Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sonrası yok."
Delilah bana çok absürt bir şey söylemişim gibi baktığında göz devirdim.
"Ne demek sonrası yok, sabah uyandığımda onu yanımda göremedim desen daha az üzülürdüm."
Söylediği şey gülmeme sebep olduğunda kafamı iki yana salladım.
"Beni eve bıraktı ve başka bir gün için tekrar görüşeceğimizi söyledi, bunun olmayacağına hemfikiriz."
Delilah sessiz kaldığında sıkıntıyla derin bir nefes bıraktım.
"Bunu kafanda fazla büyütme Delilah."
Mutfağa doğru ilerlerken arkamdan bağırmasıyla yüzümü buruşturdum, bu sesle bardakları çatlatabilirdi.
"Ne demek fazla büyütme, Tony Stark bu."
Göz devirerek kafamı iki yana salladım ve kendime bir kahve yaparak odaya ilerledim. Telefonum çalmaya başladığında tanıdık gelmeyen numarayla kaşlarım çatıldı.
"Merhaba?"
Sorar bir şekilde konuştuğumda gelen ses yerimden zıplamama neden oldu.
"Bir an hiç açmayacaksın sandım Marigold?"
"Tony?"
Telefonun öbür ucundan gülme sesi geldi.
"Evet, benim."
"Numaramı nereden buldun?"
Şaşkınlıkla konuşarak ekrana baktım.
"Benim yapamayacağım bir şey yok güzelim."
Dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında Tony beni daha da şaşırtmaya yemin etmiş gibi hızlıca konuşmaya devam etti.
"Şimdi hızlıca üzerini giyip aşağıya iniyorsun ve seni bana götürüyorum."
"Anlamadım."
"Cama çık Marigold."
Hızlıca cama giderek aşağıya baktığımda arabasına yaslanmış bana el sallayan Tony'e bakakaldım.
"Beş dakikan var güzelim."
Telefonu suratıma kapattığında hızlıca dolaba ilerledim, bir yandan da Delilah'a sesleniyordum.
"Delilah, Tony aşağıda."
"Beni yatıştırmak için saçma sapan şeyler söylemene gerek yok Marigold."
"Hayır, gerçekten aşağıda."
"Siktir!"
Birkaç saniye sonra Delilah hızlıca odaya daldığında üzerime elbisemi giydim.
"Çıkmam lazım, beni bekleme."
Delilah şoku atlatamadan yanağına hızlı bir öpücük kondurdum ve koşar adımlarla aşağıya indim. Tony beni gördüğünde yaslandığı arabadan ayrıldı.
