2

910 100 116
                                    

Sen varsın ya,
Zifiri karanlıklar hiç umrumda değil
İçimde ışıl ışıl parlayan sen varsın ya...

'Hadi masaya geçelim o halde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


'Hadi masaya geçelim o halde.' diyen Bay Kim'e uyarak yemek odasına geçtik. Büyük bir masanın üstünde çeşit çeşit yemek vardı. Çoğunu tatmama izin yoktu fakat bugün annem biraz tolerans göstereceğini söylemişti. O yüzden biraz daha fazla yiyebilirdim normale göre. Masaya ailelerimizin yönlendirmesiyle oturduk. Taehyung tam karşıma oturduğunda ilk defa onu ciddi anlamda inceledim. Kararlı bakan gözleri şu durumda hiçbir işe yaramıyordu. Belli ki o da mecburdu benim gibi.

Fazla yakışıklıydı ki ilk defa şüphe ettim birinin beni beğenip beğenmeyeceğinden. Fazla iyiydi işte. Dalgalı saçları tam benim tipimdi. Daha fazlası değil. Şu an ondan hoşlanmak gibi bir planım yoktu. Ben aileme boyun eğmek istemiyordum.

Sonunda gözleri benim gözlerime değdiğinde derince yutkundum. Ufak bir tebessüm bıraktı bana. Şaşırmıştım. Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda daha çok güldü.

'Gelip bizi çok onurlandırdınız Bay Lee. Umarım bu buluşma gelecek için güzel bir kapı olur.' babam Bay Kim'in sözleri üzerine içten olmayan, sadece benim ve annemin anlayabileceği bir gülümseme bıraktı. Her şeyi sadece kendi için yapıyordu. Aklına hiç mi gelmiyordum?

'Umarım öyle olur Bay Kim.' Bay Kim babama adıyla seslenmişti fakat babam sadece soy ismini kullanıyordu. Statü farkı buradan bile belliydi. Önüme servis edilen yemeklere bir göz attım. Bu kocaman tabağın dörtte birini anca yiyebilirdim. Bu fit vücudu aç kalmaya borçluydum.

'Elbette iyi olacak. Baksanıza Taehyung ve Jennie ne kadar yakışıyor.' sevinçle konuşan Bayan Kim'e baktım. Yakışıyor muyduk? Hayır bu sadece bize inandırmak istedikleri yalanlardan biriydi. Taehyung'un sesini daha hiç duymamıştım ve çokça merak ediyordum.

Annem Bayan Kim'e katıldığına dair bir kaç şey söyledi. Önümdeki tabaktan biraz yedikten sonra hafifçe ağzımı sildim. Her şey çok güzeldi. Karşımda somurtan Taehyung dışında.

'Tatlım yemekleri beğenmedin mi?' gözlerim dolu tabaktan Bayan Kim'in gözlerine kaydı. Annem solumda oturuyordu ve uyarı amaçlı bacağını bacağıma vurdu. Yememek için zaten kendimi zor tutuyordum. Israrlarına karşı gelmek benim için iyice zor olurdu. Sustum bir süre. Mazeret arıyordum. Eteğimin uçlarını avcumun içine topladım. Lanet olsun! Neden birden ağlamak istemiştim. Zoraki bir gülüş.

'Her şey çok güzel fakat ben yemek yemeyi pek sevmem.' kim yemek yemeyi sevmez tanrı aşkına? İnandırıcı değildi bir kere bu. Ama diyecek bir sözüm yoktu. Çoğu zaman susardım ben zaten. Annem kızardı susardım, babam susardı ve ben bir selam vermeye utanır yine susardım.

'Üniversite için nereyi istiyorsun Jennie?' işte bunlar benim sevdiğim konulardı. İçtenlikle gülüp hayallerimin ufak bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmesine izin verdim. Tanrım Kore'den uzakta bir yer... Muhteşem olmaz mıydı? Fazla sessiz kaldığımı düşünerek ağzımı açmıştım ki annem benim yerime konuştu. Her zamanki gibi...

All TimeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin