9

82 9 68
                                    

Five, uyandığı zaman yatakta olduğunu fark etti. Ölmemişti demek. Doğrulup etrafına baktı. Koltukta uyuyan Lara'yı gördü. Üstündeki örtüyü muhtemelen Grace örtmüştü.

Kalkıp Lara'ya baktı. Şu an ne kadar huzurlu görünse de uyandığı zaman Five onu öldüreceğini biliyordu.

Five tuvalete gidip pansumanını yaptı. Üstü başı kirliydi. Dolabı açıp giyecek bir şey baktı.

"Five? "

Arkasını dönen five five kızgın gözler ile ona bakan Lara'yı gördü.

"Efendim Lara? Neden bu kadar sinirlisin? "

"Sen."

"Ben ne yaptım? "

Lara yaklaşıp Five'a sağlam bir tokat geçirdi. Eli sertti ve gücünden dolayı five'ın yanağını kızartmıştı.

"Ah! " five eli ile yanağını tuttu. "Bu ne içindi şimdi? "

Lara five'ı kendine çekip sarıldı.

"Sen beni çok korkuttun Five Hargreeves! "

Five da aynı şekilde Lara'ya sarıldı. Elini saçına koydu.

"Tamam iyiyim. Merak etme. "

"Birdaha bana yalan söylersen senin o yaşlı kıçını yakarım anladın mı? "

"Tamam anladım. "

En sonunda ayrıldıkları zaman five başını dolaba çevirdi.

"Pijamayı giy. O forma pek rahat değil."

"Doğru."

*
"Al bakalım bu seni kendine getirir. " dedi Klaus kahveyi Luther'a verirken.

Five ise o sırada Kahve bardağını çekip aldı.

"Tanrım. Bi düzgün kahve içmek için kimi öldürmem gerek? "

"Başlasak mı? "

"Diğerlerini gören var mı? Diego'yu? Allison'ı? Yok mu? Peki yeter sayıya en yakın olacağımız durum bu. Dinleyin bakalım. Bunu söylemenin kolay yolu yok. Bir kere söyleyeceğim."

"Bu kötü bir fikir. " hayalet olan ben oturduğu yerden söyledi. Tabi Klaus dışında kimse onu duymadı.

"Klaus."

"Dün gece babamı çağırdım. "

"Yıllardır kimseyi çağıramadım dememiş miydin? "

"Evet, biliyorum ama ayığım. Dün gece özel biri ile konuşmak için ayıldım ve sonucunda babacığımız ile konuştum. "

"Bu harika bir şey Klaus. "

"Asprini olan var mı? "

"Üst raf, krakerlerin yanında. "

"Bu ciddi bir mesele beyler ve bayanlar. Gerçekten yaşadım, yemin ederim. "

"Tamam öyle olsun. İhtiyar ne dedi? "

"Görünüşüm ve hayattaki başarısızlıklarım ile ilgili her zamanki nutkunu çekti. Ona şaşırmadım. Öbür dünya bile babamız gibi birini yumuşatamaz. Ama cinayetinden yada öyle bir şey olmamasından bahsetti çünkü... "

"İşte geliyor. " (eğik yazıları ben söylüyor.)

"...Kendini öldürmüş. "

"Oyunlarına ayıracak vaktim yok Klaus. " dedi Luther ve sandalyeden kalktı.

"Doğruyu söylüyorum Luther. Doğruyu söylüyorum. "

"Neden öldürmüş? "

"Bizi eve döndürmenin tek yolu buymuş. "

Üvey kardeş/Five hargrevees Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin