"Sometimes I just think that the universe has created reasons to bring us together."Malfoy'un benden hoşlandığı daha doğrusu bana karşı ne derece olduğunu bilmediğim hislerinin olmasını hazmetmek oldukça zordu.
Geçen iki hafta boyunca ciddi anlamda bir buhran içerisindeydim. Bunu yakınlarımın hepsi farkına varmıştı. Eğlenceli, uçarı ve hayatı yaşayan kişiliğim kısa süreliğine depresyon yaşamıştı.
Rodolphus sürekli halimi sorar olmuştu fakat onun Lucius'un bana karşı hislerini bilmediği açıktı ve en yakın dostu ile arasının bozulmasını istemezdim.
Eğer ikizim arkadaşının bana karşı hislerini biliyor olsaydı büyük ihtimalle onun suratı gerçek bir kurbağaya dönene kadar lanetlerdi.
Küçük kardeşim Rabastan ise normalde kendi aşkı dışında başkalarının duygularını gereksiz bulsada halime üzülmüştü. Hatta en son yaralandığında getirdiği çikolatadan bile vermişti.
En sonunda kendimi bu durumun gerçekliğine ve hislerin varlığına inandırmayı başarmıştım. En azından ruh halimi dışarıdan daha neşeli hâle getirerek insanların benim kötü durumda olduğumu düşünmesini engllemiştim.
Düşüncelerimi ve duygularımı toparlayıp, aklımı biraz daha düzenlediğimde soluğu aldığım ilk yer Silas ve Michelle'in yanı oldu.
İkisinede bu yaşadığımı aynı anda anlatma kararı mantıklı geliyordu. Yoksa yaptığım uzun ve kendime karşı dürüst olan bu konuşması ikinci kez tekrarlama cesaretim olmayabilirdi.
Cesur biri değildim. Bu benim özelliklerimin arasında yoktu. Aksine oldukça korkak olduğumu biliyordum. Sadece dışarıdan imajım konusunda oldukça hassas davrandığımdan çoğu kişi bunu anlamıyordu.
"Yani iddiayı kaybettin. Cezanı sene bitmeden gerçekleştirirsin diye umuyorum."
"Dur Michelle, mükemmel aşk hikayesini bozacaksın. Henüz oğlanın ağzından o tutku barındıran kelimeleri duymadık."
"Hermia'yı sadece bakışı ile baştan çıkarmayı yapabilen birinin kelimelere ihtiyaç duyduğunu sanmıyorum. Silas."
"Narcissa'da seni sadece tek bakışı ile baştan çıkarıyor ama sen ondan beklediğin kelimeyi duymadan onu asla öpmezsin değil mi?"
"İkinizde bir dakika bekleyin. Benim onu öpmek gibi bir planım yok. İkinci olarak yönelimini bunca yıl sonra benim fark etmemi bekleyip ona gerçekten açıkladın mı?"
"Michelle'e suç atma fark etmem oldukça kolay oldu. Ya aşırı fazla derecede anne sorunlarına sahip bir kızdı ya da lezbiyendi. Sanırım iki şıkkıda doğru tutturmuş oldum."
"Tüm safkanların aileleri ile sorunları vardır, Silas. Sadece bazılarının daha azdır."
Michelle dediğinde haksız sayılmazdı. Ailesinin kıymetlisi, babasının prensesi stilinde yetiştirilmiş biri olsamda pek çok konuda karar onlardaydı. Karşı çıkmaya yetkim yoktu.
"Konudan sapmayalım, daha kusursuz yazılacak bir hikaye var."
"Peki o zaman söyle Silas. Onların bir buluşmaya çıkmasından daha kusursuz planın için sabırsızlanıyorum."
"Öncelikle hanımlar, sizi büyük ihtimalle ilk defa duyacağınız bir sözcük grubu ile tanıştırayım. Amor Peccatorum."
Silas'ın yaptığı kültür seviyemizi aşağılar konuşması sinirimi bozsada, Michelle'le ikimiz bahsettiği sözcüklerden en ufak bir şey anlamamıştık. Söylediği 'Amor' her ne sikimse bambaşka bir dile ait olmalıydı. Kaldı ki üç dil bilen biri olarak bunu söylüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴍᴏʀ ᴘᴇᴄᴄᴀᴛᴏʀᴜᴍ || ʟ.ᴍ
Fanfiction𝐘𝐨𝐮 𝐞𝐢𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐝𝐢𝐞 𝐚 𝐡𝐞𝐫𝐨 𝐨𝐫 𝐲𝐨𝐮 𝐥𝐢𝐯𝐞 𝐥𝐨𝐧𝐠 𝐞𝐧𝐨𝐮𝐠𝐡 𝐭𝐨 𝐬𝐞𝐞 𝐲𝐨𝐮𝐫𝐬𝐞𝐥𝐟 𝐛𝐞𝐜𝐨𝐦𝐞 𝐭𝐡𝐞 𝐯𝐢𝐥𝐥𝐚𝐢𝐧. ▪︎𝘞𝘢𝘳𝘯𝘪𝘯𝘨: 𝘮𝘢𝘵𝘶𝘳𝘦 𝘤𝘰𝘯𝘵𝘦𝘯𝘵 𝘢𝘯𝘥 𝘴𝘭𝘰𝘸 𝘶𝘱𝘥𝘢𝘵𝘦𝘴