Sustu Hyunjin. O da biliyordu anlatmıyacağını zaten sadece şansını denemişti. Gecenin kalan kısımlarında ikili hiç konuşmadan önlerinde ki duvarı seyredip sigaralarını içmişti .
_______
Felix'in evden kaçmasından tam iki hafta 4 gün, okuluna yeniden gitmeye başlamasından ise tam olarak bir hafta 4 gün geçmişti. Bu zaman içerisinde Felix sabahları okulunda derslerini işleyip okuldan sonra ise hyunglarının barına gitmişti. Okul hayatı normaldi yani , tabi bütün arkadaşlarını kaybetmesini saymazisek .
Evet , Felix bütün arkadaşlarını daha doğrusu kendilerini eskiden Felix'e " arkadaş" olarak tanıtan kişileri kaybetmişti. Hepside Minji ile olan kavgası yüzündendi.
Şaşırmamıştı aslında o bu duruma . Sonuçta güzel, iyi , başarılı biri dururken neden kendisi gibi çirkin , yeteneksiz , sorunlu bir yan karakteri tercih etsinlerdi ki . Böyle bir şey imkansızdı.
Öte yandan onun ile iletişimini koparmayan bir kaç kişi vardı. Bunlardan biri de jeongin di . Okula tekrar gelmeye başladığı günden beri onunla tenefüslerde sohbet ediyor ve her zaman onunla beraber öğle yemeğini yiyiyordu . Bu kısa zamanda bayağı yakınlaşmalardı okuldaki en yakın arkadaşının jeongin olduğunu artık kesin olarak söyleyebilirdi Felix.
Jeongin , melek kavramının tam olarak karşılığıydı . İlk geldiği gün ona neler olduğunu sormuş fakat Felix'in olanları anlatmak istemediğini anlayınca onu üstelememisti bunun yerine sürekli onu mutlu etmeye çalışmış ve bir an olsun bile eski " arkadaşlarını" düşünmesini engellemişti .
Bütün arkadaşlarına rağmen mutluydu Felix çünkü kendine yeni gerçekten arkadaşı diyebileceği birini bulmuştu.
Diğer kendisi ile iletişimini koparmayan kişi ise kesinlikle onun en çok şaşırmasını sağlayan kişiydi.
Hwang Hyunjin her zaman ki gibi çok anlaşılmaz biriydi .Minji ile kavgaları dan sonra kendisi ile iletişimini koparacağını sanmıştı Felix ama onun düşündüğünün tam aksine hyunjin onun ile daha da fazla vakit geçirmeye başlamıştı. Sabahları selamlaşıyor , tenefüslerde kısa sohbetlere giriyor hatta ve hatta ara sıra hyunjin , Hyunjin'in arkadaşları, jeongin ve Felix beraber öğle yemeklerini yiyiyorlardı. Haa birde tabi akşamları vardı.
Felix ve Hyunjin her akşam beraber Chan'in barına gidiyor , başlarda oturup içkilerini yudumluyor -ara sıra Felix grup ile şarkı söylüyordu- sonra ise o gece yaptıkları gibi bar ile pastahanenin oluşturduğu aralıkta sessizce sigaralarını yakıyorlardı . Artık Hyunjinden acısını saklama gereği duymuyordu Felix bu yüzdendir ki arada sigarasının zehirli dumanı ciğerlerini doldururken bir kaç damla firar ediyordu gözlerinden .
İlk hyunjin'in yanında ağladığı günü hatırlıyordu da , çocuk fazlaca telaslanmıs ne yapacağını bilemez bir halde Felix'e bakmaya başlamıştı - açıkçası Felix bunu fazlaca komik bulmuştu - sonra ise gencin yüzünü kendine çevirip omzuna yaslamak için bir hamle yapmaya kalkmış fakat Felix'in rahatsız olabileceğini düşünüp Felix'in parmaklarıyla kendi parmaklarını birbirine kenetlemek ile yetinmişti.
Haklıydı da , eğer o gün Felix onun omzunda ağlasaydı kendini sonrasında kötü hissedicekti çünkü her ne kadar o sarılmayı sevse de ve Hyunjin ile bir kaç gündür bir arkadaşlıkları? olsa da hâlâ onun için bir yabancıydı Hyunjin .
Her ne kadar ağlamak için bir omuza sahip olamasa da parmakları ile oynayan uzun parmaklar , kendi soğuk elini ısıtan sıcak avuç kedisini fazlasıyla rahatlamıştı o gün. Bunu anlayan Hyunjin ise her gün, orada , Felix her ağladığın da parmaklarını birbirine kenetlemişti .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side Character | Hyunlix |
De Todo/ Laughing on the outside crying on the inside / - Ana karakteri olmadığın bir hikâye de mutlu sona ulaşabilirmiydin ? Felix'e göre cevap belliydi... kesinlikle hayır.