4.

1.4K 86 117
                                    

-Nora! (?)

+Ha...?

Yine aynı fısıltıyı duymuştu duymasının üzerinden 2-3 saniye sonra gözleri kararmaya başladı Nora'nın. İçinde bulunduğu durum yavaş yavaş onu ele geçiriyordu.

Gözleri tamamen karardı artık hiçbir şey göremiyor ve hissedemiyordu, olduğu yere yığılmıştı.

Rindou bunu fark ettiğinde koşarak kızın yanına geldi. Kafasını kendi dizlerinin üzerine çekti. Saat sabahın 5'i olduğu için etrafta insan bulması imkânsız gibi bir şeydi. Direkt telefonunu çıkardı ve araba getirmesi için birini aradı.

Bir süre sonra araç geldi. Rindou, Nora'yı kucağına alıp arabanın arka koltuğuna bıraktı ve kendisi de şoför koltuğunun yanına geçti.

Araba harekete geçtiği sırada Nora gözlerini araladı. Dikiz aynasından ilk önce Rindou'yu daha sonrada yanındakini gördü. Şoför koltuğunda ağzının kenarlarında derin yara izleri bulunan biri vardı, bir elinde direksiyonu tutarken diğer elinde uyuşturucu tutuyordu. Ara sıra onu kokluyor ara sıra da öksürüyordu.

-Yeter artık çekme şunu, kendini öldürürken bizi de yolda öldürme. (Rindou)

-Ölmezsin merak etme, henüz 3-4 kere çektim. (?)

-Haruchiyo ciddiyim bu konuda. Bizi bıraktıktan sonra istediğini yap ama şu an olmaz. (Rindou)

-hey hey, amma korkak çıktın. (Haruchiyo)
-Onu bunu boş ver de Ran deli gibi etrafta bu kızı arıyor. Onu Ran'a götürmeyecek misin? (Haruchiyo)

-Ciddi misin lan? Hayır amına koyayım şu an götüremem, bizim eve gidiyoruz. Ran ve patrona bu olanlardan bahsetme. (Rindou)

-Hay hay! Görmedim, duymadım, bilmiyorum. (Haruchiyo)

Nora konuşulanları duyuyordu fakat üstündeki halsizlik yüzünden kılını dahi kıpırdatamıyordu. Bu konuşmadan sonra sadece Rindou'nun yalan söylemediği kanısına varmıştı.

~

Sonunda eve varmışlardı. Rindou, Nora'yı taşıyarak yatağına yatırmıştı. Kendisi de yatağın ayak ucuna oturmuş onu izliyordu.

-Bundan sonra iyi olacaksın. (Rindou)

Güneş yeni yeni doğmaya başlamıştı. Kuşlar ötüşüyorlardı ve rüzgâr hafif hafif esiyordu. Artık dinlenmenin iyi olacağı düşüncesi ile kalkmış ve salondaki koltuğa uzanmıştı Rindou.

Tam uykuya dalacağı sırada kapının alacaklı gibi çalınması ile Rindou yerinden zıplamıştı. Uykulu halde kapıyı açıp karşısında abisi Ran'ı gördüğünde içini korku kaplamıştı.

Yüzündeki o ifade sinirlendiğinin ve hatta yakında kötü bir durum olacağının belirtisiydi. Onu öyle gördüğünde istemsizce korkudan titremeye başlamıştı. Üzerindeki baskıyı hissetmişti.

-Sana da merhaba Rin. Son günlerde senden beklemediğim şeyler duyuyorum. (Ran)

-Ne..? Ne gibi...? (Rindou)

Ran, onu elinin tersi ile ittirip içeriye dalmıştı ve hararetli şekilde evin tüm odalarına bakıyordu. Nora'nın olduğu odaya geldiğinde Rindou bağırdı;

-YAPMA! (Rindou)

Bu beklenmedik bir bağırıştı Ran için, hatta bir tür itaatsizlikti. Sinirle kafasını Rindou'ya çevirdi.

-Ne diyorsun lan? Abine karşı mı geliyorsun? (Ran)

-hayır, hayır gelmiyorum. Orası şey... Biraz dağınık o yüzden görmeni istemed... (Rindou)

Ran, sözünü bitirmesine izin vermeden Rindou'nun yüzüne bir yumruk indirdi. Yüzüne aldığı darbe ile yalpalayarak sırtını duvara çarptı.

Ran kapıyı açıp içeride yatan Nora'yı bulduğunda yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. Kızın yanına gidip onu kucağına aldı.

~

Rindou acı ile kıvranarak gözlerini açtı. Bulunduğu yer tamamen karanlık olmasına rağmen vücudundaki ipleri, ağzındaki bandı hissedebiliyordu.

Işıklar büyük bir gürültüyle açıldı. Haruchiyo jeneratörün yanında elinde bir katana ile durmuş Rindou'ya bakıyordu.

...

Please Kiss ||Rindou X Reader||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin