Demir kapıyı açıp içeri girdi Lara. Bir zamanlar burada yaşıyordu. Çocukluğu burada geçmişti.
Karşısında akademinin 1 numarası luther 'ı görmüştü bı süre bakışınca Lara sessizliği bozan oldu.
"Merhaba."
"Sanada Merhaba"
Sonra ise yanlarına 7 numara olan vanya geldi. Vanya diğer kardeşlerinden farklıydı. Hiçbir gücü yoktu. Bu yüzden hep dışlanmıştı.
Sonra yanlarına kız kardeşi Allison geldi o sırada Diego Vanya'ya bakarak konuştu.
"Onun burda ne işi var?"
"Hey! Oda aileden!" Diyerek sitem etti Allison. Vanya ise boşver diyerek konuyu kapattı.
Lara ise evi geziyordu. Ev hala temizdi demek ki Grace çalışıyordu yıllarca bozulmasına şaşırmıştı. Grace bir robot olsa bile onlar için anne gibiydi. Babaları onu kardeşler daha küçükken yapmıştı.
Lara salona girerken önünde duran tabloya bakti. Bu fiven tablosuydu. Babası o gidince tabloyu salona astırmışti.
Tabloya uzun süre baktı Lara. Arkadaşı olan kardeşini çok özlemişti. Aynı zamanda kızgındı da. Onu gören vanya yanına gelip elini omzuna koydu.
"Lara, iyi misin?"
"Evet, iyiyim" diye yanıtladı Lara. Five aklına ne zaman gelse içinde bir his oluyordu.
Salona tam olarak girdiği zaman Klaus'u gördü Lara. Klaus Lara için ayrıydı. Five'dan sonra en iyi kardeşi lara'ya göre klaus'tu. Yanına gitti onu özlemişti. Klaus da onu görünce hemen sarılmıştı.
"Tanrım seni görmek çok güzel! "
"Senide öyle"
"Ee ne var ne yok?"
"Hayatımı soruyorsan bi bok olmadı. her şey aynı"
"Hadi ama hiç mi kendini salmadın? Azıcık bile mi?"
"Maalesef hayır" dedi Lara gülerek. Kardeşi yine sarhoştu . Her zaman öyleydi zaten artık alışıktı bu hallerine. Diego da gelmişti en sonunda o akademinin 2 numarasıydı. Lara onun tavırlarını pek sevmezdi ama onu güldürürdü.
"Selam herkes burda bakıyorum" dedi Diego.
"Ne demezsin" diye onu yanıtladı Lara.
"İyi o zaman bu işi yapalım ve bitsin"
Dedi Diego.Hepsi bahçedeydi. Luther konuşma yapmak için öne çıkmıştı.
"Babam çok iyi bir insandı"
"Hayır, orospu çocuğunun tekiydi luther"diyerek sitem etmişti Diego.
"Babam hakkında böyle konuşma!"
"Konuşursam nolur "diyen Diego ani bir darbe ile sarsılmıştı.
Birbirlerini dövmeye başlamışlardı. Birden gelen ses ile kavga durmuştu.
Bahçenin biraz ötesinde mavi bir delik vardı . Hepsi merak ile deliğe bakıyordu. Luther tüm kardeşlerini arkasına aldı.
"Arkama geçin!"
Klaus ise eline aldığı yangın tüpünü deliğe atmıştı (yazar burayı yazarken gülme krizine girdi ve artık yaşamıyor - şaka şaka yaşıyo)
"Klaus niye attın onu!?" Diye bağırdı Lara. Deliğe bakıyordu oda diğerleri gibi . Ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.
Birden delikten biri düşmüştü. Kısa boylu bir çocuktu. Herkes şaşkın şaşkın bakıyordu. En sonunda luther konuşmaya başladı.
"Yoksa bu five mı?"
"Siktir " demişti five .
Herkes şaşkın şaşkın bakıyordu özellikle Lara şok olmuştu. Yıllardır görmediği kardeşi birden pat diye bilmediği bir deliğin içinden gelmişti.
Five ise gelir gelmez gördüğü kız kardeşi lara'ya baktı. Onu çok özlemişti. Ancak Lara şaşkın şaşkın bakmayı kesip sinirli bakmaya başlamıştı. Five ise bunu görmemişti.
Hepsi içeri geçmişti. Five kendine sorulan sorulara cevap veriyordu.
"O delikte neyin nesi five" dedi luther.
"Kıyamet" diye yanıtladı five.
"Ne kıyameti five, açıkla"
"Kısaca kıyamet kopuyor ve herkes ölüyor"
"Nerden biliyorsun bunu?"
"Sizi gördüm... ölüyordunuz"
"Ölüyor muyduk"
"Evet kıyamete her ne sebep olduysa onu durdurmaya çalışırken ölüyorsunuz"
"Peki bu zamana kadar sen neredeydin?"
"Burda aslında buranın yıkık dökük ve sizin cesetlerinizin olduğu halinde yıllardır oradaydım tam 45 yıl "
"Yani sen şu anda 58 yaşındasın "
"Yani öyle ama geri gelmek için kurduğum denklem hataliydi geri geldim ama bu bedende sıkışıp kaldım. Hey, bu evde hiç sade kahve yok mu " derken birden gözleri lara'ya döndü onu tamamen unutmuştu. Lara ise ona baktığını fark edip ters bir şekilde konuştu.
"Ne var ne bakıyorsun!?"
"Şey konuşabilir miyiz?"
"Neden!?"
"Lütfen "
"Peki tamam yürü"
Fiven odasına gitmişlerdi. Five kapıyı kapatıp Lara'nin yanına gitti.
"Neden bana öyle bakıyorsun?"
"NEDEN Mİ NEDEN Mİ!? TANRIM NASIL BAKMAM LAZIM!?"
"SAKİN OL!"
"OLAMIYORUM BAY FİVE ! AFEDERSİNİZ BENİM ONU UYARMAMA RAĞMEN GİDEN VE BENİ TEK BAŞINA BIRAKIP SONRA DA 45 YIL KIYAMETTE KALDIM VE ARTIK 58 YAŞINDAYIM DİYEN BİR PİSLİĞE KARŞI SAKİN OLAMIYORUM MAALESEF!"
"BEN SADECE MERAK ETTİM,!"
"BAHANE UYDURMA! SENİ GERİ DÖNEMEME İHTİMALİNE KARŞI UYARMAMA RAĞMEN GİTTİN!"
"ZATEN PİŞMANIM LARA SENDE DAHA FAZLA PİŞMAN ETME!"
"EN AZINDAN PİŞMANLIK DUYGUSUNU HİSSEDİYORSUN !"
"NE YANİ BEN DUYGUSUZ MUYUM!?".
"EVET ÖYLESİN. EN İYİ ARKADAŞINI HATTA EN YAKIN KARDEŞİNİ APTAL MERAKI YÜZÜNDEN BIRAKAN BİR DUYGUSUZ!"
"O zaman otomatik olarak sende duygusuz oluyorsun hani benimle en yakın arkadaştin ya hani " demişti five sesini alçaltarak bağırmak onu yormuştu.
"Eh öyleyse bizler duygusuzlar oluyoruz heralde ama konumuz bu değil!"
"Lara pişman olduğumu görüyorsun bari sen yapma"
"Neyi yapmayayım!?"
"Beni kırmayı normalde kimsenin sözünü kafama takmam ama seninkiler..."
"Ne benimkiler!?"
"Seninkiler kırıcı oluyor düşünmeyi bırakamıyorum."
"Five seni kırdığım için özür ama lütfen biraz yalnız kalmak istiyorum sende kal kafanı toparla öyle konuş benimle "
"Peki " diyerek ışınlanarak gitmişti five . Lara ise odada tek kalmıştı.
Aslında five'a sarılmak istiyordu ama siniri bunun önüne geçiyordu. Yatağa uzanıp düşünmeye başladı. Kafası karışıktı. Önce kardeşi yıllarca ortalıkta yoktu sonra bir şekilde geri gelip kıyametten bahsetmişti. Bunu hiç anlamamıştı . Five'i bulduğu zaman sorucakti.Selamm bölümü en sonunda attım gerçekten yazmak zor oldu bı oyunuzu alırım neyse diğer kitaba bölümü yarın atmaya karar verdim bunu söyleyip kaçıyorum hadi görüşürüz iyi okumalar aşklarım:)))) <33333333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey kardeş/Five hargrevees
Fanfiction!ŞİMDİLİK ARA VERİLDİ DEVAM EDECEK! Five'ın gittiği gün ben çok değiştim, neydim ben? Reginald Hargreeves'in aile dostlarının kızı. Aynı değildim.