Ve beklenenler,
neden hep vazgeçildikten sonra gelir?
'Jennie, Bayan Kim düğünün bir an önce yapılması gerektiğini söyledi. Taehyung'un vazgeçeceğinden korkuyor sanırım.' yine bir kahvaltı ve yine bitmek tükenmek bilmeyen sıkıcı sohbetler. Taehyung benden vazgeçmezdi ki bu içimi gıdıklayan bir düşünceydi. Aşık değildik hatta sevgili bile değildik ama bağlanmıştık bir şekilde birbirimize.Kahvaltımı bitirip sessizce çantamı aldım ve annemlere selam verme gereği bile duymadan arabaya adımladım. Kapıyı anında açan şoföre gülümseyerek bindim arabaya. Kısa değildi yol ama aklım o kadar doluydu ki hemencecik varmışız gibi hissettim okula. Beni kapıda bekleyen Taehyung'a doğru adımladım. Gözlerim eline takıldı. Nişan yüzüğümüz vardı parmağında. Heyecandan dudağımı ısırmıştım. Taehyung benim aksime gayet sakindi. Yanına vardığımda sarıldı bana. Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım.
'Bence şu an bana sarılmalısın.' dediğini hızla yaptım çünkü okuldaydık ve biraz daha samimi olmamız gerekiyordu. Kokusu burnuma dolduğunda biraz daha yakından koklama isteği ile dolup taşmıştım. Ama o kısa bir süre sonra ayrıldı benden. Bize dönen bir kaç göz ile kafamı eğdim. Çok rahat biri değildim.
'Bu akşam bize yemeğe gelecekmişsin sanırım.' hızla kafamı kaldırıp kaşlarımı çattım. Böyle bir plandan haberim yoktu. Eve gidip ders çalışmayı falan planlıyordum çünkü iyice aksatmıştım dersleri. Reddetme gibi bir seçeneğimde yoktu zaten. Sadece şaşırmakla yetinmiştim.
'Bilmiyor muydun?' evet bilmiyordum ve bu beni sinirlendirmişti. Annem en azından bunu bana diyebilirdi. Bana gitmek isteyip istemediğimi sorabilirdi. Derin bir nefes verip hafifçe güldüm. Sadece sinirlenmiştim. Bundan daha öncesinde kaç kere anneme böyle sinirlenmiştim? Sanırım hiç. Nişanlandığım için mi kendimde bulmuştum bu hakkı? Tanrım kendime salaklığım karşısında kahkaha atmak istiyorum.
'Boşversene.' diyerek kestirip attım. Yanımıza geldiğini farkettiğim Lisa ve Jungkook ile Taehyung'un çatık bakışlarını es geçmeye karar verdim. Bana böyle bakmaya hakkı vardı sanki? Asıl sinirlenmesi gereken bendim. Evet Taehyung'un suçu yoktu ama sinirliydim işte.
'Selam!' heyecanla konuşan Lisa ile ciddiyetimi bir kenara koydum ve ona neşeyle karşılık verdim. Okulda tek başıma kalmak istemiyordum ve belli ki Lisa iyi bir kızdı. Taehyung hiçbir şey demeden binaya ilerlemeye başlayınca arkasından bir süre baktık üçümüzde. Birden gerilmiştik.
'Sorun ne?' omuz silktim. Bilmiyordum. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum ben. Jungkook arkasından gidince Lisa ile başbaşa kalmıştık. Gözlerinde şaşkınlık vardı. Nişanlandığımız günün sonrasında ne kadar da mutluyduk hepimiz (!) Ben hala gittiği yolu izlerken Lisa elini omzuma koydu.
'Konuşalım mı biraz?' bakışlarım omzumdaki ele gitti. Ağlama isteği yine sarmıştı bedenimi. Hafifçe kafa salladım ve beni tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. Ben ne olduğunu sormadan binaya girdi ve asansöre yöneldi. Cidden onu reddetmek içimden gelmiyordu. Beni nereye götürdüğünü merak dahi ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Time
FanfictionKim Taehyung ve Jennie Kim'in kaderleri aileleri tarafından çoktan yazılmıştı. 'Ben uzun yazılar yazarım,ilham perilerim sen olursun. Bilmiyorum işte, her yere seni yazar her sayfama seni anlatırım ben.' TJ