Votelerin bu kadar iyi gelmesi o kadar hoşuma gitti ki size tarif edemem. Bilgisayar tamiratta olduğu için yazamadım kusura bakmayın. İyi okumalar...
*
-Duru-
Gözlerimi yavaşça araladım ve etrafıma bakındım. Hala karnım ağrıyordu, aklıma gelen o şey ile kendimden tiksiniyordum. Peki, neden bu kadar sakin davranıyordum?
Yataktan ağır hareketlerle kalktım, üzerimdeki mavi önlüğü çıkarttıktan sonra siyah poşetteki gri eşofmanımı giydim. Ayağıma gri spor ayakkabılarımı geçirdikten sonra hastane odasından çıktım. Hastane duvarındaki saate baktığımda saatin 10:00 olduğunu gördüm. Cidden, sabaha kadar mı uyudum ben?
Hastane kantinine indikten sonra kendime kahve alıp masaya oturdum. Elime telefonumu aldıktan sonra Derin'i aradım. Şu an kim bilir ne yapıyordur?
''Alo, Duru?'' Derin'in sesini duyar duymaz gözlerim dolmuştu. Beni o halimle gören kişi oydu sonuçta.
''Bitanem, neredesin sen?''
"Uhm, şu anda küçük bir işim var tatlım. Sorun olmazsa taburcu işlemlerini sen halledip çıkabilir misin? Söz veriyorum yanına geleceğim.''
''Şey, pekala. Görüşürüz o zaman.''
''Dikkatli ol!''
''Peki, sen de.'' Telefonu kapattıktan sonra etrafa küçük bakışlar attım. Derin'in benden daha önemli hangi işleri olabilir ki?
-Derin-
Telefonu kapatır kapatmaz Nuri'ye döndüm. Sinirden adama yumruk atmıştım, hepsi o Demir şerefsizinin suçuydu. Benim biricik meleğime, dünyalara sığmayan büyük bir zarar vermişti.
''Abi, biraz daha bana vurmaya devam edersen sanırım hastanelik olacağım.'' Nuri'ye döndükten sonra kaşlarımı çatarak başımı sıvazladım. Sinirimi ondan çıkartmam hiç adil değildi, biliyordum.
''Nuri, bana akıl verme. Sadece ne yapacağız onu düşün!'' Nuri parmağını şıklatarak gülümsedi. Kafasına şaplak indirerek ''Burada film mi çekiyoruz Nuri?'' diye sordum. Nuri'nin gülümsemesi solarken boğazını yalandan temizledi ve
''Aklıma bir fikir gelmişti de, abi.'' dedi. Gözlerimi devirerek
''Söylesene!'' dedim. Nuri öksürdükten sonra
''Şu Senil midir Selin midir her ne ise, onu arasana. Yerini öğrenebilirsin Demir'in.'' dedi.
''Hay aklınla bin yaşa.'' diyerek gülümsediğimde Nuri
''Çok iyiyim ben ya.'' dedi. Gözlerimi devirip başımı sağa doğru eğdikten sonra
''Ya da sen yaşama, boşver.'' dedim. Elime telefonu aldıktan sonra Selin'i aradım. İki çalışta açan Selin
''Efendim?'' demişti.
''Alo Selin sen misin?''
''Evet Derin benim, bir sorun mu var?'' Titreyen sesine aldırış etmeden
''Evet, hem de büyük bir sorun.'' dedim.
''Seni di-dinliyorum Derin.''
''Senin şu pez... Yani Demir nerede, haberin var mı?''
''Ahh, şey, be-ben, bilmiyorum.''
''Lütfen öğrendiğin zaman bana haber ver olur mu?''
''Pe-peki Derin.'' Telefonu kapattığında sabır dileyerek etrafıma bakındım. Şimdi ne yapabilirdim?
-Selin-
Telefonu kapattığımda Demir hemen telefonu kulağımdan çekti. Ellerim kollarım bağlı sandalyede otururken ona hiç bir şey yapamıyordum.
''Şimdi, ben buralarda olmayacağım artık. Kimliğimi değiştirdim ve artık buralardan uzak bir yerde yaşayacağım. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi kardeşim?''
''Demir, lütfen beni bırak. Ya ben sana ne yaptım da sanki bana böyle eziyet çektiriyorsun? Kardeşim, lütfen, çöz beni, ha?''
''Peki.'' Beni çözdükten sonra kanepeye oturdu. Karşısına oturduktan sonra
''Şimdi ne yapacaksın?'' diye sordum.
''Buralarda olmayacağım. Sahte kimlik taşıyacağım ve bu baş belasından kurtulmaya çalışacağım. İki gündür hastanede yatıyordu, bugün uyanası tuttu sanki kızın.''
''Demir, kendine dikkat et olur mu?''
''Selin, saçma sapan konuşmayı bırakmazsan seni vururum! Şuna bak ya! Kızı becereli iki gün oldu ama adım her yere yayıldı.''
''Bence daha fazla vakit kaybetmeden git.''
''Bu akşam gideceğim, bundan sonra beni arama çünkü her şeyimi değiştirdim. Adresimi, kimliğimi, numaramı ve aklına gelebilecek her şeyimi.'' Ayağa kalktığında sabır dilerce nefes aldım. Böyle saçma bir şeyi yapmak nereden gelmişti onun aklına?
-Duru-
Hastaneden çıkar çıkmaz kendi ağaç evime gittim. Kitabımı açtıktan sonra herhangi bir sayfayı okumaya başladım. Buradaki tüm kitapların hepsini en az 5 defa okumuşumdur. Telefonumun çalmasına aldırış etmeden kitabımı okumaya başladım. Mesaj sesi gelince açıp baktım. Demir'den sesli mesaj gelmişti.
''Meleğim, neredesin seni çok merak ediyorum. Biliyorum nerede olduğunu ama gelmeye çekiniyorum çünkü katilini öğrenmemek zoruma gidiyor. Selin'e de sordum bilmiyorum, dedi. Affet beni meleğim.''
Arkadaşlar. Kısa oldu ama cenaze vardı alt komşumuzun. Korkudan yazamadım valla sonuçta adam daha şimdi öldü. Hortlar falan tövbest
10 vote yb :)