasından Bey evine girdi giyimi kuşamı değişti diye laf söylemelerinden çekindi. Sonradan bunun yanlış olduğuna karar verip üzerinden çıkardığı kıyafetlerini katlayıp kenara koydu.
Eğer başkaları ne der diye yaşarsa bu hayattan mutlu olmazdı ki. Bu yüzden her zaman yaptığı gibi insanların söylediklerini duymazlıktan gelecekti.
Yeni yeni uyanan kızına tebessüm edip, "Günaydın," dedi neşeli sesiyle. Kollarını açan Emine annesinin kucağına gitmeye hazırlanırken onu bekletmeden kucağına aldı.
"Bugün erken kalktık."
Havanın karanlık olmasından bunu söyleyen kızının başını öptü. "Evet kızım, bugün şehre gideceğiz."
Koridorda olan lavaboda kızının ihtiyaçlarını gördürdükten sonra elini yüzünü yıkayıp tekrar odaya döndü. Sabah erken kalkacakları için erken uyumuşlardı. Kadir'in onları kaçta götüreceğini bilmiyordu. Belki hemen yola çıkarlardı belki de geç çıkarlardı hiçbir fikri yoktu. Bir an önce gitmeyi istiyordu. Hayır, onu şehre bıraksa, gideceği yeri tarif etse kendi bile bulabilirdi nereye gideceğini. Bu kadar ümitlenmişken bir gün daha beklemek istemiyordu.
Kendi elbisesiyle birebir aynı olan elbiseyi kızına giydirdi. Kızı minik işaret parmağıyla elbisenin üstündeki beyaz noktaları toplamaya çalışırken altında şalvarı ve yün çoraplarını giydirdi. Köyler soğuktu ama şehrin havası nasıldı bilmiyordu. Bu yüzden kızının elbisesinin üstüne siyah yeleğini de giydirdi.
"Çok güzel oldun Emine'm."
Gülümseyen kızının burnunun ucuna parmağını vurup beline kadar gelen kahverengi saçlarını bu sefer tek örgü yapıp sırtından aşağı bıraktı. Beyaz yazma saçlarının üzerindeki yerini alırken artık gitmek için hazırdı.
"Sen burada bekle ben Kadir Bey uyanmış mı bir bakayım."
"Ben de geleyim mi?"
"Olmaz," dedi başını iki yana sallarken. "Sen burada beni bekle kızım." Dudakları büzülen kızı ağladı ağlayacaktı. "Ama olmaz anneciğim, büyük teyze sonra derki bunlar benim sözümü dinlemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE SOR [ RAFLARDA ]
RomansaGencecik yaşında dul kalan Asiye dört yaşındaki kızıyla hayata tutunmaya çalışırken, Karadeniz'in en güçlü ailesinin çiftliğinde işe başlar. Zorlu hayatı burada günden güne iyiye giderken İstanbul'dan gelen evin en büyük oğlu Kadir'le yolları karşıl...