KALBİMİN KOMUTANI

32

Yüzümde hissettiğim dokunuşlar ve öpücüklerle gözlerimi zorlukla aralayıp baktığımda öpücüklerin sahibi olan Akın Efe görüş açıma girdi.

"Uykusundan uyandı evimin, kalbimin, hayatımın sultanı. Gül cemaline kurban olduğum karım."

Üzerimde ağırlığını vermeden uzanan Akın yüzüme hayranlıkla bakıyordu. Bu içimde patlamak üzere olan duyguları serbest bırakıcak nitelikte bir histi. Akın Efe'nin  kaslı omuzlarına ellerimi koyup sırıtarak cevap verdim.

"Bu neşeyi kime borçluyuz kocacığım?"

Dudaklarını bebek gibi büzüştürerek hokka burnunu havaya dikti.

"Aşk olsun, kurban olduğum. Ben sana sevgi sözcüklerimi her zaman söylüyorum."

"Aşk oldu ya..."

Büzüştürdüğü dudakları gözlerimi esir altına aldığında omuzlarında ki ellerimi yüzüne getirerek dudaklarını sağ elimin baş parmağıyla okşadım.

"Sana öyle aşığım ki... Sanki kalbim her yüzünü gördüğünde tekrar doğuyor gibi hissediyorum sevgilim."

Akın dudaklarındaki parmaklarıma dudaklarını bastırdığında elimi çekerek omuzlarına yerleştirdim.  Akın, dudaklarımı esir alan gözleriyle yavaş yavaş yüzüme yaklaşmaya başladı.

Sabah Akın Efe'nin içimdeyken hissettiğim sertliği vücudum tekrar istiyormuş gibi kasılmaya başladı.

"Sana öyle aşığım ki... Kalbimin göğüs kafesimdeki et parçasının değilde, her zaman yanı başımda olan sen olduğunu hissediyorum."

Nefesi dudaklarıma vurduğunda çölde su bulmuş gibi büyük bir açlıkla dudaklarına yapıştım. Dudaklarım dudaklarının arasında tıpkı bir yılan gibi hızlı ve kıvrak hareket ettiğinde Akın Efe'nin dudaklarında oluşan gerilmeyle gülümsediğini anlayıp halimizden hoşnut olduğunun bir kez daha farkına vardım.

'Tabi hoşnut olur azgın herif.'

Elleri bacaklarımı bulduğunda beklemeden kendine doğru çekip sıkmaya başladı.

"Seni istiyorum Akın."

Zorlukla dudaklarımı dudaklarından ayırdığımda Akın işittiği fisıltımla şakaklarıma doğru yükselerek dudaklarını şakaklarıma bastırdı.

"Uçağa yetişmemiz lazım, güzelim. Balayında çalışmalarımızı hızlandırmamız gerek zaten. O yüzden bolca bedenlerimiz birbirine kavuşacak."

Dediklerini hiç anlamayıp soru dolu bakışlarla gözlerine derince baktım.
Kıkırtısı kulaklarımı bulduğunda kafasını boynuma doğru hizalayıp başını gömdü. Tenimde hissettiğim soluklarla bedenim gittikçe kasılıyordu.

"Futbol takımımızdan bahsediyorum, güzelim."

"Ne futbol takımı Akın?"

'Boşver, Akın. Bu karın anlayana kadar futbol takımı kurarsınız zaten.'

"Mesaj atarken bahsettiğim 13+1  çocuklarımız var ya, onlar işte."

İlk günden beri 13 çocuğumun babası olarak hayal ettiğim adamın şimdi koynumda uyuyup çocuklarımızdan bahsetmesi yüzümde büyük bir gülümseme oluşturdu.

"13 tane zannediyordum, +1 nerden çıktı?"

Boynumdan gelen kıkırdamayla Akın yüzünü boynumdan kaldırıp gözlerime doğru baktı.

"O promosyon aşkım."

Ciddi bir şekilde bunu söylemesiyle kahkahama engel olamayıp gülmeye başladım.