8. 1. KABUSUN İZLERİ

120 10 61
                                    

İyi okumalar dilerim!

Sanırım her şey yolunda , Anıl Durmuş
İncelikler, Sertap Erener
Zemin, Emircan İğrek

Sanırım her şey yolunda , Anıl Durmuş İncelikler, Sertap Erener Zemin, Emircan İğrek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8. 1. / KABUSUN İZLERİ

"Al eline meşaleyi, yak geçmişini.. Dindi mi nefretin? Sustu mu çığlıklar? Kaçma, dur! Dinle ve izle. Kan kokuyor etraf.. Baksana eline."

İnsan neyden kaçarsa, ona sığınırmış yolun sonunda. Neyi istemez, neyi görmezden gelirse.. O tutarmış düşmemesi için.

Beklermiş..

Ona sığınacağın anı, sabırla beklermiş.

Nereden mi biliyorum? Çünkü benim yolum, rengi atmış oyuncaklarla dolu bir parkta son bulurken; kaçtığım sokaklar inancım olmuştu umuda. Hayali kelepçeler bileğimi morartırken, yaslandığım kaydırak dost olmuştu düşen omuzlarıma.

Kirpiklerimden düşmek üzere olan göz yaşını, işaret parmağımla sildim. Dizlerime yasladığın başımı ardıma doğru salarken, derin bir soluk çektim içime. Kendimi ilk defa güçlü hissediyordum.

Yanlış.

Kendimi bunca savaşın içinde ilk defa güçlü hissediyordum.

Parktaki sessizlik git gide yükselirken, işittiğim tek şey hiç bir şeydi. Korkuyor muydum? Hayır. Çünkü yalnızlıktan değil de, kalabalıktan korkmalıydı insan. Öyle ki.. gün gelip en güvendiğiniz bile bıçaklarını çekip, nefret saçarken etrafa; size ihanet etmeyecek tek kişi yine sizsinizdir.

Saatlerdir aynı pozisyonda durduğum için, karnıma çektiğim dizlerim uyuşmuştu artık. Yerimde kıpırdanarak yavaşça oturduğum kaydıraktan aşağı uzattım bacaklarımı. Ardından ise avuçlarımı birleştirerek belimi gerdim. Üzerime çöken halsizliği anlatsam saatlerce yük mü taşıdın diye sorarlardı sanırım. Fakat benim halsizliğim fiziken değil ruhendi. Şu an ki ruh halimi tanımlamam gerekirse de, yorgundan daha çok yıpranmış hissediyordum kendimi.

Tenime değen soğuk rüzgarla içim titredi. Üzerimdeki hırkanın fermuarını birleştirerek, boynuma kadar çektim bir çırpıda. Bir ihtimal eve dönerim diye düşündüğüm saatlerin sonunda yine aynı yerde kalmış olmanın getirdiği iç güdü ile hırkanın şapkasını da kapattım. Sanırım bu gece beni misafir edecek tek yer, bu küçük mahalle parkıydı.

Ellerimi başımın ardında birleştirerek çatının altındaki tabana doğru uzandım. Yastığım belki konforlu değildi. Belki üzerime örtecek bir battaniyem de yoktu. Ama en azından hâlâ tek parça, hâlâ buradaydım.

HEZAREN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin