Dallarını sallıyordu sıcak yaz gününde. Neden bunu yapıyordu ki? Bu nar ağacından korkmaya baslamisti ama o kızı da görmek istiyordu. Yada sohbet etmek. Çünkü yüzünü merak etmediğini farketti. Sanki yüzünü görse bu sohbetlerin büyüsü kalmayacaktı.
'Ey koca gövdesinde binler haşerat besleyen,bir çok ana kuşun yavrusunu kucaklayan ve kokusuyla,gölgesiyle ferahlık veren nar ağacı. Dün gece rüyamda seni gördüm desem inanır mısın bana? Gördüm ki sen başlı başına değişiyordun ve yağız bir oğlana dönüşüyordun. Dönüştün ve benden yana bakarak kaçtın. Korkuyla geri çekildim. Ben ki bu kör halimle o yağız oğlancığın imtihanı oluverirdim. Bana doğru gulumseyiverdi. Benim imtihanım oldu. Bana bir şey de nar ağacı.. Bu kör kızın rüyası ne ola ki? Ne ola ki nar ağacı kendisine imtihan olarak görüne? Bilemedim. Allah şüphesiz en iyi bilendir.'
Gerisin geri döndü. Yaprakların ayaklarının altında ki hışırtısının son bulmasının ardından Ali derince bir nefes bıraktı. Gözlerini uzun dallı ağaca çıkardı.
'Bir kızcağız nar ağacının imtihanı oluverdi.. Gözleri dünyalardan öteye erişirken..'