39 13 36
                                    

- Günaydın kuşum.

- Günaydın Ayla abla.

- Kusura bakma öyle aniden geldim ama sana kahvaltı getirdim.

- Sağol Ayla abla ben bir şey yemek istemiyorum. Anne ve babam 10 gün önce trafik kazanında vefat ettiğinden beri doğru düzgün yiyemez hale gelmiştim. Bir şeyler olup bitiyor ama benden hiçbir şey olmamış gibi gibi hayatıma devam etmemi bekliyorlar. Yatağın kenarındaki komodinin üzerine tepsiyi bırakıp karşıma oturduğunda beni hâlâ küçük bir çocuk gibi bağrına basar saçlarımı okşardı. Odamın kapısı bir anda tekrar açıldığında bu sefer gelen Gülfem'di. Ayla ablanın Almanya'dan okuyup gelen tek kızlarıydı. Dedikodu yapmayı ve gezmeyi çok sever yeri geldiğinde bütün gün evde oturur bilgisayarından dizi izlerdi.

- Hoşgeldin Gülfem.
- Bana eşlik eder misin?

- Tabi ederim canım arkadaşım.

- Siz takılın burda ben evdeki temizliğe kaldığım yerden devam edeyim.

Ayla abla bizi yalnız bıraktığında bir süre hiç konuşmadan kahvaltı ederken ekmeğe reçel ve kaymak sürüp koca bir ısırık aldım. Gülfem ile sohbet ederken telefonuna gelen bildirim evde büsbütün bir sessizlik sağladı.

- Fatma Nur mesaj atmış ya okulda yazdığımız bir not vardı bende duruyorsa atmamı istedi.

- Beni soran eden yok tabi. Destek verdiğini hissettirmek ister gibi elimi tuttu.

- Öyle düşünme hepimiz özledik seni. Hem hocalar da seviyor seni online şekilde seni konulara hakim tutmaya çalışıyorlar. Bunların farkındasın değil mi?

- Farkındayım ama evde olmak artık çok sıkıyor beni.

- Bilmez miyim aşko! Ama söz veriyorum bunu sana yapan bir bulunsun daha beterini yapacağım ona!

- Bir şey yapsan bile ne değişecek?

- Asla isyan etme. Olduğun durumu güzelleştir hayata öyle bak hep yaptığın gibi yap. Olaylar olumsuzken bile sen neşe dolu bir kızdın, hep iyisini düşünürdün.

- Eskiden düşünürdüm evet.

- Güçlü kalmalısın İpek.

- Siz hayatı ne kadar kolay sanıyorsunuz ya! Kaldıralım şunları doydum zaten yatağa dökülmesin.

Hiçbir şey demeden tepsiyi aramızdan alıp mutfağa götürdüğünde elimde sımsıkı tuttuğum çerçeveye bakıverdim.

Gülfem odaya girdiğinde gözümden akan yaşları eelimin tersiyle silip iyi kalmaya çalıştım.

- Acını belki yaşamadan anlayamam ama inan bana sen güçlü bir kızsın ve her şeyin üstesinden gelirsin. Yeter ki iste.

- Sağol Gülfem.

- Ben çıkıyorum şimdi kırtasiyeden almam gereken malzemeler var. Bir şey lazım olursa ararsın.

- Tamam görüşürüz. Yerimde otururken öylece arkasından gidişini izledim. Yine ve yine kendimle baş başa kalmıştım... Yatakta uzanırken arkama aldığım yastığı dikleştirip daha rahat olmamı sağladım. Sephanın üzerinde duran kitabımı elime alıp kaldığım sayfayı açtım. Kitapların arasındaki o kokuyu severdim.

Sayfayı okurken gördüğüm cümle çok dokunaklı ve güzeldi.

' yüreğinin içi iyi olduktan sonra kapkara bir zenci çocuğu olsan bile fark etmez. Güzeller güzeli bir yüzün olsa bile, yüreğinde şeytanlık olduktan sonra, merak etme, o güzellikte de bir anda çirkinleşiverir.' Yazıyordu. Ve gerçekten doğru bir sözdü. Bir süre kitap okumaya daldığım esnada bir kıpırtı sesi geldi. Sesin olduğu yöne doğru dikkat kesilirken aynı ses tiz bir tonda tekrar duyuldu.

01:34 | The Best Time İs With You |☘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin