4. Bölüm: Bir Garip Vampir Hikayesi

37 3 17
                                    

Jamal, VDM'e baktı ve "iyi misiniz efendim?" diye sordu. Ne kadar endişelendiği gözlerinden okunuyordu.

VDM, sessizce başını aşağı yukarı salladı. Dermanı yok gibiydim.

"Arabayı ben süreyim mi efendim?"

VDM, yine sessizce başını salladı ve arabadan ağır hareketlerle indi. Arka koltuğa oturdu.

Jamal, şoför koltuğuna oturdu ve aynadan VDM'e baktı. Biraz daha iyi gibiydi ama yine de tedbiri elden bırakmamak gerektiğini düşünüyordu Jamal.

"Sizi hastaneye götürmemi ister misiniz efendim?"

VDM, bu sefer konuşması gerektiğini biliyordu. İyi görünmeliydi. Doktora gitmeyi hiç mi hiç istemiyordu zira. Bundan dolayı da "gerek yok." diye yanıt verdi.

"Biraz tansiyonum düştü, o kadar. Sen merkeze sür arabayı yeter."

Jamal, "emredersiniz." dedi ve VDM'in emrini yerine getirdi.

VDM, arabadan indi ve etrafına bakındı. O zaman kapının önünde duran Sophie'yi fark etti. "Ne oldu?" diye sordu.

"Kendi gözlerinizle görmeniz daha iyi amirim."

VDM, "peki." diye yanıt verdi ve hep beraber yukarı çıktılar.

Sophie Emma Potter, üç kahve hazırladı ve kahveleri servis ettikten sonra bilgisayarın başına geçti. Bir videoyu oynatmaya başladı.

"Bu kaseti kolyenin çalındığı olay yerinde buldum. Kuyumcunun kasasına bırakılmış."

VDM, kaydı izlemeye başladı. Yanlış gördüğünü sandı bir an ama hayır... Yanlış görmüyordu. İki adet sivri dişi olan bir adam, başka bir adamın kanını emiyordu. Bundan çok zevk aldığı da ortadaydı ama gölgede olduğu için yüzü tam net seçilemiyordu. Gölgeler onu koruyordu.

VDM, başında sanki filler dövüşüyor gibi hissediyordu. Öyle bir zonkluyordu ki... Sonunda daha fazla dayanamadı. Geriye doğru düştü ve düştüğü yer şans eseri kahverengi deri koltuktu.

Jamal, hemen telaşla VDM'in yanına koştu. "İyi misiniz efendim?" diye sordu. Her zaman yanında taşıdığı kolonyasını çıkardı. VDM'in bileklerine sürdü.

VDM, bir süre sonra ayıldı. Başını tutarak ayağa kalktı ama sonra yalpalayarak tekrar yerine oturdu.

"Bir doktor çağıralım mı efendim?"

VDM, başını iki yana sallayarak "gerek yok." diye yanıt verdi.

"İyiyim ben. Sadece biraz yoruldum, o kadar. Bir tansiyon hapı alıp kendime gelirim."

Doktorla uğraşmak istemiyordu. Şu an elinde olan bu vaka her şeyden önemliydi çünkü. Doktorların tavsiyelerini de hiçbir zaman yerine getirmezdi.

VDM, tekrar ekrana baktı ve yanılmadığını gördü. Gerçekten de iki adet sivri dişli adam, kuyumcudaki adamı arkasından yakalamış, boynuna dişlerini geçirip kanını içiyordu.

Kan içme seansından sonra adam, yerle kan ve saç teli bıraktı. Ardından kan sıçramış kolyeyi de alıp kuyumcudan çıktı.

VDM, Sophie'ye baktı ve emirler yağdırmaya başladı.

"Hemen görüntünün bir kopyasını çıkartın ve savcılığa gönderin! Sonra da adamın net bir fotoğrafını çekin ve çoğalttıktan sonra bütün ekibe dağıtın! Sokak tabelalarına yapıştırın, esnaflara dağıtın! Elinizden ne geliyorsa yapın. Sicil kayıtlarına da bakmayı unutmayın!"

Sophie, hemen bir kalem bellek çıkardı ve görüntüleri ona kopyaladı. Ardından katilin bir fotoğrafını çekti. Yazıcıdan onlarca kağıt çıkarttı. Bütün işlerini bitirdi ve düşünceli bir şekilde kahvesini içen VDM'e baktı.

Esrarengiz Mektuplar ve Kanlı Kolyenin Gizemi  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin