İçerideki loş ortam, striplez dansı yapan kızlar, epey yakınlaşmış tek gecelik insanlar ve kızları bordo kapıdan içeri götüren adamlar... Hepsi miğdemi kaldırmıştı. Yüzümü buruşturarak baktıktan sonra Derin'in yanından ayrılmadan onun oturduğu yerin karşısına oturdum. Derin dizlerini hafif ayırarak arkasına yaslandıktan sonra"Merak ettiğin kadar güzel değilmiş, değil mi meleğim?" diye sordu. Yüzümü kırıştırdıktan sonra
"Hayır, çok beğendim." dedim. Derin kollarını arkasına yasladığında yanına iki kız geldi ve biri bir dizine diğeri diğer dizine oturdu. İğrenerek Derin'e baktıktan sonra ayağa kalktım ve
"Ben içecek bir şeyler alacağım kendime, gerçekten miğdemi bulandırıyorsun Derin!" dedim ve barmenin yanına doğru yürüdüm. Kısa, tahta tezgahın önündeki uzun sandalyeye oturduktan sonra barmeni izledim. Sırtındaki tüm kaslar kendini belli ediyordu. Kaba bir görünüşü yoktu, spor yaptığı her halinden anlaşılıyordu. Boğazımı temizledikten sonra
"Afedersiniz!" dedim. Barmen bana döndükten sonra iki elleriyle tezgahtan destek alarak
"Buyrun küçük hanım?" diye sordu. Yutkunduktan sonra
"Be-ben daha önce hiç içki içmedim, lütfen ağır şeyler olmasın." dedim. Barmenin sağ yanağı kalkarken yanağımdan makas aldı ve
"Pek de tatlıymışsın sen, utanma lütfen." dedi ve arkasındaki raftan elindeki bardağa şeffaf bir içecek koydu. Elindekini önüme koyduktan sonra
"Yavaş iç, fazla içersen yerin bordo kapı olur." dedi ve göz kırptı. Bardağı elime aldıktan sonra başımı aşağı yukarı salladım ve
"Tamam." dedim. Sandalyede dans pistine bakacak şekilde döndükten sonra yarı çıplak striplez dansı yapan kızları izledim. Pistin kenarlarında da kız erkek karışık oynuyorlardı. Elimekinden bir yudum aldıktan sonra yüzümü buruşturup elimdekine baktım. Cidden acımsı bir tadı vardı. Bardaktan bir yudum daha alarak piste baktım. Ağızımı aralayarak kapattıktan sonra yine yüzümü buruşturdum. Gözlerim Derin'e kaydığında onun bir kızla öpüştüğünü, diğer kızın eteğinin altından elini soktuğunu gördüm. Acıyarak onlara baktıktan sonra birden bardağı tepeme diktim. Barmene döndükten sonra
"Lütfen en ağırı olsun!" dedim. Barmen bardağı alırken
"Pişman olmayasın?" dedi soru sorarca. Başımı iki yana salladıktan sonra
"Hayır, sarhoş olup evime gitmek istiyorum." dedim. Barmen başını salladıktan sonra
"Seni koruyamayacağımı bilmeni istiyorum, eğer bu gece de o adamlar gelirlerse seni ellerinden almak pek mümkün olmayacak." dedi. Dediklerini her ne kadar anlamasam da
"Koy artık şunu!" diyerek sesimi yükselttim. Baş ve işaret parmağıyla bardağı tutarken diğer parmaklarını ve diğer elini kaldırıp aşağı yukarı hafifçe sallayarak
"Tamam, tamam, sakin ol!" dedi. Yavaşca bardağa sarı, sıvı dışkı rengindeki içeceği doldurduktan sonra bana uzattı ve
"Afiyet olsun küçük hanım." dedi. Bardaktan bir iki yudum aldıktan sonra gözlerimi yumup derin derin nefes aldım. Bardağı tekrar elime aldıktan sonra Derin'in yanına oturdum. Kızlar zevkini almış giderlerken Derin elinin tersiyle dudaklarını sildi ve bana baktı. Elimdeki bardağı aldıktan sonra
"Sen, hasta olduğun halde bunları içtin ha! Kaç tane içtin Duru?" diye bağırdı. Sanırım sarhoş olmalıyım ki gülerek
"İki tane, ama şimdiki en ağırı." dedim. Miğdem ağızıma doğru gelirken Derin
"Salaksın Duru!" dedi. Gözlerimi kapatarak karnımı tuttuktan sonra dişlerimi sıktım, şimdi de mi ağrıyasın tuttu karnım? Derin ve Selin bana dikkatle bakarken ayağa kalktım ve masadan destek alarak ayakta durdum. Dengemi kaybederken
"Ben geliyorum, siz bekleyin." diyip sarsıla sarsıla yürüdüm. Başım aniden döndüğünde tam yere düşecektim ki iki kol beni tutup düşmemi engelledi. Gözlerimi kapatarak beni tutan kişiye -Derin olduğunu sanarak- sarıldım ve ağlayarak
"Götür beni, n'olursun?" dedim. Birden ayaklarım yerden kesildi ve herkesten bir alkış tufanı koptu. Ne vardı yani, Derin beni taşıyorsa ne olmuş? Sırtım yatağa deydiğinde yavaşca gözlerimi açtım. Her yer bulanıkken birden boğazım yanmaya başladı. Hızla kahverengi kapıdan içeri girdim ve klozet kapağını açıp kusmaya başladım. Git gide etrafımdakiler netleşirken ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Yatakta enine boyuna yatan Demir'e şaşkınlıkla baktım. Ne yani, beni o mu taşıdı? Kapıya doğru yürürken
"Dur bakalım ufaklık!" sesini işittim. Yutkunduktan sonra arkamı döndüm. Demir ayağa kalktıktan sonra yanıma geldi. Elleriyle saçlarımı geriye attıktan sonra
"Seni düşmekten kurtardım, bir bedel ödemen lazım." dedi. Yine sertçe yutkunduktan sonra
"Ben ne yapabilirim ki?" diye sordum. Üzerime doğru gelirken
"Kızların en çok sevdiği şeyi" dedi ve elbisemi yukarı kaldırdı. İç çamaşırlarımı yırtıp attıktan sonra beni kucağına alıp yatağa yattı. Çığlık atıp kaçmaya çalışırken kollarımı tuttu ve çıplak bedenini üzerime bastırdı. Bacağımdan inen kanlar ile dona kaldım. Demir işine halen devam ederken ben kendimi ölü gibi hissediyordum.
Artık kızlığım gitmişti.
Hayallerimdeki mutlu yuva olmayacaktı.
Nefes nefese yanıma yatan Demir
"İyiydin." dedi. Ayağa kalktıktan sonra üzerimi düzeltip odadan çıktım. Etrafa boş gözlerle bakmaya başladım. Kendime şu kısacık zaman içerisinde olan şeyleri yediremiyordum. Ellerimi yavaşça saçlarıma doğru kaldırdım ve saçlarımı tutup çektikten sonra çığlık attım. Sırtımı duvara yaslayıp ağlamaya başladığımda yanımdan geçenler bana deliymişim gibi bakmaya başladılar. Yerimde doğruldum ve göz altlarımı elimin tersiyle sildim. Yalpalayarak yürürken Derin'i gördüm. Bana baktıktan sonra endişeyle yanıma geldi. Karşımda beni inceleyen Derin'e baktıktan sonra bayıla kaldım. Kendimden tiksiniyordum. Hayatımda ilk kez gördüğüm insandan nefret ediyordum.
-Derin-
Kollarıma düşen Duru'yu kaldırdıktan sonra yüzünü tokatlamaya başladım. Bilinçsiz halde uyanırken
"Duru, iyi misin?" diye sordum. Birşey demeden boş gözlerle bakarken "Ne oldu sana?" diye sordum. Gözleri yavaşca kapanırken
"Demir... O, bana tecavüz etti." dedi ve gözlerini kapattı. Bayılmıştı. Sinirden elim ayağım titrerken hızla Duru'yu kucağıma aldım ve koşar adımlarla arabaya ilerledim. Bir daha Selin ile asla Duru'yu görüştürmeyecektim. O olmasaydı bunlar da olmazdı.
Hastane odasından içeriye bakarken doktor
"Sanırım bakirelik konusu olmalı. Sonuçlara bakılırsa, o artık kız değil." dedi. Yutkunduktan sonra
"Peki şimdi ne olacak?" diye sordum. Doktor gözlerini dosyada gezdirirken
"Hamile olabilir, bu oran az da olsa yüksek." dedi. Başıma giren zonklamayla olduğum yerde kaldım. Bir tanecik kardeşim şu anda pisliğin bir parçasıydı. Onu oraya götürmemeliydim. Şu zamana kadar oraya yaklaşmasına izin vermezken, onu kendi ellerimle götürmüştüm. Kendimi fazlasıyla suçlu hissediyorum!
*
10 vote yb :)