2. Bölüm

185 31 522
                                    

Merhabalar efendim...
Hepiniz hoş geldiniz.

Herkesin,
Bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi,
Bir acısı, bir yalnızlığı,
Bir hüznü...
Çünkü, herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
Turgut Uyar

🥀
Saat üç... Gecenin üçü.

Pencerem açık. Ay ışığıyla beraber, içimi üşüten bir rüzgar giriyor içeriye.

Gözlerimde yine hasret yol almış, yüreğimde ise bekleyiş...

Bakıyorum umutsuzca yıldızlara, bir merdiven hayal ediyorum sonra, her basamakta beni onlara biraz daha yakınlaştıran bir merdiven.

Sanki çıksam yıldızlara, anlatsam derdimi, biraz olsun ferahlayacak ruhum.

İçimde anlam veremediğim şu acı bitecek. Bana çok uzakta olan huzura, kavuşabileceğim.

Düşünüyorum, keşke diyorum, keşke kum saatindeki gibi olsa hayat. Geçen zamanı ters çevirdiğinde geçmiş bugünlere yansısa, tekrardan yaşasam doya doya onunla geçen her bir saniyeyi...

Sevdiğim, hani unutamıyorum ya ben seni, sen de işte unutama öyle beni.

Biliyorum unutmak için gittin, ama yine de istiyorum işte...

Her an hatırla demiyorum, ama en azından arada düşeyim aklına.

Seni onunla o halde gördüğümde yine de seni savunduğumu hatırla mesela.

"Sana inanıyorum," Desem de bırakıp gittiğini, göz yaşlarımı, hayal kırıklığımı hatırla...

Sonra sebebini düşün tüm bunların, bu olanların. Bu kız beni seviyor de, haksızlık ettim de ve geri dön...

Geri dön, baştan başlayalım her şeye, olmamış sayalım, unutalım olanları...

Beyaz sayfaları renkli satırlarla dolduralım...

Rengarenk duygulardan oluşsun bizim kitabımız da.

Bir farkımız olsun diğerlerinden, başardık diyelim en azından, yıkıldık ama toparlanmayı da bildik.

Ayrı ayrı odalarda gülmeyelim yani, bir arada ağlayalım. Hıçkırıklarımızda boğulurken öpüşlerimiz ile çıkalım o yok oluştan.

İki kişi geçiyor şimdi sokaktan, pencereden hayatlarına misafir oluyorum. Biri sağ tarafta biri sol, ara sıra bakıyorlar birbirlerine, sonra göz göze gelince hemen yere iniyor kafaları. Sanki korkuyorlar birbirlerinin duygularını görmeye, ürküyorlar gözlerindeki karanlığa hapsolmaktan...

Bizde mi korktuk acaba? Düşünüyorum, biz mutluyduk. Ya da öyle sanıyorduk...

Kafam karışıyor sevdiğim, bu cevapsız sorular nesef almamı zorlaştırıyor.

Uyayamıyorum, kalkamıyorum, yiyemiyorum, içemiyorum. Ne olacak bu halim? Bilmiyorum...

Tek şey istiyorum, sadece tek bir şey. Bu hayattan göçüp gitmeden son bir kez göreyim seni, son kez içime çekeyim kokunu, son kez gözlerinde kendimi kaybedeyim.

Ama bilmiyorum; şuan nerdesin, ne yapıyorsun, kiminlesin?.. Hiçbir şey bilmiyorum. Bilsem belki daha rahat olacak içim, senin için endişe etmeyeceğim.

Limon KokulumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin