6.

459 32 6
                                    

Bölüme bol yorum yapıp vote verirseniz beni çok mutlu edersiniz. Keyifli okumalar. Sondaki soruları cevaplamayı unutmayın:)

*************

Ayşe için kitap alışverişi yaparken kızın ihtiyacı olabilecek diğer okul eşyalarından da bolca almıştık. Kırtasiyeden çıktıktan sonra eve dönmek istememe rağmen Osman sözümü dinlemeyip beni çay bahçesine getirmişti. Kış ayında olmamıza rağmen hava çok soğuk değildi. Hafif rüzgarlı serin bir hava vardı. Çay bahçesinin içi çok dolu olduğundan dışarıya oturduk. Burada liseli bir çift ve Osman'la benden başka kimse yoktu.

Garson siparişimizi almak için geldiğinde Osman konuştu. İki çay, üç tane açma, iki de simit söylediğinde istemsizce dudağım kıvrıldı. Açma en sevdiğim şeylerden biridir çünkü.

"Kahvaltıyı az önce yaptık. Çok şey söylemedin mi?" Garson yanımızdan uzaklaştığında ilk kurduğum cümle bu oldu.

"Kahvaltı yapalı çok olmadı ama hareket edince acıktım. Yeriz hepsini. Sen acıkmadın mı?" Aç değildim ama açmaya asla hayır demezdim.

"Bir tane açma yiyebilirim."

"Bir tane mi? İkisini senin için söyledim. Hepsini yemen lazım." Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında konuşmaya devam etti. "Açmayı sevdiğini biliyorum Meryem." Şaşkınlığım gittikçe artarken Osman arkasına yaslanıp gözlerini tam gözlerime dikti. Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sadece bakıştık. Gözlerimizin aynı renk olduğunu zannediyordum. Ama onunki bir ton daha açık kahveydi. Bakışlarım gözünden yüzüne kaydığında yutkundum. Sakallı yanağını okşamak istedim. Evlendiğimiz ilk gün okşamıştım. O gün her şey iyiydi. Normal evli çiftler gibiydik. Birlikte olmuş, güzel vakit geçirmiştik. Her şeyin hep öyle olacağını düşünmüştüm. Halbuki büyük bir yanılgı içerisindeymişim. O günden sonra gerçeklerle yüzleşmeye başlamıştım. "Sandığın kadar kör ve sağır değilim. Sen resmi ve imam nikahlı karımsın. Açmayı sevdiğini bilmeme bu kadar şaşırma."

"Kağıt üzerinde karın olarak görünüyorum." Dediğimde kaşları çatıldı. Acı gerçeği duymak bir miktar sinirini bozmuştu. Bu durum benim de canımı yaksa da Osman'ın sabahki neşesinin azalmasından haz almıştım. Üzüldüğüm günleri istesem de unutamıyorum. Ben de her şeyi unutup temiz bir sayfa açmayı isterdim. Ama biz o çizgiyi çoktan geçmiştik. Temiz sayfa açılması için kırılan yerlerin onarılması gerekiyordu.

"Cümleni biraz açar mısın?" Okşamak istediğim sakalını kaşıdığında dikkatim dağılmasın diye bakışlarımı kaçırdım.

"Normal karı kocalar gibi miyiz biz?"

"Değil miyiz?" Ağzından dökülen soruyla sinirden gülecektim az daha.

"Değiliz tabi ki. Normal evli çiftler birlikte vakit geçirir."

"Biz de vakit geçiriyoruz. Birlikte alışveriş yaptık. Çay bahçesine geldik, sohbet ediyoruz. Bunlar normal değil mi?"

"Bunu evliliğimizin kaçıncı ayında yaptık peki?" Dediğimde sustu. "Normal bir aile hayatını anlatayım mı sana?"

"Dinliyorum.

"Sabahları kadın kalkar, kocasına kahvaltı hazırlar. Sonrasında adam da gelir mutfağa. Birlikte sohbet ederek, gülerek kahvaltı yaparlar. Adam işe gitmeden önce karısını öper, karısı da eşine sarılır, hayırlı işler der. Kadın gün içinde ev işlerini yapar, çocuğu varsa onunla ilgilenir. Akşam kocası geldiğinde kapıyı güler yüzle açar, kocası da öyle karşılık verir. Yemekler yenir, çaylar içilir, eşler gün içinde yaptıklarından bahseder, sorunları varsa konuşurlar, dertleşirler, çözüm bulurlar. Çözüm bulamasalar bile yan yana olurlar, birbirlerine destek olurlar. Kadın sabah namazına uyanamadıysa eşi nazikçe seslenerek, saçını okşayarak uyandırır. Hafta sonları birlikte dışarıda vakit geçirirler, bazen koca da ev işlerine yardım eder. Daha sayamadığım bir sürü şey var. Biz bunlardan kaç tanesini yaptık?" Bütün konuşmamı dikkatle dinleyen kocam sustuğumda başını yere eğdi. Ona söylediklerimi düşünme süresi verdim. Elimde olsa sabaha kadar konuşurdum. Garson siparişlerimi getirdiğinde ikimiz de teşekkür ettik.

ÇİRKİNİN GÜZELLE İMTİHANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin