2

4 0 0
                                    


"Her şey hazır. Ev sahibinin annesi gelecek birazdan. İmzalar atılınca oturmaya başlarsınız." Yüzümde güller açıyordu. Bu ne güzel bir gündü. Mutfağa geçtim. Elimdeki poşetlerden birindeki mamayı çıkarıp ağlayan Ahu'ya yedirmeye başladım. Biberona su doldurup ona içirdim. Ağlamaya devam ettiğinde altına yaptığını düşünüp bezini değiştirdim. Ahu birkaç kat battaniyenin içerisindeydi. Ne kadar sıcak olursa olsun, onun yeni buz gibiydi. Emlakçının gözleri bir benim üzerimde, bir Ahu'nun üzerindeydi. Bu adam tehdit miydi neydi böyle? Hâlâ ev sahibinin annesini bekliyorduk. Sonunda zil çaldığında emlakçı benim meşgul olduğumu düşünüp açtı kapıyı.

Sarı, ensesinde biten saçlarıyla altmışlı yaşlarında olduğunu düşündüğüm bir kadındı. Ahuya emzik verip ayağa kalktım. Kadın beni baştan aşağı süzdü. "Tülay," diyerek elini uzattığında sıktım. "Meryem," dedim. Sahi, benim ismim Meryem'di. Zihnim bu kadar bulanıkken dilim nasıl böyleydi anlayamıyordum. Yarım saat soru ve kısa cevapların ardından ödeme yapmış, evi tutmuş bir haldeydim.

Onlar gittiğinde Ahu uyuyordu. Ben de aç olduğumu fark edip bir yumurta kırdım. Dolapta bir şişe vardı, içki mi ne. Yeşil, üstünde şarap yazıyor. Ne zararlıydı böyle şeyler. Ev sahibi eskiden burada yaşıyormuş, onunmuş her şey, öyle söylemişti emlakçı bey. Yemeği yedikten sonra uykum gelmeye başlamıştı.

Gözlerimi kapattım, on saniye sonra Ahu'nun ağlayışıyla uyandım. On saniye sandığım, üç saatmiş meğerse. Saat gece on ikiye geliyordu. Ayağa kalkıp Ahu'yu kucağıma aldım. Önce altına baktım, temizdi. Sonra mama vermek istedim yemedi. Neyi vardı ki? Ağlayışı şiddetleniyordu. Korkmaya başlamıştım. Hasta mı oldu ki? Öyle olsaydı yanmaz mıydı teni? Ağladıkça ağlıyordu. Artık elimden bir şey gelmediği kucağımda onu pışpışlayarak bir o yana bir bu yana yürümeye başladım. Ahu'yu aldım dolaba koydum.

En sonunda salona gelip çöktüm dizlerimin üstüne. Birden yanaklarım ıslandı. Ağlamaktan nefret ederdim. O yüzden bağırmaya kadar verdim. Ahu'nun sesini bastırana kadar bağırmaya. Boğazın acıyordu artık. Ses evi doldurdu ama Ahu'nun sesini asla bastıramadım. Bu sefer koşup televizyonu açtım. Sesini sonladım, kulaklarımı kapadım. Bir yandan bağırmaya devam ederken Ahu'nun sesi daha da yükseldi. Kapının zilinin bu gürültüye eşlik ettiğini anlamamış olmalıyım ki, birden sertçe açıldı kapı. Karşımda iki kişi, bana bakıyorlar. Bense bağırmaya devam ediyorum.

Karşımda beş kişi vardı. Biri sarışın bir kadın, diğeri esmer bir adam, yaşlı bir adam ve onun eşidir herhalde dediğim biri, bir de sarışın bir adam var. Ne oluyor bilmiyorum. Ben siyaha büründüm. Önüm arkam sağım solum sobe, bütün hepsinden şikayetçiyim. Bütün siyahlıklardan yemin ederim şikayetçiyim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

önsezi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin