-14-

1K 108 69
                                    

   
    Bakugou sonraki gün sınıfta kahraman isminin Deku olacağını açıkladığında Mina çığlık atmaya başlamış Kiri ise sırıtarak neler olduğunu sormuştu. Tabi Aizawa-sensei herkesi susturmuştu. Derslerden sonra ise sorgulamadan kaçamamıştı.

"Çıkıyor musunuz? Çıkıyorsunuz değil mi? Lütfen çıktığınızı söyle. Bak valla odanı bas-" Bakugou bir eliyle kızın ağzını kapatmış diğer eliyle gözlerini ovuyordu. Ciddi anlamda sinirleri bozulmaya başlamıştı. "Evet çıkıyoruz rakun göz. Sus şimdi kafamı şişirdin." Kız ellerini çırparak feels geçirirken Denki omzuna vurdu. "Ondan hoşlandığını ilk başta bize söylemeliydin." Kiri kafasını salladı. "Kesinlike bro. Bu erkekliğe yakışmadı."

   Denki çenesini eline koydu. "Yalnız ben sizin hikayeyi hala merak ediyorum." Mina baygınlık modundan sıyrılarak parlayan gözlerle ona baktı. "Evet evet evet evet. Her şeyi öğrenmek istiyorum."  Gözlerini ona dikti. "Allahım sabır ver. SALIN BENİ! AYRICA SİZİ İLGİLENDİRMEZ!"

"Aslında bende merak ediyorum." Arkadan gelen melezin sesiyle sesli olarak nefesini verdi. Hiç geçmeyecekti bugün. "Sen neyi merak ediyorsun yarım?" Omuzlarını silkti. "Özgünlüğü olmayan biri senin gözünde hiçbir değeri olmadığını düşünüyordum." Bakugou gözlerini devirdi. "Deku istisna. Kahraman lisesinde değil ama Hepimizden daha çok kahraman."

"Ama değil. İstemesi önemli mi?" Ellerini sıktı. Hele biraz daha sınırını zorlarsa olacaklardan o sorumlu değildi. "Bak ne diyeceğim melez. Deku geldiğinde onunla 10 dakika yalnız konuşmayı dene. Aynı şeyi söyleyebilecek misin?" Sadece omuzlarını silkti. Bakugou ise nefesini vererek  telefonunu çıkardı.

Deku🖤

Kacchan: Oi, hafta sonu buradasın

Deku: Gelirim elbette Kacchan.
Bir şey mi oldu?

Kacchan: Gel işte
Vakit geçiririz...

Deku:kıpkırmızı kesilir/
O-olur

Telefonda nasıl kekelediğini anlamayarak gözlerini devirdi. Utancından kurtarana kadar çok çekeceğini biliyordu ama her şeyde kıpkırmızı kesilen yanakları seviyordu.
...

Hafta sonu yine UA'ye gelen çocuk kapıda onu bekleyen yüzle gülümsedi. "Ben geldim." Bakugou telefonunu kaldırarak çocuğa sarıldı. "Kahvaltıya gel dememiş miydim?" Gergince kıpırdandı. "Şey ben uyuyakalmışım." Nefesini vererek hafifçe kafasına vurdu. "Sanki anlamayacağım aptal." Kafasını kaşıdı. "Ama Kacchan, çoğunu doğru düzgün tanımıyorum bile. Kahvaltı fazla gerici olur."

"Her neyse, bu arada melez senle konuşacak." Kaşlarını çattı. "Melez mi? Ah, Todoroki-kun mu?" Kafasını salladı. "Hem sende bir şeyler diyordun." Onayladı. "Sadece spor festivalinden beri aklımda olan bir şey var. Gücünü gerçekten kullanmıyor." Bakugou sorgulayarak ona baktı. "Bu da ne demek?" Ellerini havada salladı. "S-sadece tahmin Kacchan."

"Biliyorsun gücü hem buz hem ateş. Ama buzu sürekli kullanırken ateşi hiç kullanmıyor. Bu gücünün sadece yarsını kullanıyor demek değil mi?" Kaşlarını çattı. "O aptal geçici lisansta da böyle bir şeyler zırvalıyordu." Yurda vardıklarında içeri girdiler. Mina kızların yanından kalkarak ikisinin dibinde bitti. "Haberleri duydum Midoriya. Bu harika bir şey. En büyük destekçinizim." İki eliyle kalp yaptığında Deku kıpkırmızı kesilir.

"S-siz biliyor musunuz?" Uraraka yanlarına gelir. "Bu hafta Bakugou-kun isminin Deku olacağını söylediğinde herkes tahmin etmişti zaten." Midoriya saçlarını kaşır. "Anladım. Herkesin bilmesi utanç verici olsa da galiba daha iyi."

Todoroki ikiliye bakarak gözlerini devirir. "Saçmalık." Bakugou üzerine ilerlemeye başlar. "Ne dedin sen yarım?" Midoriya elini önüne koyarak onu durdurur ve kendine dönen kırmızılara karşılık kafasını iki yana sallar. "Ne demek istiyorsun Todoroki-kun?"

"Söylesene Midoriya, özgünlüğün olmamasına rağmen kendini güçlü mü sanıyorsun? Sırf Bakugou öyle söylüyor diye."

"Hayır. İstesem bile insanlara yardım edemem ama-"  Bir anlık durur. "Özel olarak biraz konuşabilir miyiz?" Todoroki şaşırsa dahi belli etmeden kafasını sallar. Bu çocuğu hiç anlamamıştı. Anladığı kadarıyla geçmişte kahraman olmak istiyordu ama olamamıştı -özgünlüksüz olduğu için çok doğal-. Şimdi ise çok güçlü özgünlüklü birinin misafiri olarak en iyi kahraman okuluna geliyordu.
Kendine eziyet etmeyi çok seviyordu anlaşılan

...

Beraber bahçeye çıktıklarında Midoriya söze başlar. "Senin de bir numaralı kahraman olmak istediğini düşünüyorum." Konun nereye gideceğini bilmese de kafasını sallar. "O halde siz söyleyin. Herkes tüm gücünü ortaya koyarken sadece yarısını kullanarak nasıl 1. olacağını düşünüyorsunuz?" Şaşkınlığı yüzüne bile yansır. "Tüm gücüm mü? Saçmalık. Elimden geleni yapıyorum. Ayrıca konuyla ne alakası var?"

"Tüm gücünüzü kullanmıyorsunuz Todoroki-kun. Hem buz hem ateş gücün olmasına rağmen sadece buz. Bana güçlü olmadığımı söylediniz ama siz sadece yarı gücünüz kadar insana yardım edip  1. olmak istiyorsunuz.  Üstelik herkes tüm gücüyle sınırlarını zorlarken." Kafasını iki yana sallar. "Üzgünüm ama böyle bir şey mümkün değil."

Todoroki açıkça söylenen sözler karşısında yutkunur. Sorgularsa sözlerin doğru olduğunun biliyordu ama her şeyi bilip bilmeden konuşamazdı. "Bunu seninle tartışacak değilim." Midoriya iki elini kaldırır. "Sadece yardım edip seni uyarmaya çalışıyorum. Belki kahraman değilim ama bunu biliyorum. Sınırları zorla. Plus ultra." Nefesini verir.

"Gücü kullanmaman geçerli bir sebebin olabilir ama iki muhteşem özgünlüğün var. Kullan o halde." Todoroki daha fazla dayanamaz. "ONUN GÜCÜNÜ ASLA KULLANMAYACAĞIM ASLA." Eline kadar gelen buzları durdurur. Çok fazla konuşuyordu bu çocuk. Midoriya gülümser.

"Özgünlüğün sadece sana ait Todoroki-kun."

"Babana ait değil. Onu sadece sen kullanabilirsin." Arkasını döner. "Ayrıca ben güçlü değilim. Kim ne derse desin. Ama bilirsin ya güçlü olmak için her şeyinle çabalamalısın." İlerlemeye devam etti.

Todoroki olduğu yerde kaldı ve sol eline baktı. Kendi gücü mü? Geçici lisans sınavında kontrolünü kaybetmişti ardından okulun zorla götürdüğü psikolog gücüyle alakalı saçmalıklarını dinlememişti bile ama şimdi ateş gücüne karşı duyduğu kin sarsılmaya başlamıştı. 'Aslında o güç ona aitti. Bu kadar basit miydi gerçekten?'

Kafasını iki yana salladı. Öfkesi aynı olsa dahi söylediklerinin sürekli beyninde dolanacağını biliyordu. Ama özgünlüğü olmayan biri onun ne düşündüğünü nasıl anlayabilirdi?

Bakugou'nun sözleri aklına geldi. Deku istisna. Gülümsedi. Kesinlikle bu çocuk farklıydı. Belki de gerçekten ondan öğreneceği bir şeyler vardır.

Todoroki'ye değinmeden geçmek istemedim :)
10 oy gelirse final bölümünü yayınlarım...

Özgünlüksüz Midoriya (Bakudeku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin