Sabah annemin kolumdan dürtmesiyle yatakta sağa sola dönüp kıpırdanırken "hadi kalk okulunu geciktirme. O kaçtığın günlerinde cezasını kesicem." Yorgani üzerimden atıp aniden kalktım.
- Ne gibi meselaa?
- Mesela şu sevdiğin grup vardı Mardingal mı ne ona gitmene izin vermem.- Madrigal anne hahahah ayy hiç güleceğim yoktu he.
- Neyse ne işte sen annenle dalga mı geçiyorsun? Biz sizin gibi imkanlar yoktu tabi ilkokula kadar okuduk.
- Aynen hadi sen çık çayları koy ben de arkandan gelirim.
Gönderilen: Gözde
Kankaa annem okuldan kaçtığımı öğrenmiş ceza olarak da konsere gidemeyebilirsin dedii!
Gönderen: Gözde
Ohaa kızım ne diyorsun her şey hazır biletleri aldım bile ne yapacağız?
Gönderilen: Gözde
Pazar gününe kadar temizlikte falan yardım edeyim ders çalışırım biraz da gözüne girerim ben onun ya kolay o.
Gönderen: Gözde
Valla ben bilmem kanks yani hallet meseleni.
Salondan seslenen annemi duyduğumda mesaja görüldü atıp eşofmanın cebine koyarken iç kısmında delik olduğunu fark ettim. Saçlarımı yukardan toplayıp ensemi açıkta bıraktım. Malum anneler... Sanki evde herkes kel tek benim saçım dökülüyor gibisinden yaygara kopardığından dolayı evdeyken saçlarımı açmama fikrinden yana kullanıyordum.
- Defnee!Kız hala toplamadın mı odanı döverim valla seni!
- Topladım anne. Anneme baktığımda koltuğun tepesine cıkmış kornişleri takıyordu.
- Şu perdeleri yıkadım asacağım ver hadi bana.
- Ya daha kahvaltı etmeden sen niye temizliğe girişiyorsun ki anlamadım.
- Temiz olmak iyidir kızım. Oldu da iki dakika sonra öleceğiz ayy şu kadının evi ne kadar piiis mi desinler. Ornek verirken ki konuşma şekli o kadar komikti gülmekten kendimi alamayıp düşmemek için kapıdan tutundum.
- Hadi gel ver perdeleri.
Koltuğun üzerine bıraktığı tülleri kollarımın arasına alıp uzattım.
- Ben demesem şunu vereceğin bile yok Defne.
-Abartma annee! Annem perde asmakla meşgul olduğundan ekmek alma görevi bana düşüyordu. Üzerime hırkamı alıp çıkarken paraları içerde unuttuğumu hatırlayıp tekrar döndüm. Bozuk demir para cebimde sesler çıkarırken hızımı azalttım. Girişte oturduğumuz için dışarı çıkıp sitenin hemen karşısındaki markete doğru ilerlerken mahallenin çocuklarından olan Giray çamurlu topu tam bana doğru atacakken yaptığım son kaçış hamle sayesinde kurtuldum.
- Seni gidi küçük bücür! Sakın bidaha böyle şeyler yapma! deyip topunu uzak yere tekme atıp savururken elimle giysimin üzerine dokunup okşar gibi yaparken "ohh olsun" dedim. Omuzlarımı dikleştirip yoluma devam ederken Fatih'in bana bakıp güldüğünü görmemle sinirlerim bozulsa da derin bir nefes alıp umursamamaya çalıştım.
- Ne bakıyorsun öyle ya korktuk ablacım.
- Kes sesini be. Markete girdiğimde indirimi duyan bugün Giresun halkı sanki buraya toplanmış gibi kalabalık bir ordu vardı. Omuzlarımız birbirine çarpa çarpa ilerlerken ekmek rafından bir tane alıp direk kasadaki sıranın arkasına geçtim. Beş altı kişinin ardından sıra bana geldiğinde elimde hazır duran dört lirayı verip kendimi marketin dışına atıverdim. Oturduğumuz sitenin kapısını açıp içeri girdiğimde Tülin ablayı karşımda görüp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
01:34 | The Best Time İs With You |☘
Short Story[Küçük bir an bütün dengeleri değiştirir.]