Bir Gün Gelir Herkes Kendi Yoluna Gider, Her Şey Nasıl Başladıysa Öyle Biter

633 32 76
                                    

•Kenji & Dazai
•Major Character Death

"Ugh.."

  Dazai üzerine devrilen enkaz yığınının altından zar zor kolunu uzatmayı başardı.

  Tırnakları kırılana kadar zorlayarak üstündeki duvar parçasını kaldırdı ve ezilen bacağının acısıyla yüzünü buruşturdu. "Ah.. Siktir-"

   Nadiren küfür ederdi Dazai ancak şu anki durum dolu dolu kocaman bir 'siktir'i cidden hak ediyordu.

  Alnından akan kanı elinin tersiyle silerek bulduğu herhangi bir yere tutunup kalkmaya çalıştı. Ufak bir sendelediyse de hemen toparlandı. Başı fena dönüyordu. Kafası kazan gibiydi ve canı çok yanıyordu. Sanki bütün kemikleri teker teker kırılmış ve bedenine rastgele dağıtılmıştı. Hiçbir uzvunu toparlayamıyordu.

  Neredeydi? Ne zamandır buradaydı? En son ne olmuştu?

  Hafızasını zorlayarak etrafına bakınınca gördüğü her yerde bir şeyler canlanmaya başladı.

  Nikolai'nin saldırısı, ajansın parçalara ayrılışı, Dazai'nin tutuklandığı için arkadaşları tarafından kaçırılıp limanda bir depoya getirilişi, Kenji ile birlikte kurdukları tuzak ve Fukuchi'nin taaruzuna hazırlıksız yakalanınca havaya uçan depo..

   Bir dakika.

   Kenji!

   Dazai hızla etrafına bakındı, gözlerine alnından akmış kan görüşünü bulandırıyordu. Deli danalar gibi olduğu yerde dönerken yırtılmış trençkotu tozları savurdu.

  "Kenji-kun?" bir hareket görmek için çabaladı ayakları sekiz çizerken. "Kenji!"

Neredesin.. Neredesin tanrım...

   Gözleri çaresizce bir şeyler görmek için etrafıtararken sadece flu görüntülerle zihnini yoruyordu.

  El yordamıyla parçalanmış bir masaya tutunup gözlerini ovuşturdu. Kirpiklerinde kurumuş kanı yolarken birkaç kirpik de beraberinde koptu. "Kenji-kun!"

   Hiçbir tepki yoktu.

   Sonunda biraz olsun kendine gelip göğsünde gümbürdeyen yüreğini düzene sokmayı becerdi ve insan gibi bir kontrol etti etrafını.

  Kenji'nin ezilmiş şapkasını bir duvar parçasının altında görünce gözleri fal taşı gibi açıldı, oraya atılıp parmaklarını kanata kanata enkazı kenara çekmeye çalıştı.

  Küçük çocuğun buz kesmiş ve morarmış sağ eli, son kaldırdığı parçanın ardından düştü.

   "Kenji!" onun elini kavrayıp titrek parmaklarla nabzına baktı.

   Atıyordu.

   Bir hışım, gelen deli kuvvetiyle bütün enkazı vücudunu kullanarak devirdi. Kalkan toz dumanı yüzünden gözleri yanıp yaşardı.

   "Uh..."

Duyduğu can çekişen sesle yaşları silmeyi kesip gözlerini araladı ve Kenji'nin mahvolmuş bedeniyle karşılaştı.

Bir demir boru, karnının sağ yanından vücudun delip geçmiş, yukarı çıkmıştı. Göğsünde üç farklı yarık, tozla dolup iltihaplanmıştı. Sol kolu hala enkaz altındaydı ve paramparça olmuştu -çünkü kemik, et parçaları ve akan kanı görebiliyordu- üstelik diz kapaklarından biri kırılmıştı.

Yüzündeki kanlı, derin çizik dehşet vericiydi. Gözünün üzerinden çenesine doğru suratını çaprazlayarak bölmüştü. Üzerinde gezinen birkaç böcek Dazai'nin bir küfür daha etmesini sağladı. Böcekler ışığı görünce kaçılıp enkaz altında kayboldu.

BSD One Shots Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin