I need you, brother...

496 42 44
                                    

Odaya iki kişi girmişti. Birisi sarı saçlı, birisi de kırmızı saçlı erkeklerdi. Sarı saçlı ufak ve şirindi. Kırmızı saçlı da ufaktı ama daha şeydi sert bir tipi vardı? Kıyafetleri oldukça vücut hatlarını belli ediyordu. Bunlar kimdi? Kırmızı saçlı konuşmaya başlamıştı.

-Ahh misafiriniz mi vardı?

İkisinin gözleri benim üstümde geziyordu. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi bakıyorlardı. Bakışlarımı onlarda kaçırıp Taehyung'a ve Jeongguk'a çevirmiştim. Tanışıyor olacaklardı ki şaşırmamışlardı.

-Yani evet misafirimiz vardı. Neden habersiz geliyorsunuz?

Jeongguk ona cevap vermişti. Ne olduğunu bilmiyordum. Gözlerim onlarde gezerken kırmızı saçlı Jeongguk'a yaklaşarak kollarını boynuna sarmıştı.

-Ggukiee ama eğleneceğiz daha~

Jeongguk bana baktığında bakışlarımı onlardan çekmiştim. Ne yapmalıydım? Parmaklarımda gergince oynarken Taehyung yanıma oturmuştu.

-Şuan misafirimiz var ve kim size gelmenizi söyledi?

Sarı saçlı olan gülümseyerek Taehyung'un kucağına oturmuştu. Ben yana kayarak yutkunmuştum. Çok fazla utanıyordum. Bir de değişik hissediyordum. Neden bilmiyordum. Yerimden yavaşça ayaklanarak belirsizce gülümsemiştim.

-Şey ben ıhh odaya gitsem iyi olacak.

Sarı saçlarını gözlerini bende gezdirerek mırıldanmıştı. Daha önce hiç göröediğim tiplerdi. Bana küçümseyerek bakıyorlardı. Sarı saçlı konuşmaya başlamıştı.

-Tam isabet şekerim. Gitsen çok iyi olur.

Neden böyle davranıyorlardı ki? Göz devirip dudaklarımı yalamıştım. Böyle insanları sevmiyordum. Yavaşça yürüyerek yüzümü buruşturmuştum. Ayak altlarım çok kötü acıyordu. Biraz dayanmam gerekiyordu. Dün beni yatırdıkları odaya gidecekken Jeongguk'un sesini duymamla ona bakmıştım.

-Ayağının üstüne basabiliyor musun ki?

Kırmızı saçlı Jeongguk'un kucağına oturmuştu. Boynunu koklayarak öpüyordu. Bu görüntüyü daha fazla görmek istemiyordum. Gülümseyerek başımı sallamıştım.

-Basabiliyorum.

Lanet olsun. Basamıyordum. Zorla da olsa odaya ulaşmıştım. Kendimi yatapa atıp ayağıma baktığımda bandajın kan olduğunu görmüştüm.

-Kahretsin.

Ayağımı tutup dudaklarımı büzmüştüm. Acıyorlardı. Ağlamak istiyordum ama kendimi tutmuştum. Yatağın içine girerek iyice yorganın altına girmiştim. İçeriden kıkırtı sesleri geliyordu. Başımın üstüne yastığı koyarak sesleri duymamaya çalışmıştım. Sevişme seslerini duymak istemiyordum. Gözlerimi kapatıp uyacaktım ki, odanın soğumaya başladığını hissetmiştim. Başımı kaldırıp pencereye baktığımda açık olduğunu görmüştüm. Biraz önce kapalı değil miydi? Esintiden açılmıştır diye düşünerek yataktan kalkmıştım. Nasıl yürüyecektim ki şimdi? Yapacak bir şey yok, kapatacaksın. Yataktan kalkıp ilerleyeceğim sırada arkamdan birisi ağzımı kapatarak burnuma bir şey yaslamıştı. Gözlerim dolarken arkamdaki kişiden kurtulmak için çırpınmaya başlamıştım. İlk nefes almamaya çalışıyordum. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Ses çıkarmak için her şeyi deniyordum ama faydasızdı. Onların beni duyup kurtarmasını istiyordum. Gözlerimden yaşlar düşerken çırpındıkça çırpınmıştım. Bir süre sonra dayanamayarak kendimi karanlığa bıraktım.

...............

Gözlerimi yavaşça açarak kendime gelmeye çalışmıştım. En son ne olmuştu? Hızla etrafa bakındığımda boş bir odada olduğumu fark etmiştim. Hayır lütfen, hayır kaçırılmamıştım değil mi? Gözlerim dolarken beni bileklerimden tavana bağlı olan zincire bağladıklarını görmüştüm. Bir yerden Taehyung'un çıkmasını ve şaka olduğunu söylemesini istiyordum. En azından Jeongguk gelemez miydi? Kaybolduğumu anlamış mıydılar? Korkuyordum. Üstüme baktığımda sadece şortumla durduğumu görmüştüm. Depo gibi bir yerdi. Birazda soğuktu. Üşüyordum. Şuan o ikisini istemem normal miydi? Beni kurtarmalarını istiyordum. Kapıdan giren adama bakmıştım. Babam. Bütün umutlarım yıkılmıştı. Bana yavaşça yaklaşırken önümdeki masada olan eşyalara bakıyordu. İşkence aletleri. Neden bana bunu yapıyorsun? Ben sana bir şey yapmadım. Elini aletlerde gezdirirken gülüyordu.

Why Me? •Taegikook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin