Trauma

233 16 9
                                    

Çok fazla şey yaşamıştım. Biraz kafamı dinlemek için Jimin'in kalmam için gösterdiği odada yatakta oturuyordum. Bacaklarımı kendime çekip sıkıca sarılmıştım. Neden böyle şeyler beni buluyordu? Bu çıkmazdan bir türkü kurtulamamaktan çok sıkıldım artık. Gördüğüm kişi Jeongguk'tu. Babamı vurduğu için üzülmüyordum. O adamı öldürmeyi ben zaten istiyordum. Sadece Jeongguk'un o gün söyledikleri şeyler aklımda dolanıyordu. Benim o halde olduğumu bilip evlenme fikrini babama söylemişti. Babam eşcinsellerden nefret ediyordu, nasıl kabul etmişti? Taehyung hakıında söyledikleri gerçekten doğru muydu? Ben dönüp dolaşıp neden bu düşüncelere gelmeyi başarabiliyorum... Anlamıyorum. Kendimi anlayamıyordum. O gün ikisi beni ektiklerinde neden hayal kırıklığı yaşamıştım? Belki de ayaklarımın acıması yüzündendi.

Başımı geriye atıp derin bir nefes vermiştim. Onları geçtim. Abim... Onu ne yapacaktım? Affedebilecek miyim? Bunu uzun süre düşüneceğim sanırım. Benim tanıdığım abim her zaman bir cıkış yolu bulurdu. Beni o delikten kurtarmak için babamı bile karşısına alacak birisiydi. O her zaman öyleydi. Annemle babam tartıştığı zaman ben saklanırken abim babama bağırır karşı çıkardı. Ben bağırmadığım için mi bunları yaşamıştım. Korkunç ve karanlık hayatı yaşamak istemediğim için mi bana onları yaşatmışlardı. Sanırım onu asla affetmeyeceğim. Derin bir nefes verdiğim sırada kapı tıktıklanmıştı.

-Gel

Kapıyı aralayıp kafasını o aralıktan sokan Jimin'e bakıp gülmüştüm.

-Ne zamandır odadasın istediğin birşey var mı diye bakmaya geldim.

Başımı iki yana sallayıp istemediğimi belirtmiştim.

-Teşekkür ederim Jimin-ah. Canım bir şey çekmiyor.

jimin odaya girip yanıma oturmuştu. İlk önce elini alnıma koyup ateşim var mı diye kontrol etmişti. Gülümseyip gözlerimin içine bakmıştım. Çok kibar ve nazik birisiydi Jimin. Benim ona yapamadığım abiliği o bana yapıyordu. Bundan rahatsız değildim.

-İyi misin Yoongi? Ateşinde yok ki.

Derin bir nefes verip onun saçına elimin atarak karıştırmıştım.

-İyiyim iyiyim. Endişe etmene gerek yok. Sadece olanları düşünüyorum. Babamın ölüşü, beni oradan kurtarmalarını ve bir de birden onlarla tanışımamı düşünüyorum. Dalmış gitmişim öyle özür dilerim.

Jimin derin bir nefes verip başını sağlamıştı. Sanki birşeyden huzursuz gibi bir hâli vardı.

-Onlarla konuşman doğru mu, bilmiyorum. Onlarda beni rahatsız eden bir şey var. Sana tekrardan zarar gelmesini istemiyorum.

Bu söyledikleriyle haksızda değildi aslında. Doktor olarak bildiğim kişinin korumaları vardı. Birisinin ne olduğunu bile çözemedim. İkiside kötü şeylerle uğraşıyordu büyük ihtimalle neyse şimdi aklıma bunları sokmak istemiyordum. Onu rahatlatmak için gülürek başımı iki yana sallamıştım.

-Korkmana gerek yok Jimin-ah. Onlar babam gibi birisi değiller. Hem beni kurtardılar.

Elini yanağıma koyarak yavaşça okşamaya başlamıştı. Gülümseyerek yanağımı avucuna yaslamıştım.

-Sen öyle diyorsan öyle olsun ama eğer bir hatalarını görürsem onlarla konuşmanı yasaklarım.

Kıkırdayıp başımı sallamıştım. Beni böyle koruması komiğime gidiyordu. Diğer yanağımı tutmasıyla bakışlarımı yerden kaldırıp onun gözlerine bakmıştım. Gülümseyerek alnımdan öpüp yataktan kalkmıştı. Biraz şaşırmıştım. Hiç böyle yapmazdı.

Why Me? •Taegikook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin