𝐒𝐡𝐞'𝐬 𝐧𝐨𝐭 𝐦𝐲 𝐞𝐧𝐞𝐦𝐲

266 28 18
                                    


"I hate that
I still want you to
be part of my life"

Y

aşanan kazanın üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti fakat baygın Hermia'nın durumunda hiçbir gelişme olmamıştı.

Olayın ardından hızla St.Mungos'a getirilen Hermia hiç yanlız kalmamıştı kardeşleri ve ailesi her fırsatta onu ziyarete gelmişlerdi.

Tuhaftır ki kazanın olduğu günden beri Lucius'ta onun yanından ayrılmamıştı.

Herkesin ilgisi Hermia üzerinde olduğundan Rabastan  veya Rodolphus, Lucius'un yanlarında bulunmasını sorgulamamıştı.

İşin doğrusu Lucius kendisinin bile neden hâlâ kızın yanında durduğunu bilmiyordu.

Arkadaş değillerdi, tanıdık bile sayıldığını sanmıyordu Hermia için. O halde neden gitmemişti ? Niye onca uykusuz gece boyunca yatağında baygın yatan kızı izlemişti ?

Genç oğlan zihnindeki bu cevabı gelmeyen soruları durduramadan yine bakışlarını yatağa çevirdi. Hermia'nın niçin kendisini onun yerine feda ettiğini bilmemek deli ediyordu.

Lucius kendisini deli eden şeyin Hermia'nın baygın olması mı yoksa aynı hareketi kendisinin yapmayacağının getirdiği vicdan azabı mı olduğunu kestiremedi.

Tek istediği her zaman tartıştığı eski yakın arkadaşının yeniden uyanmasıydı. Merlin biliyordu ki onunla tartışmayı bile özlemişti.

Lucius zamanının azaldığının farkındaydı artık okula dönmesi gerekiyordu fakat Hermia'yı bırakmak bir yana kızın uyandığını görmeden odayı terk etmek gibi bir niyeti yoktu.

"Neden Buz Kraliçesi ? Hiç düşmanlar bir biri için kendini feda eder mi ? Bunu niye yaptın ?"

Oğlan sözlerinin ardından ilk defa bir şeyin farkına kesin olarak vardığını hissetmişti.

Hermia onun düşmanı değildi. Belkide hiçbir zaman olmamıştı.

Onlar sadece özür dilemek yerine kavga etmeyi seçmiş iki inatçı kişiydi.

Bundan dolayı pişmanlık duymuyordu Lucius'un kitabında özür dilemek hiçbir zaman yer almamıştı fakat şuan dost olsalardı bu durum başlarına hiç gelmeyecekti. 

Malfoy oğlanı uzun zamandır Hermia ile hiç bu kadar yakın olmamıştı.

Hatta zorunda kalmadıkça aynı odada bile bulunmaktan kaçan bu ikilinin durumları oldukça trajikomikti.

Lucius yatakta yatan kıza baktı sanki iki haftadır baygın değilde yarım saatlik şekerleme yapıyor gibiydi.

Güzelliği ve asaletinden tek bir dakika bile ödün vermemiş olan Hermia yatakta kıpırdamadan mum misali yatıyordu.

Oğlan bu duruma hayret etmeden edememişti.

"Lütfen Majesteleri artık uyanın her türlü işkenceye razıyım yeter ki iyi ol Astrid."

"Onun bu adının kullanılmasından hoşlanmadığını biliyor olmalısın ?"

"Bakanlıkta olman gerekmiyor mu Avery ?"

Lucius, Ünlü Seherbaz Edgar Avery'in habersiz bu ziyaretinden hiç memnun kalmamıştı.

Görünürde bir problemi bulunmasa bile Lucius ne okulda ne de safkanlar arasında Edgar'a hiçbir zaman sıcak bakmamıştı.

Ve Edgar'ında Lucius için hoş düşünceleri olduğunu varsaymak pek doğru değildi.

Edgar'da Hermia ile birlikte olduğu süre boyunca Lucius'tan hiç haz etmemişti ve işin geçmiş yüzünü bildiğinden Lucius'un da neden kendisinden hoşlanmadığını tahmin ediyordu.

"Hermia, işimden daha önce gelir Malfoy her zaman."

"Doğru ben eski sevgilimin başına bir olay gelse koşarak giderdim tabi nasıl akıl edemedim."

"Kafanda ne kuruyorsun Malfoy bilmiyorum ama Hermia değer verdiğim insanların başında tabi onu ziyaret edecektim."

Lucius sessizce Edgar Avery'yi süzüyordu.

Genç, yakışıklı ve safkan bir aileden gelen uygun biriydi nasıl oldu da Hermia ile aralarında bir şey yaşanmamıştı.

Sebebini az çok bilse bile tatmin olmuş değildi Edgar'ın bu durumu nasıl kabullendiğini asla anlamamıştı.

Dürüst olmak gerekiyordu ki eğer Hermia gibi bir kız onun sevgilisi olsaydı. Lucius öyle bir kızı elinden kaybetmemek için her şeyi göze alırdı.

Lucius'un kızgınlığı ve öfkesi içten içe kendisine olan bir sinirden kaynaklanıyordu çünkü Hermia'yı zaten bir kere kaybetmişti ve onu geri kazanamamak oğlanın içindeki yaraydı.

Ve Malfoy, Edgar'ın Hermia ile ayrılıklarından sonra hâlâ yakın kalmalarını çok kıskanıyordu.

"Merak ediyorum Avery, nasıl oldu senin gibi hırslı biri Hermia ile hiç bir şey yaşamadı."

"Sevgiyi hırsa dönüştürmek aptalların işi Malfoy. Her ilişkinin sınırı var Malfoy ve bu sınırlar hiçbir zaman tek taraflı genişlemez."

Edgar, verdiği cevapla kafası karışan gence bakarken  minik zaferinden keyif almıştı. Malfoy'un yapmak istediği şey basitti.

Hermia ile yaşadığı şeyi ona karşı başarı olarak kullanmak istiyordu bir üstünlük simgesi gibi.

Fakat Malfoy'un bilmediği şey ise Edgar'ın kendi yerinin ve sınırının farkında olmasıydı.

Hermia'yı sevmişti ama kızdan hiçbir zaman dönüş beklememişti. Hermia'nın ona gösterdiği sevgi ile yetinmişti çünkü o kadarı bile Edgar'ı fazlasıyla mutlu etmişti.

Edgar, dıştan görünenin aksine hiçbir zaman Hermia'nın gözünde Lucius'un yeri için savaşa girmemişti.

Ondan üst yerde olmaya çalışmamıştı çünkü istese bile olmayacağının farkındaydı.

Ve gerçek bir Slytherin kaybedeceği kavgaya asla girmezdi.

Edgar, Hermia'nın ne kadar inkar etsede Lucius'a değer verdiğini biliyordu hatta bu olayı Hermia'nın verdiği değerin kanıtı olarak görüyordu.

"Sana dürüst olayım Malfoy. Senden hoşlanmıyorum ama eğer Hermia senin için kendini feda ettiyse umarım sende davranışlarının bilincinde olursun."

"Ben kimsenin kendini feda etmesini istemedim özellikle Hermia'nın..."

"Bak sana bir tavsiye ben yerinde olsam uyandığında Hermia'dan davranışlarım için özür dilerdim ve yeniden arkadaş olmaya çalışırdım."

"Senden öğüt almaya ihtiyacım yok Avery. Ayrıca bir Malfoy asla özür dilemez."

"Evet, bir Lestrange'de hep kendini düşünür keşke bu kurallara her zaman bağlı kalınsa o zaman Hermia bu yatakta yatıyor olmazdı !"

Edgar'ın odadan çıkması ile Lucius yine düşünceleri ile beraber kalmıştı.

Konuşmadan sonra istemese bile bir konuda Avery'e hak vermişti mutlaka Hermia ile aralarında olan bu küslüğe son vermeliydi. Artık zamanı gelmişti.

Fakat nasıl yapacaktı ?

20.07.2022

ᴀᴍᴏʀ ᴘᴇᴄᴄᴀᴛᴏʀᴜᴍ || ʟ.ᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin